Çocuklar suratımın çok asık
olduğundan şikâyetçi.
Bugün yolda yürürken nasıl
göründüğümü merak ettim. Muhtemelen çok sert, asık suratlı, geçimsiz biri gibi görünüyorum.
Peki nasıl neşeli olabilirim?
Burada “Mutluluk Görevi” diye bir yazı yazdım. Belki bazen insanın mutlu olmaya
gücü yetmiyor.
Hayat şartları neyse… Ama hiçbir Alman’ın,
Fransız’ın, İngiliz’in karşılaşmadığı bir ihanet rejimiyle hayatımızın her an
katarlı bir şeyhe, herhangi bir Kürt
ağasına ya da Amerikalı herhangi bir iş adamına satılması ihtimali kapımızda.
Çok mu uçuk geldi? Anayasa’nın il
dört maddesine düşmanca saldıran insanların koskoca bir ihanet kitlesi herhangi
bir Türk evlâdının kaderini kirletmek için ağzının suyunu akıtarak bekliyor.
Ben asık suratlıyım, tamam…
Ülkenin yüzü gülüyor mu?
Ulusumuz “Ben Türk değilim,
varlığım neden Türk varlığına armağan olsun?”, “AKP ile elhamdülillah Türk
olmaktan kurtulduk”, “Bizi şehrinize sokmazsanız kapınıza bir astsubay gelir,
başınız sağ olsun der”, “ Başkan Apo’nun
heykelini dikeceğiz, siz de buna alışacaksınız!”, “ Cizre Bodruma hiç de o
kadar uzak değil.” “ Biz her türlü milliyetçiliği ayaklarınım altına almış bir
partiyiz!” diyen insanların düşman kardeşler koalisyonuyla her gün taciz ediliyor, eziliyor.
Evet… Ben asık suratlıyım,
çocuklarımdan özür diliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder