Geçenlerde bir sosyal Wickileaks'e bağlantı verilen bir haberden sonra derinağa girmeğe yarayan bir tarayıcı indirdim. Ben indirmesine indirdim de küçük kızım hemen sildi.
Sanalağda arama yaptığımda, ağın büyük bölümünün aslında gezindiğimiz sitelerin diplerinde olduğunu söylüyorlar. Bir buzdağı benzetmesiyle falan karşılaşıyoruz.
Bunlara bir itirazım yok.
Merak ettiğim şu: Sanalağ, servis sağlayıcılardan oluşmuyor mu? Sanalağ servis sağlayıcıları, kocaman odalara yüksek kapasiteli bilgisayarları doldurarak ağ üzerinden bunların birer santral gibi çalıştırmıyorlar mı?
Diyelim ki bir odayı bu şekilde doldurduk. Sistem çalışmağa başladı. Evimizdeki bilgisayara, aile denetimleri vs ekleyebilirken bu bilgisayarları, (bahsedildiğine göre) kiralık katil ilanlarına, silah kaçakçılığına vs'ye karşı denetlemek çok mu zor?
Öyle bir hava yaratılıyor ki sanki sanalağ yapısı kendiliğinden oluşmuş ve denetlenemez bir organizma gibi görünüyor. Yani sanki MIT'nin ya da STanford'un haylaz öğrencilerinin, odalarında ya da lab.larında yarattıkları bir genetik ürününün, sevimli bir yavrudan devasa ve doymak bilmez bir canavara dönüşmesi gibi... Kaldı ki ejderhalar bile belli bir asalete sahipler ama derinağın nerdeyse organik yapısı bilinçsizce saldırgan ve doyumsuz bir başka tür canavar gibi karşımıza çıkıyor. Sanki sanalğ yaratıcılarının denetiminden kurtularak adeta kanserli bir biçimde büyüyor, yayılıyor.
Hayır, elbette sanalağa denetim getirip de canımızın istemediklerini engelleyelim, demiyorum. Ama derinağda yürütülen etkinliklerden bahsedildiğinde, insanın kanı donuyor.
Ne zaman derinağdan bahsedilse kendimi, ayı saldırısına karşı hiç bir işe yaramayan minnacık bir çadırla koskoca bir ormanın ortasında kalmışım gibi hissediyorum.
Yani işin donanım kısmı daha en başından kurulurken, bu kadar denetim dışı nasıl işletilebiliyor. Normalde kanunsuz faaliyetler "istisnaidir" ve bu yüzden bizi fazla endişelendirmezler. Kötülüğün, daha doğrusu denetlenemezliğin daha az olduğunu bilmek bize kendimizi güvende hissettirir.
Oysa derinağla ilgili kafamda, tarafların, bitişik evlerin duvarlarını delerek alternatif ve kapalı sokaklar yaratarak birbirlerini keskin nişancılarla avladıkları, kanalizasyonların bombalarla doldurulduğu şehirsavaşları senaryoları canlanıyor. Öyle ki artık şehir, trafik ve nezaket kurallarıyla yaşanan bir güven ortamı olmaktan çıkıyor.
Sanalağaın karanlık derinlikleri, tünelleri görünen o ki üstünde yaşadığımız cici şehirlere göre çok daha büyük ve adamakıllı korkutucu görünüyor.
Böylesi bir derinlik hem korku hem merak uyandırıyor insanda.
2 yorum:
Tüm dünya demokrasi yönetimi filan diye vekaletlerle yönetilmiyor mu? Bence korkmamıza gerek yok aşağıdakilerle yukarıdakileri aynı el işletiyordur.Biliyorsak derin değildir,bilmemize izin verilmiştir o kadar.
Yorumunuz yüreğime su serpti, eksik olmayın.
:)
Saygılar.
Yorum Gönder