Sönmez Yıkılmaz ölmüş. Işıklarda
uyusun.
Sanalağda haberlere baktım. Hepsi
birbirinin aynısı, hepsi en fazla beş satır haberlerde kaç yaşında öldüğü, neler
yaptığı, nereye, ne zaman gömüleceğinden başka hiçbir bilgi yoktu.
Yeşilçam’ın Rambosuydu. Yeşilçam’ın
Rambo’su olmak ikinci sınıf bir şey miydi? Gülünesi bir şey miydi? Eskiden öyle
düşünürdüm.
Eskiden Yeşilçam’ı taklitçi,
ikinci sınıf bir film sektörü olarak görürdüm. Belki öyleydi, bilemiyorum. Özgün
hiçbir fikri olmayan adamların, ucuz işler ürettikleri bir yerdi, değil mi
Yeşilçam?
Belki iki üç şöhretin para
kazandığı ama geri kalanların genellikle pek de refaha eremedikleri bir
piyasaydı.
Öyleyse Sönmez Yıkılmaz nereden
çıkmıştı sahiden? Ucuz bir Stallone taklidiyle kendini ele güne rezil etmek
miydi bütün hayali?
Sönmez Yıkılmaz, henüz
bölünmemiş, ihanetlerle kirlenmemiş, çıkarcılıkla kokuşmamış uygar bir toplumun
hayallerinin masumiyetini temsil edenlerden biriydi.
Sönmez Yıkılmaz’ı doğru dürüst
tanımazdım bile. Fakat onun meselâ Cüneyt Arkınla beraber bir iki sohbetini
seyrettim. O zaman kafama bir şeyler dank etti.
Sönmez Yıkılmaz belki asla bir
jön olmadı. Meraklısı dışında hiç kimse de adını duymadı.
Ama o, devlerin arasında oynadı. Devlerin oyunlarında, Yeşilçam’ın büyülü
dokumalarına kendinden bir renk kattı. Türk
uygarlığının bir yerlerinde, aşınmış sinema sanatımızın bir köşe taşıydı.
Hayatı kendimizinkinden ibaret
sanıyoruz. Zirveye ulaşamamış insanları da sanırım bu yüzden genellikle yok
sayıyoruz. Hiçbirimizi şunu düşünmüyoruz: Cüneyt Arkın, Tarık Akan, Filiz Akın
vs… Sönmez Yıkılmaz’ı tanıdı, biz tanımadık. Sönmez Yıkılmaz, pek çok Yeşilçam
emekçisi gibi “artistlerin” hayatında bir iz bıraktı. Bizse bir film çekmenin
ne demek olduğunu hiç anlamadan, sıradan, bayat ve ucuz zevklerimizin
arkasından, Türk Rambo’sunun ardından
bakakaldık.
1 yorum:
Hepsini yüklüyorum, teşekkürler. Osiloskop efekti Vegas Pro'da da var mı?
Yorum Gönder