Enternasyonalizmin Bilimci Faşist Yönelimine Kısa Bir Bakış
Türk'lerden nefret etmesinin sebebinin ırken Kürt olması olduğunu sanan kızın şaşkınlığı |
Şu günlerde özellikle Türk
düşmanı, sağcı-solcu enternasyonalistlerin pek tuttuğu DNA analizi videoları
sanalağda cirit atıyor.
Bu videolarda insanlara mensubiyetleri,
milliyetleri ve bunlar hakkındaki, fikirleri sorulıuyor. Daha sonra bu
deneklerden alınan örneklerdeki bir takım
haplotiplere bakılarak onların
kalıtımlarının izi sürülüyor ve hangi ırklardan geldikleri onlara “bilimsel”
olarak gösterilerek aslında “sandıkları kadar saf olmadıkları” gösteriliyor.
Burada denekler sonuçlara çok şaşırıyor
ve aslında “olduklarını sandıkları kişiler olmadıkları” gibi bir sonuca
varıyorlar.
Acaba bu deney sanıldığı kadar şaşırtıcı ve
gerçekçi mi? Yoksa kasıtlı bir bilimsel izolasyonun bilinçli saptırmasından
mı ibaret?
Bu deneyin tek sosyal yönü, deneklerin mensubiyetlerinin
beyan edildiği bölüm. Bunun dışında DNA kalıtımı analizinin bize, aslında
öğrettiği ya da gösterdiği hiçbir sosyal kanıt yok.
Deneyin sosyal bir beyanla başlaması, sosyolojik verilerle
yürütüleceği izlenimini uyandırıyor. Oysa deney kalıtımla yürütülüyor. Bu durumda deney “biyoloji”
sınırlamasıyla verilerini diğer her
şeyden izole ediyor. Oysa insanların
mensubiyetlerine dair beyanları alınırken onlardan “ırklarıyla” ilgili
herhangi bir cevap alınmıyor. Denekler “üstünlüklerini” dahi öne sürerken bunun
için “biyolojik” bir argüman ileri sürmüyorlar. Öne sürdükleri gerekçelerin
bağlamı, deneyi yapanlarca göz ardı ediliyor ki bu da deneyin” saptırılmasına”
yol açıyor.
Deneyi yapanlar, uzun zaman önce
kalıtımı etkilemiş yabancı ırk karışımının, insanın değer edinimiyle, toplumsal
bilinciyle ne derece ilgili olduğunu hiç
açıklamıyor. Dolayısıyla örneğin deneklere “ İngiliz olmaktan ne anlıyorsunuz?”
“ Kürt olmak sizin için neden önemli?”
vs sorular sormak yerine, insanların mensubiyet şuurlarının salt bilinen ırksal
kökenlerden gelebileceği dşüncesinden yola çıkıyorlar.
Bilimsel yöntemleri kötüye kullanan
insanlar, başka bilimlerin
gerçeklerinden, tespit yöntemlerinden, toplumsal gerçeklerden habersiz bir
biçimde “insanların sadece genetikle, kalıtımla kimliklenebileceği” gibi
saçmasapan ve dahası çocukça bir kabulle
DNA analizine girişip insanların kimlik kabullerini aşağılıyorlar.
Şüphesiz her mensubiyet bir millete/ulusa ait olmuyor. Kürtler,
Ermeniler vs. kabile ya da etnik
topluluk mensubiyetleri de var. Fakat
deneyi yürüten kalıtsal ırkçı zihniyet, bu mensubiyetlerin içindeki “insani
kurgulamayı”, “değer oluşturma işini” tamamen yok sayıyor.
Bu sözde deney, insanlığın bir
bütün olduğunu düşünmemizi isteyen ve
bunu da değerlerimizi bizzat
bize inkâr ettirerek dayatmağa yönelen yeni enternasyonalizmin bir ürünü.
Eğer DNAlarımızla
kimlikleniyorsak neden DNAlarımızın “
saf” kalmasını sağlamak için uğraşmayıp da diğer ırklarla karışma yolunu
izlemişizdir?
Diğer ırklarla karışmamıza rağmen
kültürel anlamda nispeten homojen, ortak değerleri paylaşan, ortak duygular
geliştiren beraberlikler kurmamız acaba DNA’nın hayvansallığından daha üstün
bir insani eylem değil midir?
DNAcı enternasyonalizm farkında
olarak ya da olmayarak kınadığı Alman ırkçılığının yöntemlerini daha da
geliştirerek insan toplumlaşmasını dolayısıyla insanlaşma gelişiminin kendisini
yok etmeğe yöneliyor.
Bize bir yandan “DNA’n kadar
konuş!” diyor, diğer yandan, aklımızı biçimlendiren toplumsal /insani
şablonları yıkmağa yöneliyor. Eğer faşizmin salt antikollektivist bir ırkçı
baskı yönetimi olduğuna hâlâ bir KGB
şartlanmasıyla inanıyorsak önümüzdeki
gerçeği idrak etmemiz zorlaşıyor.
Oysa faşizmin doğasının, sizi herhangi bir baskı ile insanlık dışı bir
yöne sürüklemek olduğunu düşündüğünüzde bahsi geçen sözde kalıtım deneylerinin
asıl zararlı etkisi ortaya çıkıyor.
Enternasyonalizm bu sözde bilimsel,
saptırılmış , izolasyonist sonuçlarıyla insanlık dışı- faşist yönelimini bir
kez daha gözler önüne seriyor.
4 yorum:
46XY :)
Sanırım deneyi yapanlar "Bakın ne kadar millisiniz. O yüzden gelin halkların kardeşliği diyelim hep beraber..." diyebilmek için diğer değişkenleri göz ardı ederek salt DNA üzerinde milletleşme çabasına cevap geliştirmeye çalışmışlar.
Yalnız bu arkadaşlar en güzel cevabı teee yıllar öncesinden Ziya Gökalp vermiştir.
De mi ya?
Kazanı yorumsuz bırakmayalım!
Yaşa var ol!
e-devlet şecere veriyor dostlar koşun bakın.Otuz altı etnik kökenden hangisi size uyacak bakalım.Sürprizler gırla gidecek.
He valla' Selcen Hanım!
Soyunu sopunu düşmana, haine yamamağa çalışan çok insan var herhalde...
Yorum için teşekkürler. Her zaman bekliyoruz.
Saygılar...
Yorum Gönder