30 Aralık 2021 Perşembe

Ne Yazsam Okursun Sevgili Okur?

 


Ne zamandır bir blog yazmıyorum. Bunun iki sebebi var:

 

Birincisi inanılmaz tembelim, üşengecim.

 

İkincisi Youtube’da canlı yayın yapmak daha kolay oluyor.

 

Peki ne yazmak istiyorum?

 

Felsefesizliği ve cevapsızlığı. Hayır… Aslında okuryazarlar için felsefe paketleri gırla gidiyor. Herkes bir kurtuluş reçetesi yazıyor.  Fakat felsefi edebiyat yapılıyor mu? Hayır… maalesef hayır.

 

Çünkü edebiyat bir incelik işi, bir dolaylama  işi, bir çağrıştırma işi, bir sesleniş, seslendiriş işi.

 

Ve ne yazık ki heceleri yan yana getirip de “Beş dakikada quantum şifacılık” öğrenip “anı yaşamak” bilgeliğini ediniverebileceğini gören okur kitlesi için artık edebiyatın bir anlamı yok.

 

Olmazsa ne olur? Olmazsa şu olur: Artık hiç kimse “Sefiller” gibi bir şy yazamaz. Hiç kimse için “Tutunamayanlar’ın” bir önemi kalmaz.

 

Hal böyle olunca da dünyanın en iyi hikâyesini de yazsanız okur kitlesinin  gelişimci algı seçiciliği, onun edebiyata kör ediyor.

 

“Ben var akıl, mantık, quantum, sen olmak farkındalık…” tan daha düzgün bir cümle kuramayacak gurular yetiştirmekle meşgulüz.,,

 

Piyasa basılı kâğıtla dolu ama kâğıtları lekeleyen mürekkebin kaçta kaçı edebiyatı imliyor, o ayrı bir soru…

Hiç yorum yok: