Japonya 2. Dünya Savaşı’nda
darmadağın edildi. Bir Amerikalı komutan
imparatora “ Artık şu Tanrılık iddiasından vazgeçseniz nasıl olur?” dedikten
sonra imparator bir judo hasırı kadar sade bir insana dönüşüverdi.
Bir müddet ordu kuramadılar.
Anayasalarındaki ilkeler büyük ölçüde Amerikalılarca belirlendi. İmparatorları
ilâhî bir varlıktan sembolik bir yöneticiye dönüştüğünde, kimse onu suçlamadı,
imparatorları da onlara küsmedi.
Dünyanın ilk beş ekonomisinden
biri oldukları halde imparatorluk ailesinin yaşantısı, milletlerine yaraşır bir
sadelikte devam etti.
Ve bu asil ailenin bir prensesi,
geçenlerde Türkiye’ye geldi. Büyük atamızın huzurunda geleneklerinin en savaşçı
asaletiyle selâm verdi. Öz disiplini şaşırtıcı derecede güçlü ve hareketleri
bir o kadar içtendi.
Ve birkaç yıl önce kendisine “sultan”
denmesini isteyen, Türkçe konuşan bir
hanedan eskisi, yalnız Atatürk’e hakaret etmekle kalmadı, bir de “dedesinin sözde
mal varlığını/mirasını geri almak”
istedi.
Japon prensesi Mikasa,
sadeliğiyle derin bir sükûnet ve saygı hissi uyandırırken Osmanlı eskisi sözde “prensesimiz”,
ancak işporta satıcılarına yakışır bir hırçınlıkla medyatik oluvermişti.
Peki bu iki insandan biz ne gibi
bir ders çıkaracağız? Çıkaracağımız ders şu:
Mikasa, hayatı alt üst olup da
bütün değerlerini yeni baştan inşa eden Japon’ların asaletini temsil ediyordu.
Sözde “prensesimiz” ise yozlaştırılmış
bir demokrasiyle bir düğmeye basarak
istediğini yapabileceğini sanan ve yabancılaştığını uzun zaman fark
edemediğimiz, üstelik de artık Türk olmakla ilgilenmeyen koskoca bir kitlenin
cehaletine ve hırçınlığına dayanarak şımardıkça
şımardı.
Japon prensesi, damarlarındaki
asil kanın ona ne tür bir kudret bahşettiğini bize gösterip vatanımızı
onurlandırırken Türklüğü kanından silinmiş bir asalet asalağı, yabancılaşmış ve
yozlaşmış bir kitlenin sözde gücüyle vatanımızı kirletti.
Not: Bu yazıyı, sözde prenseslerin görüntüleriyle kirletmek istemediğimiz için yalnızca Mikasa'nın görselini ekledik.
3 yorum:
Yörükler "Asil azmaz bal kokmaz " derler.Bizim sultan müsvettesi hangi cariyeden olduysa işte böyle yapar.
Ayrıca prensesin yarı beline kadar eğilip verdiği selam fotosunu da koy bence.
Onu da düşündüm, fotoğürafa boğmak istemedim, aslında eklemek lâzım. Yörüklerdoğru söylemiş. Atamızın da yörük olduğu düşünülürse...
Yorum Gönder