Bir yerlerden bir anlam
bulacaktım illâki ben bu işe… Gece yarısı uykusuzluklarım başıma vurmuş, galiba
sinsi sinsi bir yerlerde bekleyen dep
resyonum elimi ayağıma dolaştırırken… Mutfakta tıkınmamak için kendimi zor tutarken geldi cevap aklıma.
resyonum elimi ayağıma dolaştırırken… Mutfakta tıkınmamak için kendimi zor tutarken geldi cevap aklıma.
Ve “Katile Ağıt” filminin en
sonunda dinlediğim o muhteşem balat, uzun çayırlı İskoç yaylalarından bir türkü
gibi gelip de içli içli beni yere vurduğunda… İçli içli insan nasıl yere
vurulur? Çünkü ışık olur bazen ses. Bir yerde bir soluk gün ışığı gibi
tepenizden dökülür. İşte böyle bir şeyle aklımı aydınlattı “Winter Dies”
Zaman ve entelektüel…
Bir İspanyol filminde bir çocuğa
sarılan kadın polisin elleri ne güzeldi. Ve o kadının ellerindeki güzellikte
sonsuz bir hayranlığı bulmak… Ve bunu söylemek ama ne zaman? Kime söylemek?
Bunu öylece söyleyemezsiniz. Ya deli derler ya sapık ya da başka bir şey.
Kim der? Asıl soru “Ne zamandır?”

Çoğumuz hayatı düşünmeden
geçiştirilen bir şey sanırız ve belki ancak entellektüeller yaşar düşünerek
hayatı. Ve anlarlar belki de gerçekten Tanrı’nın ne yaptığını…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder