Tabii bloga ne yazdığınız da
önemli.
On, on iki kafadarın bir araya gelip de ıslak ayak kokulu, Türk ve cumhuriyet düşmanlığı yaptığı liberal
yavşaklıklarının sanal metinlerine de “blog”
deniyor, en nihayetinde.
Küçük gözlük takıp traş olduktan sonra “ resmî tarih” diye
söze başlayıp sonra da fesli Kadir iftiralarına, Müslüman masumiyetinin
hırkasını giydiren “temiz yüzlü Müslüman genç”
imajıyla “yazar” olmak son on yedi
senenin genel karakteri oldu.
Gözlüğüyle traşıyla gömleğiyle ayakkabısıyla İsveçli görünüp
de memlekette imamların sözlerine göre
yaşanabileceğini düşünen bir çarpık
sosyetemiz zuhur etti. O sosyete de “sosyal medya” denen şeyi kendi ayak kokulu
çöplüğüne çevirdi.
Hal böyle olunca insan ne yazacağını da bilemez oluyor.
Ayağa oje sürme fetvasının karikatürize edilmesinden daha
derin bir düşünsel yöntem bilmeyen kaba muhalefet ki gençlerin kafası bir
ölçüde çalışanlarının bile en sevdikleri tarz bu, sanalağda traşlı ve temiz yüzlü şeriatla birlikte “kupon
arazileri” kapmış görünüyor.
Her neyse…. İşte geldim, gidiyorum. Bu hafta da blogu iyi kötü doldurduk. Okur musunuz,
okumaz mısınız bilmem…
Kalın sağlıcakla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder