Nihat Genç de AKP tabanının
dışlanmaması gerektiğini düşünüyor.
Yani kefenli abim, türbanlı
bacım, Fatma Teyze’m, Hacı Amcam…
Sizin ne dediğinizi anlamamız gerekiyor.
Meselâ kefenli abiler, siz “ AKP
için ölümü göze aldık!” diyorsunuz he mi? Yani meselâ CHPlilerin köşe başında
“Ulan şuradan bir AKPli çıksa da öldürsek!”
falan dediklerini düşünüyorsunuz herhalde? Yani herhalde memleketin her
yerinde herkesin aniden ölebileceğini,
dolayısıyla kefenli dolaşmanın Müslüman ahaliye vacip olduğunu falan
düşünüyorsunuz. Size bir sır vereyim mi? Şehitler kefenlenmez, elbiseleriyle ve
hem de yıkanmadan defnedilirler…
Ya da meselâ
15 Temmuz’da darbeci askerlerin
elinize aldığınız paspas saplarından, kemerlerden falan korkup da teslim
olduğunu düşünüyorsunuz herhalde. Ya da
kışla kapılarına çöp kamyonu koyunca tankların bu engelleri aşmaktan korkarak parka
çekildiklerini mi düşündünüz? Kızmayın yahu anlamağa çalışıyorum.
Peki ne yapalım? Ne yapsak daha mutlu olursunuz? Meclise falan
boş verip mahkemeleri, milletvekillerini,
bakanları, bakmayanları, merdivenden kayanları falan tek bir insanın
seçmesine razı gelsek; bizi
kardeşiniz sayar, kefenle gezmekten
vazgeçer, elinizdeki Vleda saplarını toprağa gömer misiniz?
Peki mesela seçtiğiniz insan,
çocuğunuzun askerlik yaptığı yer her neresiyse;
“ Ben ümmetin halifesiyim ulen!
Buralara Kürdistan, şuralara Lazistan,
vergi veren gerzeklerin memleketine de Kazistan
diyorum!” dese; “ Elhamdilillah oğlumuz artık Kürdistan’da askerlik ediyor, şehit falan olmayacak, PKKlı abisi de
onu vurmayacakmış!” diye sevinecek
misiniz?
Ya da hadi sizin mahalleden birini başgan ettiniz,
diyelim; evinizin makarnayla mı dolup
taşacağını düşünüyorsunuz?
Yoksam… “ Sana ne lan? Biz
Müslümanız! Müslüman gibi yaşayacağız! Ama sen de Müslüman gibi yaşayacaksın!
Müslümansan Müslümanlığını bil hırt!” falan mı diyorsunuz?
Şimdi mesela size: “Abiciğim bu
yol, yol değil… Yarın bir gün her tarikat, her cemaat , her aşiret kendi başına
silâhlanmağa başlarsa; durmadan hakaret ettiğiniz Türk Ordusu’nu ararsınız
ama bulamazsınız. Sizi kimse kurtaramaz, her mahallede IŞİD benzeri çeteler kelle kesmeğe başlar!” desem
siz de bana: “ Olsun, CHPliler, dinsizler, Türkler, ırkçılar, Atatürkçüler
ölsün de biz zaten kefenimizi giymişiz,
biz de ölürüz!” mü dersiniz?
Abiciğim ben sizin türban
“duyarlılığınıza” falan hep saygılıydım
da siz türbanı her yere soktunuz. Bir yandan türbanı her yere sokuyorsunuz,
öbür yandan fetva kanallarınızda, “Kızların okuması gerekmez, Müslüman çocuk
yetiştirsin yeter!” deniyor. Abi bir karar verin ama…
Karınıza kadın doktor
istiyorsunuz ama kadınla erkek bir arada okumasın istiyorsunuz. Kızmayın ama
sizin siparişinize göre üniversite
açmamız imkânsız. Dünyada da öyle bir üniversite falan yok, bilmenizi isterim.
Siz bir “Evet” dediniz diye de şapkadan üniversite çıkarmamız mümkün değil.
Bir şey soracağım: Sizce başı
açık kadınların hepsi “yollu” falan mı? Mesela şort giyen kadınlar ölse de olur
mu? Ya da meselâ şimdi Anayasa
değişikliğine evet deyince başı açık, şortlu kadınları şıp diye örtüp imana
getirtmek mi istiyorsunuz? Yani meselâ kadının biri “ Bu ne ya? Ben bunu örtmem
!” falan derse, otobüste ağzının üstüne tekmeyi yapıştırıp “Müslümansan
Müslümanlığını bil orospu!” mu demek istiyorsunuz?
Şimdi Derya Hanım
kefenli abilerime kabalık ettiğimi, onları anlamağa çalışmadığımı
söyleyecek, adım gibi eminim.
Türbanlı ablalarım, sizinle
ilgili merak ettiğim bir şey var:
Okuduğunuz gazetelerden bir türbanlı kadın yazar “ IŞİDçilerle yatmak cenneti garantilemektir!” derken ne dediğini
hakikaten anladınız mı? Yani o
gazeteci abla çarşaflı bir kadının bir
yatağa yatıp bacaklarını ayırıp üstünden yirmi tane birden erkeğin geçmesine
izin vermesine “cihad” derken … Bu ablanın sözlerini, sırf CHPlilere, fasıklara vs inat namusunuza sığdırabiliyor musunuz?
Biriniz çıkıp “ Ablacığım sen kafayı mı kırdın? Bu dediğini açık kadınlar yapsa
“orospuluk” derdik.” Falan demeyi akıl edebildi mi?
Ya da “ Başbakan emretsin 12
yıllık yuvamı yıkarım!” diyen ablaya hiç biriniz “ Yahu abla! Senin ağzından
çıkanı kulağın duyuyor mu?” diyebildi mi?
Bak türbanlı bacım… Yarın senin
istediğin gibi biri başkan olsa şeriatı ilan etse… Sence ne olacak? Yani her
mezhebin kendi mahkemesini kurması ile daha mı adil bir ülke olacağız?
Türbanlı bacım mirasın
kırıntısını ancak elde edebildiğinde “Oh be zaten malın fazlası beni bozardı!”
falan mı diyecek?
On beş yıldır, bir partiye
istikrarlı şekilde oy veriyor musunuz? Evet.
On beş yıldır, oy verdiğiniz
partinin her dediğini olduğu gibi kabul ediyor musunuz? Evet.
Türk ırkını yok sayıp
milliyetçiliği ayaklarınızın altına aldınız mı? Evet.
“Size bir Kürt kedisini bile
vermem!” diyerek PKK ile kol kola giren Barzani ile gurur duyduğunuzu
söylediniz mi? Evet.
Evet deyince ne olacak?
Memleketin Kürdistan, Lazistan vs
diye bölünmesinin önü açılacak.
Başkanınızın atadığı hakimlerle
aynı tarikatten değilseniz adaletten
şüphe duyacaksınız.
Ekmeğiniz bir kişinin iki dudağı arasında olacak.
Sizin seçimlerinizin falan hiç bir öenmi kalmayacak, başkanınız ne derse o olacak!
Bunların hepsi sırf siz bütün
kadınlara türban taktırmak istiyorsunuz diye olacak.
Daha da anlamadıysan hemşerim… “Evet” dersen
yok olacağız, hem de hep beraber! Çünkü şimdiye kadar mendil kadar arsan için kapısını aşındırdığın laik mahkemelerin, oğluna iş bulsun diye gittiğin vekillerin, hırsıza , uğursuza karşı medet umduğun jandarmanın falan hiç biri artık olmayacak!
Sen ölmek nedir bilir misin? Kafandaki
“örnek” ancak IŞİDçi intihar bombacısı ise sana söyleyeyim, örnek aldığın
yaratık insan falan değil, bilesin…