Şimdi şu sorgulanmalı,merkez sağ seçmenin niteliği nedir daha doğrusu merkez sağ seçmen tanımı nedir? AKP seçmeni bilinen eski tanıma uyuyor mu? On beş sene insan hayatında oldukça uzun bir süre, ortalama insan ömrünün 70 yıl olduğunu düşünürsek. Bu gün 25 yaşın altındaki bir nesilin bir kısmı AKP dışında bir siyasi iktidar görmedi diğerleri de ayırımı fark edebilecek yaşta değillerdi. Bu gençler yaşam tarzı, baş örtüsü, özgürlükler gibi kavramları mevcut iktidar marifeti ile öğrendi. Laik devlet işleyişi hakkında anlatılan tu kaka hikayeler ya da mükemmele yakındı şeklindeki öykünmeler dışında bir şey bilmiyorlar. Lider kavramını RTE ile özdeşleştirmiş durumdalar.Üniversite okuyanları tabii hala üniversite kimliğini koruyan üç beşinden söz ediyorum, daha şanslılar. Tabii internet ve sosyal medya etkileşiminden dem vurulacaktır; bazen fiili olarak yaşamak gerekir. İnternette yemek videoları izlemenin karnı doyurmadığı gibi..
Merkez sağ ile AKP öncesinde Demokrat partiden gelen bir gelenek vurgulanırdı.
Mevcut iktidar da bir süre bu vurguyu yapmadı değil. Bu gün geldikleri nokta itibariyle böyle bir vurguya ihtiyaçları kalmadığı gibi dindar nesilden söz eder oldular. Bir de son on beş yılda baş örtüsü kullanım da gözle görülür artış olduğu saplaması yapılmalı. Bakın dindar sayısındaki artıştan söz etmiyorum, ekonomik siyasi ya da dini çekincelerin yanı sıra AKP'li yaşam tarzının bir göstergesi olan baş örtüsünden söz ediyorum. Daha vahimi bu tarzı içselleştirmiş bir kitlenin sadece mevcut iktidar sempatizanları ile sınırlı kalmaması.
Çok uzatılabilecek bu listeye,şehirli yaşam tarzının son on beş senede yok edildiğini ya da belirli alanlara sıkıştırıldığını ekleyerek son vereyim.
Şimdi tüm bu saplamaların ardından eski tanıma uygun bir merkez sağ seçmenden söz edilebilir mi?Söz edilemez ise bu kitleye hitap etmesi umulan Merak Akşener hareketi mevcut iktidardan farklı olarak nasıl bir argüman üretecek? Örneğin; laiklik ve Atatürk vurgusu yapacak mı yaparsa hedef kitlesinin beklentilerini karşılayabilecek mi? Ekonomi politikaları ne olacak, tüketim ekonomisinden üretim ekonomisine evrilmeyi sağlaya bilecek mi? Bu vaadin, sözü edilen hedef kitle de karşılığı var mı? Dış politika vs. konuları ya da eğitim sistemini mesela imam hatiplerin durumu ne olacağını, sormuyorum bile..
Amaç, AKP benzeri ancak AKP gibi kontrolden çıkmış bir parti ve lider yerine daha kontrol edilebilir üstelikte milliyetçi bir partinin kökleri üzerine temellendirilmiş yeni bir parti mi oluşturmak? Üstelik, bir taşla iki kuş vurulup hem mevcutlardan hem de milliyetçilerden kurtulmuş mu olunacak? MHP'ye oy verdiğini ifade eden birinin söylediği gibi milliyetçiler dernek olarak varlıklarını sürdürseler yeter mi? Tüm bunlar yeterliyse Ahmet Altan gibi liberallere neden kızılıyor? Sonuçta onlarında istediği bu değil miydi?
Bu sorgulamalar uzayıp gider. Akşener Hareketi henüz politikalarını açıklamadı. Başından bu yana bu işin içinde olanların yaklaşımları nasılını tartışmadan iktidar gelmek temelliydi. Şimdi yeni oluşuma milliyetçi-laik- Atatürkçü duruşu ile Ümit Özdağ katıldı. Bakalım, Hoca yeni neler söylecek? Aslında, bir çokları için mevcut iktidardan kurtulma umudu olan, en azından liberaller, CHP'liler ve umutsuz MHP liler için(Bekli bu üçlü ilk kez bu kadar yakınlaşmıştır.). Hedef kitle olan AKP seçmeninin ne düşündüğü,aslında hissettiği demek daha olur, hakkında bir fikrim yok. Bu parti gerçekten düşünüldüğü gibi bir işlev üstlene bilecek mi yoksa 2019 seçimlerinde hiç bekleyen bir yüze yer açmakla mı yetinecek?
Sadece yüksek sesle düşündüm. Ortada ne bir kurulmuş parti, ne parti programı ne de kapısına kilit vurulmuş bir MHP var. Tabii Ümit Özdağ'ın söyleyecekleri de mutlaka vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder