Çabalayanlar İçin Dolu Bir Kitap
Yazara söz vermekten kaçındım;
çünkü kitabın hak ettiği tanıtımı yapamayacağımı biliyordum. Söz vermekten
kaçındığım için de istediğim gibi yazmakta serbestim.
Tembellik bir lütuf. Tembelik
yaşamanın bireysel tarzı Bu yüzden “ Alt Akıl; Aptallar ve Diktatörler”
tanıtımında ruhum özgürdür.
Öncelikle şunu söylemeliyim: Ben
asistanken – ki buna inanması zor ama gerçek-
bana gıcık olan hocalarımın bile örnek gösterdiği bir Merck Index
incelemesi yapmıştım. Bu kitap ciddi bir Merck Index incelemesini kesinlikle hak ediyor.
Aslında bölümler dağınık. Bir
yandan da kendi içinde bir düzen içeriyor ki redaksiyon mantığı açısından tam
bir Amerikan düzeni gösteriyor ki itiraf etmeliyim ben Amerikan düzenini sevmem.
Gene de… Şunu söylemeliyim… Bizi
adım adım ilerleten bir kitap. Yalnız! Bir konuyu özellikle belirtmeliyim ki
almağa gönüllü ve dahası hazır olmayanlar için ağırdan ağır bir kitap.
Önce yazarın “Millet ve
Milliyetçilik” kitabını incelemek istemiştim. “Millet Ve Milliyetçilik”… “Ansiklopedik”
bir kitap bir tür katalog kitap, bir tür bibliografya.
“Alt Akıl…” ise okuru düşünmeğe
mecbur eden bir diyalog. Şahsen diyaloglar şeklinde yazılmış felsefei metinleri
sıcak buluyorum ki Alt Akıl’da yazarın doğrudan okura seslenmesi bana son derece önemli görünüyor. “Alt Akıl” aktif
bir kitap.
Peki bu ne anlama geliyor? Bu şu
anlama geliyor: Yazar üstün akademik
unvanlarını bir kenara koyup neyi nasıl ve niçin öğrendiğini okuruyla
paylaşarak Sokrates’in geleneğini sürdürüyor. Kişisel fikirsel maceralarına
atıflarda bulunarak somut sonuçlarla yetinen okurlara lisan-ı hal ile bir etik
ders veriyor.
Şahsen böylesi bir felsefi maceraya baktığımda, akademi için harcanan zamanın ciddi bir maliyet olduğunu
düşünmüyor değilim. Çünkü kitabın alt metni, fakire şunu gösteriyor :
Akademisyenliğin maliyeti entelektüel birikimdir. Bu çoğu akademisyene berbat
görünebilecek bir hükümdür… Amma ve lakin yazarın akademik macerasıyla
okumaları arasındaki zamansal farka
baktığımızda, yazarın “ Bunları niçin yaptım?” diye geliştirdiği sorunun,
akademisyenlik sonrası veya daha iyimser bir tahminle geç akademisyenlik
dönemine ait olduğunu tahmin ediyorum.
Bu açıdan bakıldığında “Alt Akıl…”
popülist siyasal söyleme basit bir nazire falan değil.
Piyasa kişisel gelişim kitabından
geçilmiyor. O halde “Alt Akıl’a” ne gerek var? Şundan dolayı gerek var: Kişisel
gelişim kitapları şüphesiz yararlı. Fakat sorunları, yeterince derin
olmamaları. Ortalama IQsu düşük,
ortalama tahsili berbat bir topluma “Beynine Format At!” demek bir noktada saçmalamaktır.
Ama o topluma, “ Tercihlerin
yanlış olursa; zekan gerilediği gibi ruhun da geriler!” demek başka bir şey.
Yazar bize felsefenin etkin bir iş olduğunu, bir lüks olmadığını anlatıyor.
Kehanetler savurmuyor, hamaset
yapmıyor ve komplolar kurmuyor. Basit zekâların kaçamaklarını basitçe ve
ustalıkla gözler önüne seriyor. Aslında burada deha falan göstermiyor
çünkü yazarın kendisi bir Türk.
Komşularında, kahvehanelerde ve hatta üniversitede yürütülen şempanze muhabbetlerinin canlı
tanığı. Yani öyle çok da büyük bir iş yapmış falan değil.
Evet işte sorun da burada
düğümleniyor. Öncelikle… Sorunun bağlamı içinde kalıp da soruna kuş bakışı bakabilecek kadar birikimli
ve cesur olabilmek… Yale’de doktora yapıp da kahveye girdiğinde, ahaliye bildikleri tarzda
selâm verebilecek kadar “yerli” kalabilmek ama öte yandan kendi etinde ve
kanında yerleşmiş hastalıkları cesurca teşhis edebilmek, sanırım pek kolay bir
iş değil…
Kitap matematikle barışık
olmayanlar için bile nispeten aydınlatıcı. Belki “matematik tercümeleri” biraz
daha uzun olsa daha iyi olurmuş.
Rahat okunan bir kitap. Adı “Aptallar
İçin Felsefe” de olabilirmiş.
Popülist siyasal milliyetçilerin hiçbir işine yaramaz,
onu peşinen söyleyeyim. Ama faydanın, “görünenin arkasında bir şey olduğunu”
sezebilecek kadar sabırlı olanlar için gerçekten yararlı bir kitap.
Size ne okuyacağınızı ve ne
anlayacağınızı söyleyemem. Ama düşüncenin zevkini ve değerini anlayacağınızı
söyleyebilirim. Şahsen 11. Sınıftaki büyük kızıma hararetle önerdim. İyi
okumalar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder