“Yeşil
ağaçları görüyorum, kızıl gülleri de
Sen ve ben için açtıklarını
Ve düşünüyorum kendi kendime ne harika bir dünya diye.
Mavi gökleri görüyorum ve beyaz bulutları
Sen ve ben için açtıklarını
Ve düşünüyorum kendi kendime ne harika bir dünya diye.
Mavi gökleri görüyorum ve beyaz bulutları
Işıkla
kutsanmış gün, karanlık kutsal gece
Ve düşünüyorum kendi kendime ne harika bir dünya diye.
Gökkuşağının renkleri ne güzeller gökyüzünde
Ve düşünüyorum kendi kendime ne harika bir dünya diye.
Gökkuşağının renkleri ne güzeller gökyüzünde
Ve bir de geçip giden insanların yüzlerinde
Nasılsın diyerek el sıkışan dostları görüyorum
Gerçekten seni seviyorum diyorlar
Ağlayan bebekleri duyuyorum, büyümelerini izliyorum
Hiç bilmeyeceğim kadar çok şey öğrenecekler
Ve düşünüyorum kendi kendime ne harika bir dünya diye
Evet düşünüyorum kendi kendime ne harika bir dünya diye.”
Gerçekten seni seviyorum diyorlar
Ağlayan bebekleri duyuyorum, büyümelerini izliyorum
Hiç bilmeyeceğim kadar çok şey öğrenecekler
Ve düşünüyorum kendi kendime ne harika bir dünya diye
Evet düşünüyorum kendi kendime ne harika bir dünya diye.”
"What
a Wonderful World", Bob Thiele ve George David Weiss tarafından yazılmış, ilk kez Louis Armstrong tarafından seslendirilmiş ve 1968 başlarında single olarak çıkarılmış
bir şarkıdır. Dönemin ABD'sinde yükselen ırki ve politik
gerginliğe bir panzehir olması amaçlanan şarkıda, günlük
yaşamın sıradan güzelliklerinden zevk alınması betimlenir. Yine de şarkı ilk
zamanlarda ABD'de tutulmamış, sürpriz bir şekilde Birleşik Krallık'ta başarı
yakalamıştır(Vikipedi).
YouTube video sitesinde yayınlanan şarkının, klip görüntülerinde Louise Armstrong’un Vietnam’da
savaşan Amerikan askerlerine verdiği konser yer almaktadır. Şarkının yıllar
sonra dile dolanmasına ‘Good Morning Vietnam’ filminin soundtrackinde yer almasının
payı büyüktür.
Belli ki
özgürlükler ülkesi Birleşik Devletler, yaşam tarzlarından memnun olmayan diğer
ırklardan özellikle Afro Amerikan kökenli yurttaşlarına ve anti-komünizm savaşı
verdiklerini iddia ettikleri Vietnam savaşında yer alan yılgın askerlerine
moral olsun diye bu çiçekli böcekli şarkıyı ısmarlamış; üstelikte siyahi bir
şarkıcıya yorumlatmış. Louise Armstrong’un
müthiş yorumuna diyecek yok elbette… Belki ayıla bayıla yorumlamış belki de
birileri söyle demiştir. Neticede ırki sorunları onunda yaşıyor en azından
hissediyor olması gerekir... Şarkının yayınlanma zamanı ile Martin Luther King
suikasti (4 Nisan 1968, Memphis) neredeyse eş zamanlı.
Şarkıyı bir
yana bırakalım. Cumartesi gecesi, yine- yeniden tecavüze uğradık. Artmayacağına
umut ettiğim 44 şehit ve 150 den fazla yaralı var. Gencecik vatan evlatları
üzerinden bir şeyler yazmak, ne kadar utanılası bir durum.., Ar damarı insanın
bir kere çatlamaya görsün, insan her şeyi kanıksar. Bir yerde feryat figan
analar, kardeşler ağlarken diğer yanda birileri çıkar günlük hayatınızı
normalleştirin, teröre prim vermeyin diye arsız arsız konuşur.
Ana karasına
kimin ne için yaptığı hâlâ belirsiz olan 11 Eylül saldırılarından sonra dünyayı
kana bulayan Birleşik Devletlerden, PKK sevici Avrupalı Devletlerden sözde
destek mesajları almak ‘ne harika bir dünya’ dedirtiyor, insana…
Gün geçmiyor
ki sosyal medyada bir ihbar yayınlanmasın, şuraya gitmeyin bombalanacak diye. Gündüz
sıradan köylü gece PKK militanı olanı kırsalda asker ayıramazken büyük şehirde
nasıl ayıracağız. Açılım süreci denen sahtekarlık döneminde arsızlaşan, Türk
Halkının aksine ırkçı bir söyleme bürünen bu ne idiği belirsizleri aylardır
askeri, polisi. korucusu vura vura bitiremedi. En nihayetinde devlet yönetimi de dahil
hepimiz Türk olduğumuzu hatırlattılar.
Ülkemiz PKK
sevicileri ve ülkesinde kalıp savaşmayan korkaklar sürüsü Suriyeli Arapların
işgali altında. Sürekli çoğalıyorlar, savaşacaklarına sevişiyorlar. Ne gam,
karnında bebeği kucağında daha yaşını doldurmamış bir başka bebek... Yarın öbür gün PKK seviciler yetmezmiş gibi bunlarla da uğraşacağız. Özgür
dünyanın muteber temsilcileri dönüp bir de bunları sorgulayacak. Hatta Hatay
merkezli bir Arap özerk bölgesi kurun derlerse şaşırmayın.
Ben de ‘Ağlayan bebekleri duyuyorum’, babası
şehit olduğu için onun sıcak kucağından mahrum kalacak..
1 yorum:
"Dünyada ne işe yarıyoruz?" diye düşünen varsa, dünyanın neresinde yaşadığımızı anlamamız için nefis bir analiz.
Derya Hanım yine entellektüel bilincini konuşturmuş.
Herkes okumalı.
Yorum Gönder