Entelektüel, sürekli ve etraflı düşünen insandır. Disiplinler arası bağlantıları gözetir ve hayatın bütünü hakkında sürekli bilgi sahibi olmaya çalışır. Oysa akademisyen kendi konusu hakkında uzmanlığını derinleştirmeye çalışan bir bilgi madencisidir.
Edward Said açısından akademisyen, "profesyonelleşme ve uzmanlaşma" ile zehirlenmiş bir bilgi işçisi gibidir. Konusunun derinliklerine dalarken yeryüzünün değişimlerinden kendisini yalıtır.
Medeni bir memlekette felsefe başlı başına bir değerdir. Tutarlı önermeler, kimden gelirse gelsin kabul görürler. Dolayısıyla bilginin kaynaklarından biri de entelektüellerdir. Bu yüzdendir ki "entelektüel", medeni memleketlerin vatandaşıdır.
Yarı medeni memleketlerde ise "bilgi", ancak "daha muteber kaynaklardan" alıntılanan ya da doğrudan ölçümle elde edilen veri ve belki ancak bunlara dayanılarak ürkekçe sentezlenen çıkarımdan ibarettir. Dolayısıyla böyle bir kültürde entelektüel değersiz bir üfürükçüdür.
Medeni memleketlerde bilginin ölçüsü düşünce disiplini ve tutarlılıkken yarı medeni memleketlerde "akademik kadrodur". Bundan dolayıdır ki kadro sahibi bilgi profesyonellerine ait sayısız saçmalık ve hurafe, kamuoyunda kendisine yer bulabilmektedir.
2 yorum:
Medeni memleketlerde bilginin ölçüsü düşünce disiplini ve tutarlılıkken yarı medeni memleketlerde "akademik kadrodur". Bundan dolayıdır ki kadro sahibi bilgi profesyonellerine ait sayısız saçmalık ve hurafe, kamuoyunda kendisine yer bulabilmektedir.
İki kere iki dört, bu kadar.
Teşekkür ederim efendim. Epeydir yoktunuz. Her zaman bekliyorum.
Yorum Gönder