Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasını sağlayan, İstiklâl Harbi’nin muzaffer ordusu “Türk Ordusudur”.
Bu, bir millî devlet olmadığı iddia edilen Osmanlı İmparatorluğu’nda da böyleydi.
Çünkü imparatorluğu kuran, teşkilâtlandıran, ona dilini ve kültürünü aşılayan büyük toplumsal yapı, büyük millî oluşum, Türk Milleti idi.
Meselâ sovyet imparatorluğu, çok uluslu sosyalist bir birlik olduğu iddialarına rağmen açıkça bir Rus devleti idi.
İstiklâl Harbi’ni kazanan büyük Türk Ordusu, kendi neferlerini, dünyanın diğer askerlerinden ayıran Türkçeleştirilmiş bir adla anıyordu: “Mehmetçik”!
Müslüman ülkeler arasında kendi askerine bir isim veren, üstelik de onu peygamberinin ismiyle anan tek millet Türk Milleti idi.
“Mehmetçik” Türk askerinin alâmet-i farikasıdır.
“Mehmetçik” Türk bayrağının şanını, Türk Milleti’nin bekasını koruyacak kahredici gücün adıdır.
Dolayısıyla İstiklâl Harbi verilirken Türk istiklâli için Türk Bayrağı’nın şanı için çarpışan bütün askerler Türk askeri ve “Mehmetçik” olarak bilinmiştir.
İstiklâl Harbimiz, kiralık askerlerle, anlaşmalı aşiret çapulcularıyla, pazarlık usulü yürütülmemiştir. İstiklâl Harbi’miz Mehmetçik’in, Türk millî egemenliğini son ve tartışılmaz şekilde işgalcilere, ayrılıkçılara ve hainlere öğrettiği büyük ve mukaddes bir mücadeledir.
Vatanımızda bizimle yaşayan unsurlar, Mehmetçik’in öğrettiği bu dersi kabul etmiş, kendilerini “Mehmetçik” olarak kabul etmiş unsurlardır.
Bu topraklardaki belirleyiciliğimizin/ egemenliğimizin bölünmezliğinin ve tartışılmazlığının bir kaynağı da “Mehmetçik” adının mutlak kavrayıcılığı ve bütünleştiriciliğidir.
Dolayısıyla hiç kimse bu toprakların düşman işgalinden kurtuluşunda yaptığı katkıları bir “pey” olarak öne süremez. Çünkü millî mücadelede katkısı olduğunu iddia eden herkes o mücadelenin asıl yürütücüsü olan Mehmetçikle aynı ad altında, aynı bayrağın selâmeti ve istiklâli için çarpışmaktan dolayı var olabilmiştir.
Eğer Türk varlığının bekası mücadelesinde Türk Milleti ile aynı tarafta yer alınmışsa bu bir lütuf sayılamaz. Zira İstiklâl Harbi’miz Anadolu’nun Türk yurdu olduğunu gösteren nihaî mücadeleydi ve önünde Türk bayrağını taşıyan Türk Ordusuyla başka bayraklar arasında geçmişti.
Bundan dolayıdır ki İstiklâl Harbi, Anadolu’da tek bayrak, tek dil ve tek millet olduğunu, işgalcilere, ayrılıkçılara ve hainlere gösteren büyük bir mücadeleydi.
Bu mücadelenin sembolü “Mehmetçiktir”.
Mehmetçik bu topraklarda yaşamanın, “vatandaş” olmanın teminatıdır.
Mehmetçik, başka hiçbir İslam mensubu millete nasip olmayan tek ve büyük mukaddes bir ordunun sembolüdür: Türk Ordusu’nun!
Bundan dolayıdır ki Mehetçik’i düşman kabul eden hiç kimsenin bu topraklarda kendisine temin edilen , hayat, hürriyet ve mülkiyet haklarından yararlanmaya hakkı yoktur. Bu topraklarda tek bir asker vardır: Mehmetçik! Tek bir bayrak vardır: Türk Bayrağı! Tek bir dil vardır: Türkçe!
Bedel ödediğini iddia eden etnik ırkçılara, bu vatanın tekliği için Türk Milleti’nin gerçek bedeli bin yıldan fazla bir zaman evvel ödediğini hatırlatırız. O bedel Türk Milleti’nin asil tarihiyle kayda geçmiş, Türk Milleti’nin evlatlarının kanıyla yazılmış ve tapu senedi “Mehmetçik” tarafından mühürlenmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti, Türk milletleşme sürecinin son ve çelikten halkasıdır. Bu sürece katılan herkes, evlâdını, kendi ordusunu peygamber ocağı olarak bilen tek Müslüman milletin ordusuna emanet eder ve onu “Mehmetçik” diye bilir.
Çocuklarını “Mehmetçik” saymayanlar, kendi hayatlarını, mülklerini ve hürriyetlerini koruyan büyük Türk Milleti’ne düşman olmayı tercih etmiş demektir.
Şu bilinmelidir ki Türk Ordusu, dünya üzerinde Türk adı var oldukça şanlı bayrağımızın gölgesinde yaşamak isteyen herkesin koruyucusu olacaktır. Bu büyük ve mukaddes ordu, birliğimizin düşmanlarının, ayrılıkçıların, hainlerin de yılmaz ve yorulmaz kahredicisi olarak kalacaktır.
Bundan dolayıdır ki İstiklâl Harbi, Anadolu’da tek bayrak, tek dil ve tek millet olduğunu, işgalcilere, ayrılıkçılara ve hainlere gösteren büyük bir mücadeleydi.
Bu mücadelenin sembolü “Mehmetçiktir”.
Mehmetçik bu topraklarda yaşamanın, “vatandaş” olmanın teminatıdır.
Mehmetçik, başka hiçbir İslam mensubu millete nasip olmayan tek ve büyük mukaddes bir ordunun sembolüdür: Türk Ordusu’nun!
Bundan dolayıdır ki Mehetçik’i düşman kabul eden hiç kimsenin bu topraklarda kendisine temin edilen , hayat, hürriyet ve mülkiyet haklarından yararlanmaya hakkı yoktur. Bu topraklarda tek bir asker vardır: Mehmetçik! Tek bir bayrak vardır: Türk Bayrağı! Tek bir dil vardır: Türkçe!
Bedel ödediğini iddia eden etnik ırkçılara, bu vatanın tekliği için Türk Milleti’nin gerçek bedeli bin yıldan fazla bir zaman evvel ödediğini hatırlatırız. O bedel Türk Milleti’nin asil tarihiyle kayda geçmiş, Türk Milleti’nin evlatlarının kanıyla yazılmış ve tapu senedi “Mehmetçik” tarafından mühürlenmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti, Türk milletleşme sürecinin son ve çelikten halkasıdır. Bu sürece katılan herkes, evlâdını, kendi ordusunu peygamber ocağı olarak bilen tek Müslüman milletin ordusuna emanet eder ve onu “Mehmetçik” diye bilir.
Çocuklarını “Mehmetçik” saymayanlar, kendi hayatlarını, mülklerini ve hürriyetlerini koruyan büyük Türk Milleti’ne düşman olmayı tercih etmiş demektir.
Şu bilinmelidir ki Türk Ordusu, dünya üzerinde Türk adı var oldukça şanlı bayrağımızın gölgesinde yaşamak isteyen herkesin koruyucusu olacaktır. Bu büyük ve mukaddes ordu, birliğimizin düşmanlarının, ayrılıkçıların, hainlerin de yılmaz ve yorulmaz kahredicisi olarak kalacaktır.
Zafer bayramımız TÜRK MİLLETİ’ne kutlu olsun!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder