19 Aralık 2010 Pazar

CHP’den Ne Köy Olur Ne Kasaba


CHP kurultayı ne işe yarar?

CHP Türk Milleti’ne ne verebilir?

Salona solcu teröristin resimleri asılmış… Yani? Memleketi kocaman bir GULAG’a çevirmek için kan döken insanların gölgesinde kalmış bir parti, bize umut vermeye kalkıyor…

CHP korkunç bir kafa karışıklığı içinde… Ne milletini tanıyor, ne dünyayı okuyabiliyor, ne iktisattan haberi var ne de etik biliyor.

Dolayısıyla bütün yaptığı “Her ne istiyorsanız devlet size yapacak!” demekten öteye gidemiyor.

Her aileyi sigortalı yapacaklarını söyledi genel başkanları.. “Bu parayı nerden bulacağımızı soruyorlar! Bu parayı buluruz, fakirin hakkını da koruruz!” diye gürledi sayın Gandhi…

Evet mesele “paranın bulunmasıdır” ama para ağaçtan toplanmaz. Para ağacı ancak büyüdükçe ürün veren, ancak topraktan besin alabildiği zaman, alabildiği kadarını verebilen bir ağaçtır. Yani aldığı minerale ve suya, alabildiği karbondioksite göre fotosentez yapabilecek bir yapısı vardır. Yani Türkçe’si üretimsiz para olmaz! Üretmeden para harcıyorsanız yaptığınız birbirinizi bir takım kâğıt parçalarıyla kandırmaktır. O kadar ki gün gelir o kâğıt parçalarının bir kamyon dolusu bile bir ekmek almaya yetmez. Çünkü parayı birilerinin elinden alınıp diğerine verildiğinde besleyici bir gıda sandığınızda onun yaratılmasındaki emeği, fikri ve zamanı yok sayıyorsunuz demektir.

Nitekim Sayın Gandhi “O paray buluruz!” derken buradan iki en fazla üç ihtimal çıkarabiliriz.Gerçi kendisi daha sonra üretime önem vereceklerini söuylüyor ama gene de “kimin üreteceği” sorusunu es geçiyor. Geçmek zorunda çünkü kendi başına üretim yapan bir müteşebbisin, kendiliğinden kapitalist olacağını ve yaptığı üretimin riskini karşılayacak bir kâr edip lüks içinde yaşamak isteyeceğini görmek istemiyor.

Ne yapıyor? Müteşebbisi ve sermayedarı görmezden gelip, üretilen malları ve bu malların bedeli mukabili birbirimize sunduğumuz ortak mübadele aracını, bunların elinden alıp ev kadınlarına dağıtmak istiyor.

Veya… “Canım matbaalar emrimizde değil mi, basarız parayı herkesi paraya kavuştururuz!” gibi bir cin fikirlilik peşinde?

Veya.. “Canım o kadar zengin adam var, mallarını müsadere eder, halka veririz!” gibi bir salaklığın hâlâ hümanizm olduğunu sanıyor?

Veya “Bize borç verecek adam mı yok?” diye düşünüyor?

Her halükârda görünen o ki, CHP’nin ekonomi mantığı “Ne pahasına olursa olsun”cu bir nevi eşkıya mantığı… Çünkü “Biz bu parayı buluruz!” söylemi, bir siyasi partinin, temel hakları dikkate almaksızın, yani iktidarının temel haklarla kısıtlı oluşuna aldırmaksızın, kendine göre gereken her şeyi yapacak kadar gözü kara ve şedit olduğunun bir göstergesidir. Bir hukuk devletinde devlet, vatandaşlarıyla “ Ne pahasına olursa olsun” mantığıyla ilişki kurmaz. “Ne pahasına olursa olsun” ancak varoluşsal bir mücadelede gelinebilecek bir noktadır ki o noktada zaten bütün kurumlar ve kurallar düşman tarafından çiğnenmiştir, aynen bugün bizim meclisimizde “Ben Türk değilim ki!” diyerek benim vergilerimle beslenip her gün bizi ölümle tehdit eden hainlerin bizi sürüklemeye çalıştıkları nokta gibi…

Bu noktada CHP’nin 70’lerdeki enternasyonalist, vatansız özüne döneceğine ilişkin bir belirti olarak PKK avukatının parti meclisine seçilmesi kararının ardından Gandhi Bey’in şu sözlerinin garabeti oldukça çarpıcı:

Ulusal Kurtuluş Savaşı ile özgürlüğün kazanıldığını, mücadele edildiğini, şehit verildiğini anlattı.

Ağzını açıp da o savaşı veren ulusun kim olduğunu, bir PKK avukatını kırmamak için söyleyemeyen bir adam hâlâ “Atatürk’ün partisini” yönetmek iddiasını sürdürüyor…

Görünen o ki CHP, PKK belası bitirildikten sonra 80 öncesi ülkeyi kana bulayan sol terörün yeni besiyeri olmaya hazırlanıyor. Zaten şu sıralar milliyetçilere yönelik hakaret ve iftiraların tekrar ısıtılması, servis edilmesi de bunu gösteriyor. Hangi şeref ve ahlâkla Türk askerine silâh çektiklerinin, sayısız milliyetçiyi şehit ettiklerinin, sayısız milliyetçiye işkence ettiklerinin, insanlık düşmanı liderlerin resimlerini ve bayraklarını taşıdıklarının hesabını verememiş insanlar bu gün özlerine dönmekte ve PKKyı aralarına almaktadırlar. Evet CHP 70’lere dönmekte, PKK’nın siyasal ve silahlı öğretmenliğini yapan eski haline gelmektedir.

Şu tarihten sonra CHP’nin herhangi bir “ulusal” terim kullanması, ahlâka ve hukuk mantığına aykırıdır. CHP kendi içine PKKyı alarak Türk Milletiyle ilişkisini kesmiştir. CHP bundan sonra rakı içilen, denize girilen yerlerde de artık PKK yandaşı, bir bölücü olarak görülüp de terslenirse hatanın kimde olduğuna şaşmamalıdır.

Hiç yorum yok: