Tutarlı ve “büyük
fikirler” yazmak istiyorum. Yani çoğu zaman öyle yapmak istiyorum. İyi de
neden?
Galiba bunu birazcım,
içimdeki “kahramanlık güdüsünden” dolayı
yapmak istiyorum. Ama diğer yandan…
Söylenmemiş, ihmal edilmiş, görmezden gelinen şeyleri hatırlatmak istiyorum.
Başarıyor muyum?
İlk bakışta hayır… Peki ama başaramıyorsam ne
yapmalıyım? Vazgeçmeli miyim?
Neden bu konuda kafa yoruyorum? Çünkü “ses getirmek”, ünlü
olmak galiba günümüz toplumunun gözde
değeri. Okunmamaktan şikâyet etmek de bir yere kadar makul.. Fakat cevapsız
kalmak pahasına bile yazmak ne kadar makul?
Bu bir kişisel gelişim yazısı mı? “Kişisel gelişim” diye bir
kategorinin doğması bile tuhaf. Sanırım felsefenin asıl amacı zaten bu. Fakat…
Herhangi bir felsefi gayret göstermek istemeyen kitlelere “olgunlaşma hapları”
satarak mutlu olmalarını sağlamak gibi şeyler kafamda bir yere oturmuyor. Öyle
bir k,tap okumayla falan da olmuyor galiba…
Neyse fayansç.ılar işlerini bitirdi, tesisattaki sorunlar
giderildi.
Feci uykum geldi. Aaa ne güzel blog yazdım, değil mi?
De haDİN İYİ GECELER!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder