31 Mart 2022 Perşembe

"Kısa Romanlar Uzun Öyküler": Henry JAMES

Hotmail Giderse...


 Hesaplı bir Mac bulduk, aldık. 


Sonrasında küçük kızımı kurstan aldım, sevdiği tavuk restoranında bir şeyler yedik, sohbet ettik. "Meri bilmem kim" tiplemesi hakkında bana uzun uzun bir şeyler anlattı. Çocukların bana ilgi duydukları konulardan uzun uzun bahsetmeleri çok güzel.


İkindi saatlerinde annemi Ankara'ya uğurladık. Eve  gelinde ev acayip boş geldi.


Galiba hotmail hesabımla ilgili bir sorun var. Hesabı kurtaramayabilirim, biraz gerildim ama en kötüsü hesap kapanır. 


Çocuklar sinemaya gitti. Yarın şu makaleyi tamamlayıp yollayacağız, inşallah. Bir de bildiri özetini hazırlayabilirsek iyi olur



Güzel Bir Filmle Biten Gün



 Makalenin  düzeltilmiş grafikleri geldi. Kaynakçada gözden kaçan bazı hataları giderdim




Eşimle beş gündür ayrıydık, nihayet onu karşıladım, hayata döndüm.


Kaynakça düzenlemeleriyle ilgili programın kullanımını a
nlatan bir video  buldum.  Böyle bilgilere ulaşabilmek içimi ümitle dolduruyor.


On bin adım hedefini eşimle beraber geçtim. 


Annemle ve eşimle birlikte "Vivarium" adlı bir film seyrettik, çok sevdim.


Gün güzel geçti.


Vivarium

30 Mart 2022 Çarşamba

"Bazıları Isırgan Sever": Junichiro Tanizaki

Tatar Jırları

 Bugün çok gergindim.


Makalenin düzeltmeleri beni inanılmaz gerdi, İki kere çay içerken bardak kırdım. Hatta birinde bilgisayarın üstüne çay döküldü.


İnsanların olumsuz ve karamsar bakışları beni geriyor.



Öbür yandan makale taslaklarının neden düzgün iletilmediğinin sebebini öğrendiğimde, bu günün kazancı oldu.


Herhalde yakın zamanda makaleyi dergiye yollayabileceğiz. 


Bir de Karolina Cicha diye bir sanatçıyı keşfettim. Galiba Polonya Tatarı... Nefis Tatar şarkılarından oluşan bir albümü var. En sevdiğim jır da "Jal Kajen" Galiba "Yalnız Kayın" anlamında. Kayınların bir deniz gibi uzandığı Türk topraklarını  zamanında görebildiğim için kendimi çok şanslı sayıyorum. 


Tatar  yırları, ruhumun kadim köklerini bana hatırlatıyor.  Böylece uzaklardan atlarına binmiş Türklerin hayatlarının ezgi haline gelişini bir nehir şafağında görüyorum sanki.


Dün anlattığım Fen Bilgisi konularının bugün oğluşumun işine yaramasına da sevindim. Anacığımla Chapelwaite'i nihayet bitirdik. Ayrıca Sevgili İbrahim'in kendi kanalında silinen kanalımızla ilgili yaptığı program beni çok duygulandırdı, bütün Türkçü dostlar sağ olsun.


Lafı uzatmadan " JalKajen"i dinleyelim:

24 Mart 2022 Perşembe

Haydaaa!

 Bildirinin özetini genişletmem lazım.






Bugün güzel bir öğle yemeği yedik. Sonrasında  epey iş
hallettik. Çok yorulmuştuk. Akşam 18:30'a kadar uyuduk. 




Akşam yemeğinde anamın yaptığı cevizli erişteyi yedik. Her gün yesem,  bıkmam.


Sonra eşimle çıkıp yürüdük. Bunu hem şu on bin adımı tamamlamak için yapıyoruz hem de sohbet ediyoruz. Arada evin  bir iki ihtiyacını da marketten aldık.  


Gün güzel geçti.

https://youtu.be/7RW8n4iXZbA


22 Mart 2022 Salı

Bir Bildiri Yazmanın O Bulutsu Hazzı

 Bugün bildiriyi tamamladım.


Aslında  makale hacminde olmasına gerek yokmuş ama tam metin iste
me ihtimaline karşı tedbirimi baştan aldım.


Bugünlerde fark ettiğim şey şu: Dikkatimi bir işe verebilmek  ve onu tamamlamak gerçekten güzelmiş. Aslında bunu kitap yazarken de yaşıyordum.


Bir sürü kitap yazıp hiç birini hiç kimseye okutamamak  eskiden bana çok berbat gelirdi. Hâla biraz berbat geliyor ama önümdeki işlere yoğunlaşmak da güzel.


Her neyse... Bildiri hazır gibi. Hoca son onayı verdiğinde artık tamamen teze yönelebilirim. Şimdiki hedefim adam gibi bir atıf/kaynakça programı kullanabilmek. 


Bugün bizim oğlan berbere gitmiş. Ben de bildiriyi tamamlayınca soluğu berberde aldım.  Aslında  önce yolda eşimle buluşup berbere beraberce gittik. Berber biraz çileden çıkmış gibiydi. Çünkü bizim oğlan adamın uğraştığı  modeli beğenmeyip  kafayı iki numaraya vurdurdu. Saçı kısalınca boyu daha bir uzamış gibi geldi. İki çay içtim. Suları iyi olmalıydı ki  iki çay içebildim.


Berberden çıkınca bir lokantaya gittik. Öyle kebapçı falan değildi.  Ev yemekleri de yapmıyordu. Hızlı yemek lokantasıydı ve Allah var güzel şeyler yapıyordu. Hamburgerin hızlı yendiği doğru ama hazırlanması hiç de o kadar hızlı değildi. Gene de beklemeyi  ailecek bir sohbet için fırsat bilip epey konuştuk.


İnsan işe yarar  zaman geçirip bir şeyler halledince gün daha neşeli geçiyor, daha bir dolu geçiyor.


Akşam da eşimle uzun bir yürüyüş yaptık. Ucuz espresso kahvesi çekirdeği bulduk, ucuz kküçük not defterlerinden bulduk. O defterlerin en iyi yanı hem yazmak hem çizmek için mükemmel oluyorlar. Ayrıca küçük ve ince oldukları için de kolay  taşınıyorlar.


Eve dönünce  öne çay sonra  içip Seinfeld seyrettik. Keşke "Cheers" da seyrettiğimiz platforma gelse...


Şimdi  romanıma devam edeceğim. 


Boynum biraz ağrıyor, az biraz  uykum var.


Gün güzel geçti.








21 Mart 2022 Pazartesi

Nevruz Şerefine Künefe

 Bu gün bildiride epey ilerledim. Grafikleri çizdim tabloları  yaptım. Mekanizmayı da herhalde yeterince iyi açıkladım ama hocayla konuşmamız lazım.


Bana göre tezle ilgili elle tutulur işler yaptığım günlerde daha ra
hat oluyorum.


Epeydir balık yemiyorduk, hamsi aldık. Sezonun bitmesine on iki gün varmış.

 

Ne zamandır okumaya da yoğunlaşamıyorum. Eğer tezle ilgili bir şeyler ortaya çıkıyorsa o gün için o bana yetiyor.


Eşimin iş arkadaşlarıyla öğle yemeği yedik. Güzel sohbet ettik.


Akşam da onları nöbette ziyaret ettik, onlara sütlaç götürdük, çok sevindiler. Biz de künefe aldık, Nevruz şerefine künefe yedik. 


 Velhasıl... İyi bir gündü.

20 Mart 2022 Pazar

Konsere Gittik

 Dün küçük kızımla nefis bir konsere gittik.


Konser epey gecikti ama o sırada öyle güzel sohbet ettik ki. Yeni neslin  ne kadar  bilinçli ve vatansever  olduğunu  görmek çok güzel...




Bildiriyi hazırlamaya başladım ama  kızımla konsere gidişimiz daha önemliydi. Ayrıca... 


Konser afişini, gruba imzalattık. İmzayı da nöbetçi olduğu için konsere gelemeyen eşimin adına aldık.


Nöbet çıkışında eşime  nefis bir sürpriz oldu.

19 Mart 2022 Cumartesi

Makaleyi Yolladık Sırada Bildiri Var

 Makaleyi yolladık, sıra bildiride. 


Hayırlısıyla şunu da bir sunsam üzerimden büyük bir yük kalkacak.


 Bu akşam  küçük kızımla " Yüksek Sadakat'in" konserine gideceğiz, heyecanlıyım. Sabahtan gittiğim kafede bildirinin omurgasını hazırladım, literatürünü taradım.


Milli Düşünce Merkezi'ne yolladığım son yazı beğenilmiş, o
lumlu izlenimle yaratmış, o da büyük moral oldu.


Oğlanın okuluna veli toplantısına gittim. Toplantı o kadar uzadı ki ders öğretmenleriyle konuşmaya zamanım kalmadı.


Bu gece bildiriyle ilgili üzerinde biraz daha çalışabilirim.


Ne zamandır youtube videosu çekemiyorum. Ama biraz ara vermeliyim. Macit Gürbüz'ün "Kürtleşen Türkler'ini" tekrar okuyorum. Tekrar okuduğuma memnunum.


Daha ne diyeyim, bilemedim ki?

Epey tembellik etmişiz, anlaşılan.

16 Mart 2022 Çarşamba

Makaleyi Yolladık Yolluyoruz

 

Sabah kahvaltı etmeden evden çıktık, LPGciye borcumuzu ödedik. Araba nazar değmesin saat gibi çalışıyor.  Ve bu arada  basınç sensörü daha ucuza geldi  ayrıca taksitlendirince de sevindik.

 

Hava güneşliydi. Ne zamandır Van’da kışın  havalar açık gitmiyordu.

 

Makaleyi düzelttik. Kontrol listesini düzenledik ama bastıramadık. Hocamın yazıcısının tonerleri galiba arızalı.  Onları değiştirmek gerekebilir.

 

Öbür yandan… Eşime ve bana iyi bir dosya düzenleme programı yüklettik. Bu konuda bir hocamız çok yardım etti.

 

Sabah geç kahvaltı edip de börek yediğimizden öğleyin bir şey yemedik. Yarın makaleyi dergiye yollayınca üstümden büyük bir yük kalkacak. Eşim de tezinin kitlerinin siparişlerini vermiş, galiba kaybettiği zamanı kazanabilecek.

 

Kız kardeşim excelde çoklu grafik çizdirmenin bir yolunu buldu galiba…

 

Küçük kızımızın doğum günüydü, güzel bir pasta aldık.  Doğum gününü Monopoly oynayarak kutladık. Kızımız artık yetişkin. İnsan kendisini tuhaf hissediyor. Sağlıklı ve mutlu yıllara ulaşsın.

15 Mart 2022 Salı

Her Zaman Bir Artı Mutlaka Olur

 


Dolu bir gündü.

 

Oğlum hasta gibiydi, onu doktora götürdüm olmadığını anlayınca sevindim..

 


Arabanın LPG basınç sensörünü değiştirdim, çekişi düzeldi. Biraz pahalıymış  ama ne çare. Usta hemen para almadı, denememizi istedi, sağ olsun.

 

Makale üzerinde hocamla çalıştık, bitirdik. Hayırlısıyla yollayınca bitecek.

 

Grafik programının süresi dolmak üzere, bu süre içinde grafiklerimi tamamlamam lazım.

 

 Bir arkadaşımızın dosyasının tamamlanmasına da yardım ettik. Eşim  hemşerisi bir hastasına epey  yardım etti.

 

Kampüste Starbucks açılmış, gittik, kahve içtik, nöbetçi asistan arkadaşlara da kahve götürdük, Tıp Bayramlarını kutladık.

 

İnsan kendisini demoralize eden insanlardan uzak durmalı. Bu günün kârı, asistan arkadaşımızın ve hastamızın hayatını kolaylaştırmak oldu. Mecburen taabi olduğunuz insanların ağırlığından kurtulmak herhalde başlı başına bir ödül olabilir

 

Dolu bir gündü. İyi bir gündü.

14 Mart 2022 Pazartesi

Grafiğin Büyüğü

 


Nedense her günün günlüğünü sonradan yazıyorum. Ama bunun bir sebebi var ki o da doktora tezim.

 

Tezden önce bir de makale yayınlamak gerekiyor. Grafikleri beni çok tordu ama umarım uğraştığıma değmiştir.

 

Bugün ecxelde hiç çizemeyeceğimi düşündüğüm bir TGA grafiği çizdim. Makalenin DSC grafiklerinin de kes-yapıştır yoluyla birleştirdim.

 

Uzun bir yürüyüş yaptım. Markette çok az  kereviz kalmıştı, iki tane aldım.

 

Pek kitap okuyamadım.  Buna biraz üzülüyorum ama  öte yandan şu çok korktuğum grafik işinde sebat edebilmek hele de kütle kayıplarıyla ilgili olarak verileri yorumlayabilmek güzeldi.

 

Biraz “Chapelwite” seyredip yatacağım. Bugün romana devam edemedim ama olsun.

 

Günü boşa harcamadım herhalde.

13 Mart 2022 Pazar

Taze Atlanmış Dün Yazısı

Hele diyorum, bir eksiklik var.

Bütün gün makaleyle uğraştım.

Tablosu ayrı dert, grafiği ayrı dert.

Sağ olsun doktoradan genç bir arkadaşım bana bir program yolladı. Çoklu grafik çizmek için biçilmiş kaftan. Sabırla uzun uzun da anlattı. Ayrıca doktorada ders aldığım bir hocamla da konuştum ki kendisinin bende ciddi emeği vardır, çok sevindim.

Dün sabah(artık önceki gün) LPGciye arabayı bıraktığımda pastanede oturup poğaça ile kahvaltı ettiğimi yazmamışım; oysa sabahımı renklendirmişti bu kahvaltı. Çay içerken bir yandan Henry James okuyordum, nefisti.

Dün da kardeşlerimin doğum günüydü, aradım kutladım. İyi ki doğmuşlar.

Neyse makaleyi bitirdim, hocama yolladım. İnşallah beğenir de daha fazla zaman kaybetmem.

Çok yorgunum ama değdi.

Bir güne ne çok şey sığdı?!

 

11 Mart 2022 Cuma

Her Gün Makale Yazılmaz…

 


Bugün çok verimli geçmedi.

 

Aslında  makaleye çalışmam lazımdı, teze devam ettim. Ama gene de sabah LPGciye gittim ve LPGdeki arızayı tamir ettirdim. Aslında bazen arızalar iyi oluyor, çünkü arıza giderildikten sonra düzgün bir işleyişin kıymetini hatırlıyorsunuz.


 

Gün verimli geçmedi dedim ama… Aslında ( gene aslında dedim…)  fikirlerine değer verdiğim insanlarla konuştum.

 

Ayrıca bir sergi gezdim, yanımda bir doktor arkadaşım  vardı ve  sergideki işlerle ilgili sağlam fikirleri vardı. Ayrıca serginin olduğu kafede Irish creamli Americano içtim. Ama galiba bu Strabucks’ta daha iyiydi.

 

Ayrıca bugün doğum günümdü, ailem bana nefis bir kutlama hazırlamıştı ve… Bana harika bir akıllı saat almışlardı.

 

“Bugün çok verimli geçmedi” mi dedim? Ne kadar aptalım. Hatıraların nasıl oluştuğunu şimdi anladım Aslında ( gene aslında dedim) olayları bir günlükle hatırladığımızda, bizde kötü bir izlenim bırakan şeyin ne olduğunu anlayabiliyorsunuz. Ben sırf makaleye çalışamadığım için kendimi kötü hissettim ve günün kötü geçtiği izlenimine kapıldım.

 

Oysa gün ne kadar güzelmiş…

9 Mart 2022 Çarşamba

Berberde Kazanılan Savaş


Gecikmeden günlüğü yazayım.

Makalede sadece kaynakçanın düzeltilmesi kaldı, diyebilirim. Bu gerçekten iyi bir ilerleme.

Henry James’i hâlâ okuyorum ama dikkatimi istediğim kadar veremiyorum. Tek tesellim, makale üzerinde sıkılmadan çalışabilmek.

 Bugün traş oldum.

Berberimle nefis bir sohbet ettik. Ukrayna-Rusya savaşından girip Türk bilincine uzanan derin ve yapıcı  bir sohbetti. Memleketin etnik fitneyle alabildiğine kışkırtıldığı bir zamanda bence buna benzer sohbetler önemli. İnsanların hem aklını hem gönlünü kazanmak çok önemli.

Traştan sonra ödül niyetine börek yedim, çay içtim. Çünkü sabah evden çıkarken kahvaltı etmemiştim.

Hava açıktı, gün verimliydi.

Doktoraya Yaklaşmak...

 Günlük dedik ama biraz aksattık.


Bugün savunma öncesi makale için çok önemli bir kaç aşamayı hallettik. Artık doktora derecesi daha ulaşılabilir görünüyor. İnsanın önündeki engelleri atlaması gibi güzel şey pek az.


Hocamla güzel bir öğle yemeği yedik. Sevdiğimiz bir arkadaşımız operatör doktor unvanını aldı.


Yazlığa gittik, hava günlük güneşliydi. 


Arabanın gazlı çekişi hala sorunlu ama idare ettik.


Bu arada dün gece eniştemi andığımız güzel bir youtube yayını yaptık.


Ne yazık ki kitap okumaya yoğunlaşamıyorum. Gene de romanı yazmağa devam ediyorum.



7 Mart 2022 Pazartesi

LPGci yüksek yapar bacayı vay vay!

 Madem günlük yazıyoruz, günlük yazalım.


Hocam yerinde yoktu. Gene de bilgisayarı açtım, makaleyi yeni verilere göre düzelttim, gene de gözden geçirilmesi gerekiyor.



Araba yolun  ortasında stop etti. Önce LPGciye sonra servise sonra tekrar LPGciye götürdüm. Hiç bir şey yapmadılar ama araba düzeldi.


Aslında serviste çay içecektim ama yemek zamanına denk gelmişim, milleti oyalamak istemedim.


Hava sıfırın üstündeydi, arabanın içi güneşten epey ısınmıştı. Makaleyi elden geçirdiğim için vicdanım biraz rahat. Artık romana devam edebilirim. 


Bu akşam bir youtube kanalında  Merhum Eniştem Sadi SOMUNCUOĞLU hakkında bir programda konuk olacağım. Hakan PAKSOY Bey sağ olsunlar.


Eh... Bu günlük bu kadar günlük yeter mi acep?


Yetiversin zaar...



5 Mart 2022 Cumartesi

Hangi Ucun Bokunu Önerirsiniz?

 


Rusya kendisini tehdit altında “hissettiği” için Ukrayna topaklarına girdi. Daha önce de resmen Ukrayna toprağı olan Kırım’ı ilhak etmişti.

 

Bunlar gerçekleşen olaylar. Bir insanı öldürdüğünüzde insan ölmüştür, sizin bahaneleriniz onu geri getiremez.

 

Bir insanın kolunu kestiğinizde de sayısız  bahaneler öne sürebilirsiniz ve eğer o insan size açıkça saldırmamışsa yaptığınız işin sonucu “her şey” demektir.

 

Rusya Ukrayna’yı işgal ediyor mu? Evet. Bunu yapmaya hakkı var mı? Sorun burada ortaya çıkıyor.

 

Açık bir saldırı, fiilli bir işgal olmaksızın, herhangi bir ülkeye saldırmanın bir bahanesi olabilir mi?

 

Ne yazık ki uluslararası ilişkilerde vicdan işlemiyor. Hatta o derece işlemiyor ki güçlünün her tecavüzü, mutlaka bir bahaneyle gerekçelendirilebiliyor, aklanabiliyor.

 

Bizdeki en “tartışılamaz” bahane de “NATO tehdidi”.  Rusya’nın kendisini tehdit altında hissetmesi içimizdeki empatiyi, şefkati, merhameti, adalet duygusunu uyandırıyor ama Ukrayna’nın kendisini tehdit altında hissedip hissetmediğini hiç kimse sorgulamıyor.

 

Her şeyden önce hâlâ soğuk savaşın dehşet dengesinin akıllarda sürdürüldüğünü görüyoruz. Ama daha garip olanı şu: Rusya dünyanın adalet, merhamet, iyilik, şefkat savunucusu falan değildi. Rusya’nın kişiliğinde hâlâ  şeytan ABD’yi dengeleyen hümanist SSCB’nin varlığını görenler en hırçın  biçimde Rus işgalini savunuyor.

 

Peki ama bağımsız ve egemen bir devlet olarak Ukrayna’nın kendi ittifakını seçme hakkı yok mu? Ya da Rusya Ukrayna’nın vasi devleti midir ki onun kiminle ittifak yapması gerektiği konusunda bu kadar cüretkâr davranabiliyor?

 

Buradaki temel sorun şudur:  “Şeytan NATO’ya karşı kahraman Rus”  simgeleştirmesi  ancak hamakat seviyesinde bir düşüncedir. Çünkü Putin, kucakladığı Rus çocuğuna “Rusya’nın sınırları yoktur!” dediğinde, menfaatleri gereğince her yeri işgal edebilecek bir devletten bahsetmiştir.  Ayrıca Putin’in yanılmıyorsam 2009’da Bush’a “ George sen hâlâ Ukrayna’nın bir devlet olmadığını anlayamıyorsun..” mealinde akıl verdiği de göz önüne alınırsa Ukrayna’nın da kocaman Rus ayısından neden tedirgin olduğu anlaşılabilir. Rusya’nın hiçbir ülkeye kendisini “koruyucu”, “hami”, “ düzenleyici olarak dayatmaya hakkı yoktur.

Bugün Rusya’nın “savunma savaşı” verdiği  gibi bir saçmalığı savunmak yarın aynı mantıkla Rusların Kazakistan’ı resmen işgalini de haklı çıkarmayı gerektirir ki Ruslar Kazakistan hakkında da Ukrayna ile aynı şeyleri düşünmekteler.  Bunu açıklamaktan da çekinmiyorlar.

 

Sırf Türkiye’nin menfaati adına Rus ayısını, bütün değerlerimizi sömürmesine, bütün ahlâkımıza tecavüz etmesine izin veremeyiz.

 

Nasıl Türkiye tehdit altındayken NATO üyeleri açık destek vermekten kaçınmışsa biz de bu savaşta NATO’nun bize bir şey dayatmasına engel olarak tarafsızlığımızı koruyabiliriz, korumalıyız da. Çünkü biz ittifakın emireri ya da bekçi köpeği değiliz. Peki NATO’ya üyeliğimiz ne olacaktır? NATO’ya üyeliğimiz Ümit ÖZDAĞ Hoca’nın dediği gibi hâlâ bu ittifak içinde bazı şeyleri belirlemek konusunda bize bir inisiyatif sağlıyor. Güney Kıbrıs’ın NATO’ya girmesini biz engelliyoruz. Güney Kıbrıs’ın KKTC’ye saldırmasını da bizim üyeliğimiz engelliyor.  Öte yandan NATO’dan çıkmamız halinde Güney Kıbrıs’ın anında NATO’ye girmesi ve bizimde NATO üyesi bir ülkeye saldırıyor durumda kalmamız söz konusu edilebilir.

 

Bu durumda Türkiye iki ucu boklu bir değneğin, “temizlenebilir” ucunu tutuyor.  Bu şekilde kendimizi mutlak bir bağımlılıktan koruyabiliyoruz.

 

Sorun eğer NATO veya Avrasya seçimiyse  bu seçimde düşünmemiz gereken şey şudur:

 

NATO içinde ordumuzun gücüne ve ülkemizin pozisyonuna göre belli bir etkimiz, diplomatik yerimiz ve inisiyatifimiz söz konusu.  Yeni bir Varşova Paktı olarak kurulacak herhangi bir Avrasya örgütlenmesinde acaba Ruslar bizi “eşit ortak” olarak mı göreceklerdir? Yoksa tank ve top üstünlüğüyle  içimizde açıkça  Rus yanlısı bir hükümet kurulmasını mı isteyeceklerdir.

 

Bir kıyaslama yapacak olursak bugün NATO etkisi, seçimlerle, bilinçlenmeyle dengelenebilecek, azaltılabilecek, müzakerelere açık ve daha mevzuat egemen bir etki gibi görünmekte. Oysa inisiyatifin  Rusya’dan başkasına ait olmayacağı herhangi bir yeni Varşova Paktı/Avrasya  örgütlenmesinde   “Sınırlarının olmadığını” söyledikleri ülkeleriyle her yeri kendilerine katabileceklerine inanan Rusları herhangi bir müzakereye, “eşit inisiyatif talebiyle” durdurmak sanırım mümkün olmayacaktır.

 

Diğer yandan Ukrayna halkı topyekün bir savunma harbine geçmişken ülkelerini” savunan” bu insanların NAZİ olduklarını söylemek kimse kızmasın ama SSCB propagandasının bile en alçakça hali gibi görünüyor. Burada sorun şu, kendi ülkelerinin meşruiyetine ve kendi egemenliklerine inanan Ukrayna halkının Rus ayısı karşısında hiçbir değerinin olmadığını düşünerek hangi ahlakı ve insanlığı savunabiliriz?

 

Tekrar ediyor ve bitiriyorum: NATO’nun emireri veya bekçi köpeği değiliz. Biz NATO ülkelerinin canı istediğinde savaşa sokabileceği bir  hazır kıta da değiliz. Eğer dünyada bir şekilde belli ittifaklara mecbur kalmışsak bile bu ittifaklarda  kendi menfaatlerimize  açıkça aykırı hiçbir işe kalkışmayacağımızı ortaya koymalıyız. “ Sana  NATO bunu yaptırmaz!” diyeceklere şunu sormak isterim: “Muhayyel bir Avrasya ittifakında acaba Rusların bize menfaatlerimiz doğrultusunda bağımsızca davranmak iznini vereceğini düşünüyor musunuz?”

 

  NATO’nun bizi zorlayacağını düşünenler zaten Türkiye’nin kendi başına bağımsız olmadığını ve hiçbir zaman da olamayacağını, Türkiye’nin ancak herhangi bir ittifakın ikinci sınıf ortaklığıyla birilerinin gölgesinde barışı koruyabileceğini düşünen sömürge aydınlarıdır.

 

O halde yapılacak iş NATO içinde tarafsızlığımı koruyarak bu savaştan uzak durmak, fakat toplum olarak da Rus işgalini, olası pek çok işgalden biri olabileceğini ve açıkça haksızlığını akılda tutmaktır.

Not: Buraya Türklerle savaştan dönen bir Rus'un şarkısını aktarayım ki neden tarafsız kalmamız gerektiği daha iyi anlaşılsın

 

 

 

 



Youtube bağlantısı: https://www.youtube.com/watch?v=tRZyjZG3WQA