Bir fikrin belirgin aykırılığı, "onun ezberlenmiş saçmaları yanlışladığı" anlamına gelmez. Bu bazen mümkündür ama Marksistlerin istisnasız sergilediği gibi genellikle sadece, içinde yaşanan ortam hakkındaki derin cehaletten ve kesin inançtan kaynaklanır.
Neden böyledir? Çünkü Marx dünyayı anlamak yerine değiştirmek gerektiğini söylediğinde, aslında dünyanın hakkında hiç bir fikri yoktu. Hiç bir insanın bütünüyle kavrayamayacağı bir sosyal ilişkiler ağını anlamaksa çok zordu.
Tembeller ve kesin inançlılar, anlamadıkları şeyi ya derhal reddeder ya da ona taparlar. Marx sayfalar dolusu tanımsız, dayanaksız ve tutarsız şey yazarken tembellik etmiyordu ama toplumsal düzenliliği daha özenli gözlememekte tembellik ediyordu.
Marx ayrıca bütün "diyalektik" söylemine rağmen, diyalektiğin kendisini bile "biricik ve ideal izah tarzı" olarak benimsiyordu. Buna karşılık aslında düşüncelerindeki "tek yönlülük/kaçınılmazlık" vurgusu, dinî bir kesin inançtan başka bir şeyle desteklenmiyordu.
Dolayısıyla Chomsky gibi yeni Marksistlerin "deha örneği" gibi sunulan aykırı fikirleri aslında cehaletin nakilci bir kesin inançla sergilendiği bir Dunning- Kruger sendromundan başka bir şey değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder