O zaman insan "Neden mükemmel olmalıyım ki?" diye kendi kendine soruyor?
Sahi, mükemmel olmalı mıyız? Ya mükemmel olamazsak? O zaman yok mu olmalıyız?
Felsefe istemiyorsun, biliyorum. Felsefe sana saçmalık gibi geliyor, değil mi? Ama öbür yandan...
Bir araba alırken verdiğin paraya değip değmediğine de bakıyorsun, değil mi?
O halde... Aklın sadece araba, domates, peynir ve kırtasiye alırken kullanacağın basit bir mukayese aracından mı ibaret?
Bunlar senin ne işine yarıyor? Yani buraya yazdıklarım...
Sen ne "almak" istiyorsun?
Ama daha da önemlisi almak istediklerini nasıl almak istiyorsun?
Ben sana söyleyeyim. Sen bedava yaşamak istiyorsun.
Hatta öyle bedava yaşamak istiyorsun ki nefret ettiklerinin, elde ettiklerinin yanında yok olmasını da istiyorsun.
Ve sana bir sır vereyim: Ne kadar ilkelsen o kadar yozsun.
Ve ne kadar yozsan, yok oluştan, yok etmekten daha fazla zevk alıyorsun.
Kürdistan falan kurmak istemiyorsun örneğin. Sadece Türk yok olsun istiyorsun.
Şeriat gelsin de istemiyorsun, örneğin... Sadece kravatlarıyla akıllarıyla görgüleriyle ve ulusal kimlikleriyle alabildiğine sömüreceğin ve yok edebileceğin Türklere tasallut etmek istiyorsun.
İş gene döndü dolaştı Türklüğe geldi değil mi?
O halde yoz kardeşim...
Gece ve gündüz hiç durmadan Türk nefreti kusmağa devam ettiğini de unutma e mi? Senin uyumadığın yerde bize de uyku haram.
Düşünüyorsam, mantığı kullanıyorsam... Bana dilimi, sevgiyi ve vatanımı veren insanlara faydalı olmayı gözetiyorum. Ya sen yozlaşmış kardeşim... Ya sen neyi gözetiyorsun?