20 Eylül 2017 Çarşamba

Tespitim Geldi: Kabile Ruhu

Milletaltı yapıların çok güçlü asabiyete sahip olduklarını sosyolojinin anlattıkları kadar, yaşadıklarımızdan da biliyoruz. Bazı yazarların kabile ruhu diye de tabir ettikleri bu yüksek asabiyet, kabile içindekileri bizden sayarak kutsayan, dışındakileri de düşman olarak görmese bile dikkate almayan bir çeşit ilkel güdüyü üretmektedir. Kabile ruhu kendi dışına kapalı olduğu için, dış dünyayı analiz edebilmek için kullandığı verileri de yine kabile içinden sağlar. Dolayısıyla analiz çıktılarındaki doğrular doğru olmayabilir, yanlışlarda yanlış olmayabilir. Ama bunun ifade edilmesine tahammül gösteremeyecek bir öfkeyi de, şiddeti de üretir. Bu kapalı sistem sürekli kendini doğrulayarak, ya da dışarıdan sadece kendini doğrulayan veriler alarak içine daha da kapanır. Sonuç olarak yaşamda asıl hakim olan değişimin ve gelişimin karşı konulmaz gerçekliği karşısında uzun süre direnebilme iradesi gösterseler bile, bu tür kapalı sistemler gün gelir dağılır ve yok olurlar.
Millet olma iradesinin zayıfladığı dönemlerde kabileleşme temayüllerini takım taraftarlığında, hemşeri dernekçiliğinde, etnik arayışlarda, ideolojik kurumlaşmalar gibi yapılarda sıkça görüyoruz. Millet düzeyindeki topluluklarda ancak yüksek fayda üreten demokrasinin kurumlarının birer kabile haline dönüşmesi ve mensuplarının kabile ruhuyla hareket etmesi başarının ödüllendirilmesi, başarısızlığın bedelinin ödenmesi gibi işleyişi mükemmelleştiren yapıları işlevsiz kıldığını malesef görüyoruz.
KANAATİMCE FİKRİ HÜR VİCDANI HÜR NESİLLERİN BU ŞARTLAR ALTINDA VAR OLMASININ MÜMKÜN OLMADIĞI GERÇEĞİ İLE YÜZLEŞMEMİZ GEREKİYOR.


Facebook'ta ilk yayın tarihi: 19 Eylül 2015

Hiç yorum yok: