Veya “Nasıl Liberal Olunmaz” Diye
Düşünmek
Dizi bir “en kötü durum senaryosu”. “ Yeni mi anladın?” diye soracaklara
Einstein Abi’nin yan evde oturduğunu
söylemekle yetineceğim.
Burada üç nokta üzerinde
özellikle duruluyor:
1- Amerikan
hayat tarzı hiç beklenmediği kadar büyük bir ihanetle ve saldırıyla her an
karşılaşabilir. Herkes böylesi bir saldırıya karşı hazırlıklı olmalıdır.
2- Saldırı
ne kadar büyük olursa olsun, “devlet aklı”
her protokolü önceden hazırlamıştır.
3- Ve belki de en önemlisi bu: ABD her ne kadar “federatif”
ve eyalet özerkliğine dayalı olarak kurulmuş olursa olsun, hiç kimse “federatif”
sıfatını, ulusun egemenliğini bölmek, devletin bütünlüğünü zedelemek için
kullanamaz. Bu madde bence önemli çünkü Türkiye’de bebek katili Kürtçü
teröristleri ideolojik olarak sosyalistlerden çok daha fazla semirten liberallerin çoğunluğu, dünyada “federatif”
kurumların aslında nasıl da “ulusal” çapta bir bütünlük ifade ettiğini
gizlediler. Böylece liberalizmin ancak köy ağalarının, eşkıya önderlerinin
silahlı derebeyliklerine izin verilerek yaşayacağı kanaatini, arkalarına dinci
muktedirleri ve PKK’nın silâhlı tehdidini alarak herkese dayattılar. Bugün dağdan
taştan “Ne mutlu Türküm diyene!” vecizesinin silinmesinin, andımızın
kaldırılmasının ardındaki en büyük ihanet işte bu vatansız liberalizm
sömürüsüdür.
Peki ama neden liberallere neden
bu kadar yükleniyorum? Çünkü örnek aldıkları en liberal ülkenin bile ulusal
bütünlük, ulusal egemenlik konularında ne kadar bilinçli ve tavizsiz olduğunu
sırf iki tane şeyh, birkaç tane Kürt ağası onları kayırsın diye gizleyerek
Thoreau, Locke, Mises gibi pek çok büyük düşünürün düşünsel mirasına ve dahası
Türk Milleti’ne ihanet ettiler.
Belki çoğu liberallerin, bu tip
popüler Amerikan think tank gösterilerinde
vatan hainlerine ABD’de nasıl muamele edildiğine dikkat etmeleri, Kürt etnik
ırkçılığının manevi sözcülüğünü ve vicdani sömürücülüğünü yapmış olmalarından
dolayı faydalı olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder