8 Ekim 2018 Pazartesi

Blog Yazdım Hasan'a



Tutarlı ve  “büyük fikirler” yazmak istiyorum. Yani çoğu zaman öyle yapmak istiyorum. İyi de neden?

Galiba  bunu birazcım,  içimdeki “kahramanlık güdüsünden” dolayı  yapmak istiyorum. Ama diğer yandan… Söylenmemiş, ihmal edilmiş, görmezden gelinen şeyleri hatırlatmak istiyorum.

Başarıyor muyum?

İlk bakışta hayır… Peki ama başaramıyorsam ne yapmalıyım?  Vazgeçmeli miyim?

Neden bu konuda kafa yoruyorum? Çünkü “ses getirmek”, ünlü olmak galiba  günümüz toplumunun gözde değeri. Okunmamaktan şikâyet etmek de bir yere kadar makul.. Fakat cevapsız kalmak pahasına bile yazmak ne kadar makul?

Bu bir kişisel gelişim yazısı mı? “Kişisel gelişim” diye bir kategorinin doğması bile tuhaf. Sanırım felsefenin asıl amacı zaten bu. Fakat… Herhangi bir felsefi gayret göstermek istemeyen kitlelere “olgunlaşma hapları” satarak mutlu olmalarını sağlamak gibi şeyler kafamda bir yere oturmuyor. Öyle bir k,tap okumayla falan da olmuyor galiba…

Neyse fayansç.ılar işlerini bitirdi, tesisattaki sorunlar giderildi.

Feci uykum geldi. Aaa ne güzel blog yazdım, değil mi?
De haDİN İYİ GECELER!

Hiç yorum yok: