10 Kasım 2008 Pazartesi

Kadının Kolları Farklıdır!


Mahallî idareler seçimleri yaklaşırken bakalım gene partilerimiz “cumhuriyet kazanımlarından” bir olarak kadının seçme ve seçilme hakkından bahsedecek mi?

Muhtemelen bahsedecek ve hemen bütün partiler kadın adaylara koydukları kotayı ne kadar yükselttiklerinden bahsedecekler. Kota meselesi zaten başlı aşına bir facia da…

Ama hiç kimse partilerin “kadın kollarının” ne anlama geldiğini sormayacak. Bir örgütlenmede bir kısım insana “ayrıca” bir yer verilmesi, bu grubun “esasa” dahil edilmediği anlamına gelir. Bunun anlamı: “Her ne yapılıyorsa biz yaparız, siz de bu işin içinde yardımcı olun, karar verme işini de bize bırakın!” demektir.

Dolayısıyla aslında “cumhuriyetin kazanımı” diye pek bir şey yok ortada. Resmen “kadın kolları” denen ayrımcılığın var olabildiği bir memlekette hiç kimse kadının “eşit” olduğunu, “hak sahibi” falan olduğunu savunmasın. Hadi bunu, okumuş kadınlarını bile evinde hapsetmeye meyyal dindar/ muhafazakâr gruplar yaptı diyelim, CHP’ye ne oluyor?

İşin kötüsü şu ki hiçbir CHP’li kadın ortaya çıkıp da “Benim partide hangi makamda ve ne kadar siyaset yapacağıma karar vermek neden erkeklere düşüyor?” diye sormayı akıl edemiyor, bu cinsiyet ayrımcılığına, bu hafif faşizme rıza gösterirken, kınadığı , “nefret ettiği” ( Yanılmıyorsam bir üniversite öğretim üyemiz, Cumhurbaşkanımızın karısından bahsederken söylemişti bunu..) kadınlar gibi davrandığını fark edemiyor.

Durmadan “ilericilik” masalları anlatsa da CHP’de geri kalmışlığını muhafazakâr damarından gayet iştahla besleniyor.

Eh sonuçta, CHP de uzaydan gelmiyor…


Hiç yorum yok: