Büyük laflar etmek pek de sevimli olmuyor.
Blog bir ağlama duvarı mı? Neden olmasın? Sabah kalktığımda, çocuklarımızın geleceğiyle ilgili ağır mı ağır bir endişe üzerime çullanmışken...
İki gündür bir bilim kurgu romanı okumağa çalışıyorum. İnanılmaz sıkıcı ve darmadağınık bir kitap. Söylendiğine göre bir alay ödül almış. Ama asıl vurgulanan şey yazarının bir Marksist olması. Yazarın politik bir görüşü varmış. Yani? İnsan Marksist değilse apolitik bir zavallı sayılması gerekiyor herhalde.
Bu politik sığlık artık beni bıktırdı. Marks ne iktisattan ne politikadan anlayan ikinci sınıf bir tür Protestan vaizden başka bir şey değildi. Dini metinlerin anlaşılmazlığının yerini, onun anlaşılmazlığı aldı, o kadar.
Yarın yolculuk var. Daha sıcak bir yere gideceğiz. Ankara'yı çok severim ama gün geçtikçe uzun kışlardan daha çok sıkılır oldum.
Evde yeni kitaplar üst üste yığıldı. Bu bana cimrice bir zevk veriyor. Hayatta hiç bir şeyi biriktirmekten bu kadar zevk almadım.
Herkes yattı ama herkes uyudu mu? Bilmiyorum. Daha çanta mı hazırlamadım. " Hayırlısı"...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder