7 Eylül 2020 Pazartesi

Amerika’yı Kaç Kez Keşfetmeliyiz?



Youtube diller seçeneğinde “İngilizce ( Amerika Birleşik Devletleri) diye bir seçenek var. Yıllardır “Türk” dememek için Türk yerine durmadan “Türkiye” denmesinin bir başka örneği gibi geldi…

Kardeşim! İngilizce, “İngiliz İngilizcesi”, “Amerikan İngilizcesi” diye ayrılır. Kültürleri oluşturanlar “toplumlardır”. Ülkelere ismini evrenlerde uluslardır. Dolayısıyla bir kültürel unsuru ülke adıyla anmak saçmadır. Kültürler onları oluşturan toplumların adıyla anılır!  ABD’de pek çok etnik topluluk mevcutsa da ülkenin kurucusu Anglo-sakson toplumun egemen kültürü, ülkenin  belirleyici-egemen kültürüdür. Bu yüzden içinde sayısız etnik yapı barındıran ABD’nin kültürü “Amerikan kültürüdür”.  “Amerikan” kabaca Amerika kıtasında yerleşik toplumları anlatmalıdır. Oysa ABD’nin kurucu Anglo-sakson toplumu John Locke’a dayalı bir anayasa, İngilizce’ye dayalı bir kültür ve İngiliz özgürlük anlayışına dayalı bir yaşam tarzını kurdukları ülkenin temeli yapmışlar. Ve bunu da hiç kimseye danışmadan, hiçbir etnik topluluğun rızasını “demokratik yollardan” almadan yapmışlar. Bu yanlış mı? Bunun doğruluğu veya yanlışlığı tartışılamaz çünkü bu “egemenlik” olgusunun yegâne var oluş şeklidir.

Dolayısıyla ABD, pek çok kültürün özgürce yaşandığı fakat bu özgürlüklerin de ancak ve yalnız kurucu WASP yaşam tarzının egemenliğine saygıyla var olabildiği bir ULUSAL DEVLETTİR.

Kültürden bağımsız bir sosyoloji, siyaset ve hukuk mümkün değildir ki bütün bunlar da kültürün sahibi ve oluşturucusu ULUSUN adıyla anılırlar: “Alman siyaseti”, “Fransız kültürü”, “İngiliz sosyolojisi”, “Rus ekonomisi” gibi…

Yani? Yanisi, biz Türküz! Ülkemizi kurarken kendi dilimize ve yaşam tarzımıza göre bir egemenlik  oluşturduk ve bunu da tartışılmaz kıldık. Bu duruma “Bağımsızlık” denir.

Türk olduğumuzu ve ülkemize kendi ismimizi verdiğimizi fark edebilmemiz için Amerika’yı daha kaç kez keşfetmeliyiz?

Bilmem anlatabiliyor muyum?

Hiç yorum yok: