4 Ağustos 2023 Cuma

Scruton’a Verdiğim İskandinav Mobilyası Siparişi

 



Roger Scruton’ın  “Soytarılar, Dolandırıcılar, Yaygaracılar/ Yeni Sol Düşünürleri” adlı kitabını  okuyorum. Marksist sözde felsefecilerin lâf kalabalıklarını pek güzel tiye alıyor. Aynı zevki Popper’ın “Daha İyi Bir Dünya Arayışı’nı” okurken tatmıştım.

 

Scruton’ı okurken aklıma Oscar Wilde’ın “Anlaşılan şey doğrudur.” Sözü geldi. Bunun tersi de doğru sanırım.

 

Bunun da ötesinde…. Hayatını seçkin mekânlarda çocukça takdir beklentileriyle geçiren, basit, sıradan ve çiğ tutkularına şatafatlı sıfatlar yapıştırıp bunlarda derin anlamlar olduğunu iddia eden insanları okumak, olgunlaşmak konusunda bana ilginç ip uçları verdi.

 

Ama sanırım daha güzeli… Scruton’ı okurken hissettiğim derin tatmin ve konfor…

 

İnsan neden tatmin olur? Zenginlikten mi? Şüphesiz bu çok yaygın bir tatmin aracı. Öte yandan…

 

İnsan, işe yarayan bir iş gördüğünde, gerçek bir değerle karşılaştığında, o değeri takdir edebildiğini gördüğünde ve o değerin bir parçası olduğunu hissettiğinde… Sanırım insan asıl işte o zaman gerçekten tatmin oluyor.

 

Scruton’ın kitabının yarattığı konfor hissi, insanın derinden, nadiren ve mükemmel sadelikte bir düşünce barınağı bulması gibi. Bazıları buna “cennet” de diyebilir…

 

Kitap henüz bitmedi ve eleştirdiği düşünürlerin fikirlerini aktardığı sayfalar gerçekten çok sıkıcı. Çünkü sol düşünürlerin ve onları besleyen kaynakların düşüncelerini okurken iki soru aklıma gelip takılıyor:

“Neden?”

“Nereden biliyorsun?”

 

Düşüncelerinin gerçek hayatla hiçbir ilgisinin kurulamadığı sayısız filozofun neden bu kadar önemli sayıldığını düşünmeden edemiyorum. Sözgelimi Hegel’in, öznenin bir müddet sonra nesneleştiği gibi  bir düşünceye nereden ulaştığını sanırım hiç kimse anlayamıyor. Eğer Hegel idealistse nasıl oluyor da bir şeyin başka bir şey de olabileceğini ve hâlâ tutarlılığın sağlanabileceğini düşünüyor?

 

Buna benzeyen ve benzemeyen sayısız çelişkinin içine atıldığı safsatanın ipliğini Scruton olanca sadeliğiyle pazara çıkarıyor. Kitap bitmedi, işin açığı bitirmek de istemiyorum. Bugün anamı hastaneye götürdüm, çok yoruldum. Ama bunları yazdığım iyi oldu.

 

Hiç yorum yok: