10 Temmuz 2009 Cuma

Damal Sırtlarından Doğan Mucize!


Sabah'ın 4 Temmuz tarihli haberinden bir alıntı yapacağım.


Meşhur "Damal Dağı mucizesi" sebebiyle CHP lideri Baykal bakalım neler demiş?



"....İlk olarak bulut nedeniyle silüetin yarım olarak görünmesi üzerine Baykal, ''Türkiye'nin bugünkü şartlarında bu kadar. Anlayan anladı'' yorumunu yaptı.Silüetin tam olarak belirmesinin ardından ise Baykal, ''Bize gülümsedi, tam çıktı'' dedi....."


Birincisi: O bir silüet değil, gölgedir! Silüet, bir objenin arkadan ışık alarak, bize bakan tam ışıksız planının verdiği görüntüdür. Burada Atatürk bu şekilde bir görüntü vermemektedir. Yeryüzü şekillerinin belli bir açıdan ışık almaları halinde ortaya çıkan, resim dilinde "atılan gölge" denen türden bir gölgeden ibarettir.


"Ölülerden medet ummayı" çağdaşlık için leke kabul etmesi gereken, Atatürk tefsiri tekelini ellerinde bulunduranların, dağ başındaki bir gölgeden memleket ahvali yorumu yapması, bir gölgeden medet umması, bir gölgenin"gülümsediğinden" falan bahsetmesi, "Olacak O Kadar" tarzı "aptal çevirmeni" komedilerine bile taş çıkartan bir şey.
Bari sonraki seçimler için de bir şeyler sorsaymış Sayın Baykal. Belki Damal eteklerinde bir şube açıp çağdaşlığından emin olunan, helal süt emmiş bir partiliye gölgeden siyaset, iktisat ve hatta altılıyla ilgili bilgiler alması için görev de verilebilir yani?


Türbe ziyaretini gericilik sayıp Anıtkabri çağdaş türbe haline getiren, çaput bağlamak yerine deftere şikâyet yazan ilerici abilerimize bakınca ikiyüzlülüğün de bayağı zor zanaat olduğunu düşünmeden edemiyor insan.


Bu tarz haber yorumları dükkânın pek tarzı değildir aslında ama gölgeden tebessüm uman hödüklüğe de daha fazla kayıtsız kalamaık.


Ne demişler? "Fala inanma, falsız da kalma bacım.."


Hiç yorum yok: