11 Temmuz 2021 Pazar

Çocukları Neden Eğitiriz?

 


 

Çocukları neden eğitiriz? Eskiden buna terbiye etmek denirdi. Terbiye  yalnızca nezaketle ilgili değil.

 


Terbiye neyin  yapılıp neyin yapılmaması gerektiğini çocuğa ezberletmektir. Çocuk onca bazı davranış kalıplarını ezberler, uygular sonra bunları alışkanlık edinir ve daha sonra da artık düşünmeye gerek kalmaksızın hayatı boyunca tekrarlar.

 

Yalnız bu “terbiye” denen şey de belli bir şekilde verilir. Eğitimde  belli bir aynılık sağlanmazsa ülkenin  her yerinde ayrı bir sürprizle karşılaşabilirsiniz.  Demokrasi, yönetimlerin barışçı şekilde değiştirilmesidir ama her kabilenin kendi başına çocuk  eğittiği bir savan rejimi değildir.

 

İşi gene döndük dolaştık siyasete mi getirdik? İyi de dönerken, şerit değiştirirken sinyal vermeye gerek duymayan, sağlama yapan, emniyet şeridi işgal eden, karşıdan karşıya geçerken sola sağa bakmayan insanlar   yalnızca bir oy vererek  Allah gibi hükmedebileceklerini biliyor.

 

Yere tüküren, yolun sağından yürümeyi bilmeyen, açık gördükleri her kadını “fahişe” yerine koymaktan utanmayan insanlar, yalnızca bir oy vererek insanların ahlakına din yoluyla tasallut edebileceklerini biliyor.

 

İyi de bunun eğitimle ilgisi ne? İlgisi şu:

 

Çocuklara her türlü saçmalığı öğretebilir, ezberletebilirsiniz.  Bunu hayvanlara da yapabilirsiniz. Hayvanları eğiterek uzaya bile gönderdik.  Buna da “eğitim” diyebilirsiniz. Yalnız hayvan eğitimiyle insan eğitimi arasındaki fark şudur: İnsan eğitiminde iş uyarımla davranış elde etmenin yanı sıra bir de  inan yavrusuna sebep-sonuç ilişkisi kurmak yeteneğini kazandırmaktır.

 

Köpek, “otur” dendiğinde, oturur ama bunun dışında kendi iradesiyle sebep sonuç ilişkisi kurarak eyleme geçemez. Oysa insan yavrusu kendi başına her şeyi yapabilir. O halde insana kendi toplumunun doğrularına ve yanlışlarına göre “neyi neden yapması veya yapmaması gerektiği” öğretilmeli ki toplumda herkes birbirinden yanı davranış kalıplarını göreceğini bilebilsin.

 

Tamam da Türk toplumunun “normlarını” kim belirleyecek? Bu normlar Atatürk tarafından belirlenmiştir. Toplumumuzda kadın erkek ilişkilerinden trafik davranışlarımıza kadar her şey, akılcılığa dayandırılmış ve Türk millî varlığıyla ayağa kaldırılmıştır.

 

Bu nasıl gerçekleşmiştir? “ Dünyada Türk olarak varız! Dünyada Türk olarak bağımsız ve şerefle varız!” diyen çocuklar ders çalıştığında  kimi, nasıl müreffeh ve özgür kılacağını öğrenerek yetiştiriliyordu. Bugünse Türklüğün anlamını bilmeyen çocuklar, yere tüküren, başı açık her kadına kötü gözle bakan, şerit değiştirmeyi bilmeyen büyüklerinin elinde, soysuz  menfaatperestler olarak yetiştiriliyor.

 

Bugün yapılan ilk  şey Türk çocuklarının aklından Türklüğü silmek ; daha sonra da onları “herkese karşı nazik”, “ herkes karşısında düşünceli” olmak yerine yalnızca Arapları veya Müslümanları seven, geri kalanına karşı gücü yettiğince vahşi ve kaba davranan, çıkarcı, iki yüzlü, güç tapınıcısı yetişkinler yapmak.

 

Eğitimde, milliyetçiliği, lâikliği ortadan kaldırırsak varacağımız yer çocukları, sahiplerine köpek edilmiş  insan yavruları olarak yetiştirmek olacaktır. Eğitimi, milliyetçilikten ve lâiklikten uzak hiçbir toplumda, insana saygılı ve hele üretici bir insan yetiştirilemez.

 

Hiç yorum yok: