31 Mart 2022 Perşembe
Hotmail Giderse...
Sonrasında küçük kızımı kurstan aldım, sevdiği tavuk restoranında bir şeyler yedik, sohbet ettik. "Meri bilmem kim" tiplemesi hakkında bana uzun uzun bir şeyler anlattı. Çocukların bana ilgi duydukları konulardan uzun uzun bahsetmeleri çok güzel.
İkindi saatlerinde annemi Ankara'ya uğurladık. Eve gelinde ev acayip boş geldi.
Galiba hotmail hesabımla ilgili bir sorun var. Hesabı kurtaramayabilirim, biraz gerildim ama en kötüsü hesap kapanır.
Çocuklar sinemaya gitti. Yarın şu makaleyi tamamlayıp yollayacağız, inşallah. Bir de bildiri özetini hazırlayabilirsek iyi olur
Güzel Bir Filmle Biten Gün
Eşimle beş gündür ayrıydık, nihayet onu karşıladım, hayata döndüm.
Kaynakça düzenlemeleriyle ilgili programın kullanımını a
nlatan bir video buldum. Böyle bilgilere ulaşabilmek içimi ümitle dolduruyor.
On bin adım hedefini eşimle beraber geçtim.
Annemle ve eşimle birlikte "Vivarium" adlı bir film seyrettik, çok sevdim.
Gün güzel geçti.
30 Mart 2022 Çarşamba
Tatar Jırları
Bugün çok gergindim.
Makalenin düzeltmeleri beni inanılmaz gerdi, İki kere çay içerken bardak kırdım. Hatta birinde bilgisayarın üstüne çay döküldü.
İnsanların olumsuz ve karamsar bakışları beni geriyor.
Öbür yandan makale taslaklarının neden düzgün iletilmediğinin sebebini öğrendiğimde, bu günün kazancı oldu.
Herhalde yakın zamanda makaleyi dergiye yollayabileceğiz.
Bir de Karolina Cicha diye bir sanatçıyı keşfettim. Galiba Polonya Tatarı... Nefis Tatar şarkılarından oluşan bir albümü var. En sevdiğim jır da "Jal Kajen" Galiba "Yalnız Kayın" anlamında. Kayınların bir deniz gibi uzandığı Türk topraklarını zamanında görebildiğim için kendimi çok şanslı sayıyorum.
Tatar yırları, ruhumun kadim köklerini bana hatırlatıyor. Böylece uzaklardan atlarına binmiş Türklerin hayatlarının ezgi haline gelişini bir nehir şafağında görüyorum sanki.
Dün anlattığım Fen Bilgisi konularının bugün oğluşumun işine yaramasına da sevindim. Anacığımla Chapelwaite'i nihayet bitirdik. Ayrıca Sevgili İbrahim'in kendi kanalında silinen kanalımızla ilgili yaptığı program beni çok duygulandırdı, bütün Türkçü dostlar sağ olsun.
Lafı uzatmadan " JalKajen"i dinleyelim:
27 Mart 2022 Pazar
24 Mart 2022 Perşembe
Haydaaa!
Bildirinin özetini genişletmem lazım.
Bugün güzel bir öğle yemeği yedik. Sonrasında epey iş
hallettik. Çok yorulmuştuk. Akşam 18:30'a kadar uyuduk.
Akşam yemeğinde anamın yaptığı cevizli erişteyi yedik. Her gün yesem, bıkmam.
Sonra eşimle çıkıp yürüdük. Bunu hem şu on bin adımı tamamlamak için yapıyoruz hem de sohbet ediyoruz. Arada evin bir iki ihtiyacını da marketten aldık.
Gün güzel geçti.
https://youtu.be/7RW8n4iXZbA22 Mart 2022 Salı
Bir Bildiri Yazmanın O Bulutsu Hazzı
Bugün bildiriyi tamamladım.
me ihtimaline karşı tedbirimi baştan aldım.
Bugünlerde fark ettiğim şey şu: Dikkatimi bir işe verebilmek ve onu tamamlamak gerçekten güzelmiş. Aslında bunu kitap yazarken de yaşıyordum.
Bir sürü kitap yazıp hiç birini hiç kimseye okutamamak eskiden bana çok berbat gelirdi. Hâla biraz berbat geliyor ama önümdeki işlere yoğunlaşmak da güzel.
Her neyse... Bildiri hazır gibi. Hoca son onayı verdiğinde artık tamamen teze yönelebilirim. Şimdiki hedefim adam gibi bir atıf/kaynakça programı kullanabilmek.
Bugün bizim oğlan berbere gitmiş. Ben de bildiriyi tamamlayınca soluğu berberde aldım. Aslında önce yolda eşimle buluşup berbere beraberce gittik. Berber biraz çileden çıkmış gibiydi. Çünkü bizim oğlan adamın uğraştığı modeli beğenmeyip kafayı iki numaraya vurdurdu. Saçı kısalınca boyu daha bir uzamış gibi geldi. İki çay içtim. Suları iyi olmalıydı ki iki çay içebildim.
Berberden çıkınca bir lokantaya gittik. Öyle kebapçı falan değildi. Ev yemekleri de yapmıyordu. Hızlı yemek lokantasıydı ve Allah var güzel şeyler yapıyordu. Hamburgerin hızlı yendiği doğru ama hazırlanması hiç de o kadar hızlı değildi. Gene de beklemeyi ailecek bir sohbet için fırsat bilip epey konuştuk.
İnsan işe yarar zaman geçirip bir şeyler halledince gün daha neşeli geçiyor, daha bir dolu geçiyor.
Akşam da eşimle uzun bir yürüyüş yaptık. Ucuz espresso kahvesi çekirdeği bulduk, ucuz kküçük not defterlerinden bulduk. O defterlerin en iyi yanı hem yazmak hem çizmek için mükemmel oluyorlar. Ayrıca küçük ve ince oldukları için de kolay taşınıyorlar.
Eve dönünce öne çay sonra içip Seinfeld seyrettik. Keşke "Cheers" da seyrettiğimiz platforma gelse...
Şimdi romanıma devam edeceğim.
Boynum biraz ağrıyor, az biraz uykum var.
Gün güzel geçti.
21 Mart 2022 Pazartesi
Nevruz Şerefine Künefe
Bu gün bildiride epey ilerledim. Grafikleri çizdim tabloları yaptım. Mekanizmayı da herhalde yeterince iyi açıkladım ama hocayla konuşmamız lazım.
hat oluyorum.
Epeydir balık yemiyorduk, hamsi aldık. Sezonun bitmesine on iki gün varmış.
Ne zamandır okumaya da yoğunlaşamıyorum. Eğer tezle ilgili bir şeyler ortaya çıkıyorsa o gün için o bana yetiyor.
Eşimin iş arkadaşlarıyla öğle yemeği yedik. Güzel sohbet ettik.
Akşam da onları nöbette ziyaret ettik, onlara sütlaç götürdük, çok sevindiler. Biz de künefe aldık, Nevruz şerefine künefe yedik.
Velhasıl... İyi bir gündü.
20 Mart 2022 Pazar
Konsere Gittik
Dün küçük kızımla nefis bir konsere gittik.
Konser epey gecikti ama o sırada öyle güzel sohbet ettik ki. Yeni neslin ne kadar bilinçli ve vatansever olduğunu görmek çok güzel...
Bildiriyi hazırlamaya başladım ama kızımla konsere gidişimiz daha önemliydi. Ayrıca...
Konser afişini, gruba imzalattık. İmzayı da nöbetçi olduğu için konsere gelemeyen eşimin adına aldık.
Nöbet çıkışında eşime nefis bir sürpriz oldu.
19 Mart 2022 Cumartesi
Makaleyi Yolladık Sırada Bildiri Var
Hayırlısıyla şunu da bir sunsam üzerimden büyük bir yük kalkacak.
Bu akşam küçük kızımla " Yüksek Sadakat'in" konserine gideceğiz, heyecanlıyım. Sabahtan gittiğim kafede bildirinin omurgasını hazırladım, literatürünü taradım.
Milli Düşünce Merkezi'ne yolladığım son yazı beğenilmiş, o
lumlu izlenimle yaratmış, o da büyük moral oldu.
Oğlanın okuluna veli toplantısına gittim. Toplantı o kadar uzadı ki ders öğretmenleriyle konuşmaya zamanım kalmadı.
Bu gece bildiriyle ilgili üzerinde biraz daha çalışabilirim.
Ne zamandır youtube videosu çekemiyorum. Ama biraz ara vermeliyim. Macit Gürbüz'ün "Kürtleşen Türkler'ini" tekrar okuyorum. Tekrar okuduğuma memnunum.
Daha ne diyeyim, bilemedim ki?
Epey tembellik etmişiz, anlaşılan.
16 Mart 2022 Çarşamba
Makaleyi Yolladık Yolluyoruz
Sabah kahvaltı etmeden evden çıktık, LPGciye borcumuzu
ödedik. Araba nazar değmesin saat gibi çalışıyor. Ve bu arada
basınç sensörü daha ucuza geldi ayrıca taksitlendirince de sevindik.
Hava güneşliydi. Ne zamandır Van’da kışın havalar açık gitmiyordu.
Makaleyi düzelttik. Kontrol listesini düzenledik ama
bastıramadık. Hocamın yazıcısının tonerleri galiba arızalı. Onları değiştirmek gerekebilir.
Öbür yandan… Eşime ve bana iyi bir dosya düzenleme programı
yüklettik. Bu konuda bir hocamız çok yardım etti.
Sabah geç kahvaltı edip de börek yediğimizden öğleyin bir
şey yemedik. Yarın makaleyi dergiye yollayınca üstümden büyük bir yük kalkacak.
Eşim de tezinin kitlerinin siparişlerini vermiş, galiba kaybettiği zamanı
kazanabilecek.
Kız kardeşim excelde çoklu grafik çizdirmenin bir yolunu
buldu galiba…
Küçük kızımızın doğum günüydü, güzel bir pasta aldık. Doğum gününü Monopoly oynayarak kutladık.
Kızımız artık yetişkin. İnsan kendisini tuhaf hissediyor. Sağlıklı ve mutlu
yıllara ulaşsın.
15 Mart 2022 Salı
Her Zaman Bir Artı Mutlaka Olur
Dolu bir gündü.
Oğlum hasta gibiydi, onu doktora
götürdüm olmadığını anlayınca sevindim..
Arabanın LPG basınç sensörünü
değiştirdim, çekişi düzeldi. Biraz pahalıymış ama ne çare. Usta hemen para almadı,
denememizi istedi, sağ olsun.
Makale üzerinde hocamla çalıştık,
bitirdik. Hayırlısıyla yollayınca bitecek.
Grafik programının süresi dolmak
üzere, bu süre içinde grafiklerimi tamamlamam lazım.
Bir arkadaşımızın dosyasının tamamlanmasına da
yardım ettik. Eşim hemşerisi bir
hastasına epey yardım etti.
Kampüste Starbucks açılmış,
gittik, kahve içtik, nöbetçi asistan arkadaşlara da kahve götürdük, Tıp
Bayramlarını kutladık.
İnsan kendisini demoralize eden
insanlardan uzak durmalı. Bu günün kârı, asistan arkadaşımızın ve hastamızın
hayatını kolaylaştırmak oldu. Mecburen taabi olduğunuz insanların ağırlığından
kurtulmak herhalde başlı başına bir ödül olabilir
Dolu bir gündü. İyi bir gündü.
14 Mart 2022 Pazartesi
Grafiğin Büyüğü
Nedense her günün günlüğünü
sonradan yazıyorum. Ama bunun bir sebebi var ki o da doktora tezim.
Tezden önce bir de makale
yayınlamak gerekiyor. Grafikleri beni çok tordu ama umarım uğraştığıma
değmiştir.
Bugün ecxelde hiç çizemeyeceğimi
düşündüğüm bir TGA grafiği çizdim. Makalenin DSC grafiklerinin de kes-yapıştır
yoluyla birleştirdim.
Uzun bir yürüyüş yaptım. Markette
çok az kereviz kalmıştı, iki tane aldım.
Pek kitap okuyamadım. Buna biraz üzülüyorum ama öte yandan şu çok korktuğum grafik işinde
sebat edebilmek hele de kütle kayıplarıyla ilgili olarak verileri
yorumlayabilmek güzeldi.
Biraz “Chapelwite” seyredip
yatacağım. Bugün romana devam edemedim ama olsun.
Günü boşa harcamadım herhalde.
13 Mart 2022 Pazar
Taze Atlanmış Dün Yazısı
Hele diyorum, bir eksiklik var.
Bütün gün makaleyle uğraştım.
Sağ olsun doktoradan genç bir arkadaşım bana bir program
yolladı. Çoklu grafik çizmek için biçilmiş kaftan. Sabırla uzun uzun da
anlattı. Ayrıca doktorada ders aldığım bir hocamla da konuştum ki kendisinin
bende ciddi emeği vardır, çok sevindim.
Dün sabah(artık önceki gün) LPGciye arabayı bıraktığımda
pastanede oturup poğaça ile kahvaltı ettiğimi yazmamışım; oysa sabahımı
renklendirmişti bu kahvaltı. Çay içerken bir yandan Henry James okuyordum,
nefisti.
Dün da kardeşlerimin doğum günüydü, aradım kutladım. İyi ki
doğmuşlar.
Neyse makaleyi bitirdim, hocama yolladım. İnşallah beğenir
de daha fazla zaman kaybetmem.
Çok yorgunum ama değdi.
Bir güne ne çok şey sığdı?!
11 Mart 2022 Cuma
Her Gün Makale Yazılmaz…
Bugün çok verimli geçmedi.
Aslında makaleye çalışmam lazımdı, teze devam ettim. Ama gene de sabah LPGciye gittim ve LPGdeki arızayı tamir ettirdim. Aslında bazen arızalar iyi oluyor, çünkü arıza giderildikten sonra düzgün bir işleyişin kıymetini hatırlıyorsunuz.
Gün verimli geçmedi dedim ama…
Aslında ( gene aslında dedim…)
fikirlerine değer verdiğim insanlarla konuştum.
Ayrıca bir sergi gezdim, yanımda
bir doktor arkadaşım vardı ve sergideki işlerle ilgili sağlam fikirleri
vardı. Ayrıca serginin olduğu kafede Irish creamli Americano içtim. Ama galiba
bu Strabucks’ta daha iyiydi.
Ayrıca bugün doğum günümdü, ailem
bana nefis bir kutlama hazırlamıştı ve… Bana harika bir akıllı saat almışlardı.
“Bugün çok verimli geçmedi” mi
dedim? Ne kadar aptalım. Hatıraların nasıl oluştuğunu şimdi anladım Aslında (
gene aslında dedim) olayları bir günlükle hatırladığımızda, bizde kötü bir
izlenim bırakan şeyin ne olduğunu anlayabiliyorsunuz. Ben sırf makaleye
çalışamadığım için kendimi kötü hissettim ve günün kötü geçtiği izlenimine
kapıldım.
Oysa gün ne kadar güzelmiş…
9 Mart 2022 Çarşamba
Berberde Kazanılan Savaş
Gecikmeden günlüğü yazayım.
Makalede sadece kaynakçanın
düzeltilmesi kaldı, diyebilirim. Bu gerçekten iyi bir ilerleme.
Henry James’i hâlâ okuyorum ama
dikkatimi istediğim kadar veremiyorum. Tek tesellim, makale üzerinde sıkılmadan
çalışabilmek.
Bugün traş oldum.
Berberimle nefis bir sohbet
ettik. Ukrayna-Rusya savaşından girip Türk bilincine uzanan derin ve yapıcı bir sohbetti. Memleketin etnik fitneyle
alabildiğine kışkırtıldığı bir zamanda bence buna benzer sohbetler önemli.
İnsanların hem aklını hem gönlünü kazanmak çok önemli.
Traştan sonra ödül niyetine börek
yedim, çay içtim. Çünkü sabah evden çıkarken kahvaltı etmemiştim.
Doktoraya Yaklaşmak...
Günlük dedik ama biraz aksattık.
Bugün savunma öncesi makale için çok önemli bir kaç aşamayı hallettik. Artık doktora derecesi daha ulaşılabilir görünüyor. İnsanın önündeki engelleri atlaması gibi güzel şey pek az.
Hocamla güzel bir öğle yemeği yedik. Sevdiğimiz bir arkadaşımız operatör doktor unvanını aldı.
Yazlığa gittik, hava günlük güneşliydi.
Arabanın gazlı çekişi hala sorunlu ama idare ettik.
Bu arada dün gece eniştemi andığımız güzel bir youtube yayını yaptık.
Ne yazık ki kitap okumaya yoğunlaşamıyorum. Gene de romanı yazmağa devam ediyorum.
7 Mart 2022 Pazartesi
LPGci yüksek yapar bacayı vay vay!
Madem günlük yazıyoruz, günlük yazalım.
Araba yolun ortasında stop etti. Önce LPGciye sonra servise sonra tekrar LPGciye götürdüm. Hiç bir şey yapmadılar ama araba düzeldi.
Aslında serviste çay içecektim ama yemek zamanına denk gelmişim, milleti oyalamak istemedim.
Hava sıfırın üstündeydi, arabanın içi güneşten epey ısınmıştı. Makaleyi elden geçirdiğim için vicdanım biraz rahat. Artık romana devam edebilirim.
Bu akşam bir youtube kanalında Merhum Eniştem Sadi SOMUNCUOĞLU hakkında bir programda konuk olacağım. Hakan PAKSOY Bey sağ olsunlar.
Eh... Bu günlük bu kadar günlük yeter mi acep?
Yetiversin zaar...
5 Mart 2022 Cumartesi
Hangi Ucun Bokunu Önerirsiniz?
Bunlar gerçekleşen olaylar. Bir insanı
öldürdüğünüzde insan ölmüştür, sizin bahaneleriniz onu geri getiremez.
Bir insanın kolunu kestiğinizde
de sayısız bahaneler öne sürebilirsiniz
ve eğer o insan size açıkça saldırmamışsa yaptığınız işin sonucu “her şey”
demektir.
Rusya Ukrayna’yı işgal ediyor mu?
Evet. Bunu yapmaya hakkı var mı? Sorun burada ortaya çıkıyor.
Açık bir saldırı, fiilli bir
işgal olmaksızın, herhangi bir ülkeye saldırmanın bir bahanesi olabilir mi?
Ne yazık ki uluslararası
ilişkilerde vicdan işlemiyor. Hatta o derece işlemiyor ki güçlünün her tecavüzü, mutlaka bir bahaneyle gerekçelendirilebiliyor, aklanabiliyor.
Bizdeki en “tartışılamaz” bahane de
“NATO tehdidi”. Rusya’nın kendisini
tehdit altında hissetmesi içimizdeki empatiyi, şefkati, merhameti, adalet
duygusunu uyandırıyor ama Ukrayna’nın kendisini tehdit altında hissedip
hissetmediğini hiç kimse sorgulamıyor.
Her şeyden önce hâlâ soğuk
savaşın dehşet dengesinin akıllarda sürdürüldüğünü görüyoruz. Ama daha garip
olanı şu: Rusya dünyanın adalet, merhamet, iyilik, şefkat savunucusu falan
değildi. Rusya’nın kişiliğinde hâlâ
şeytan ABD’yi dengeleyen hümanist SSCB’nin varlığını görenler en
hırçın biçimde Rus işgalini savunuyor.
Peki ama bağımsız ve egemen bir
devlet olarak Ukrayna’nın kendi ittifakını seçme hakkı yok mu? Ya da Rusya
Ukrayna’nın vasi devleti midir ki onun kiminle ittifak yapması gerektiği
konusunda bu kadar cüretkâr davranabiliyor?
Buradaki temel sorun şudur: “Şeytan NATO’ya karşı kahraman Rus” simgeleştirmesi ancak hamakat seviyesinde bir düşüncedir.
Çünkü Putin, kucakladığı Rus çocuğuna “Rusya’nın sınırları yoktur!” dediğinde,
menfaatleri gereğince her yeri işgal edebilecek bir devletten bahsetmiştir. Ayrıca Putin’in yanılmıyorsam 2009’da Bush’a “
George sen hâlâ Ukrayna’nın bir devlet olmadığını anlayamıyorsun..” mealinde
akıl verdiği de göz önüne alınırsa Ukrayna’nın da kocaman Rus ayısından neden
tedirgin olduğu anlaşılabilir. Rusya’nın hiçbir ülkeye kendisini “koruyucu”, “hami”,
“ düzenleyici olarak dayatmaya hakkı yoktur.
Bugün Rusya’nın “savunma savaşı”
verdiği gibi bir saçmalığı savunmak
yarın aynı mantıkla Rusların Kazakistan’ı resmen işgalini de haklı çıkarmayı
gerektirir ki Ruslar Kazakistan hakkında da Ukrayna ile aynı şeyleri
düşünmekteler. Bunu açıklamaktan da
çekinmiyorlar.
Sırf Türkiye’nin menfaati adına
Rus ayısını, bütün değerlerimizi sömürmesine, bütün ahlâkımıza tecavüz etmesine
izin veremeyiz.
Nasıl Türkiye tehdit altındayken
NATO üyeleri açık destek vermekten kaçınmışsa biz de bu savaşta NATO’nun bize
bir şey dayatmasına engel olarak tarafsızlığımızı koruyabiliriz, korumalıyız
da. Çünkü biz ittifakın emireri ya da bekçi köpeği değiliz. Peki NATO’ya üyeliğimiz
ne olacaktır? NATO’ya üyeliğimiz Ümit ÖZDAĞ Hoca’nın dediği gibi hâlâ bu ittifak
içinde bazı şeyleri belirlemek konusunda bize bir inisiyatif sağlıyor. Güney
Kıbrıs’ın NATO’ya girmesini biz engelliyoruz. Güney Kıbrıs’ın KKTC’ye saldırmasını
da bizim üyeliğimiz engelliyor. Öte
yandan NATO’dan çıkmamız halinde Güney Kıbrıs’ın anında NATO’ye girmesi ve
bizimde NATO üyesi bir ülkeye saldırıyor durumda kalmamız söz konusu edilebilir.
Bu durumda Türkiye iki ucu boklu
bir değneğin, “temizlenebilir” ucunu tutuyor.
Bu şekilde kendimizi mutlak bir bağımlılıktan koruyabiliyoruz.
Sorun eğer NATO veya Avrasya
seçimiyse bu seçimde düşünmemiz gereken
şey şudur:
NATO içinde ordumuzun gücüne ve
ülkemizin pozisyonuna göre belli bir etkimiz, diplomatik yerimiz ve
inisiyatifimiz söz konusu. Yeni bir
Varşova Paktı olarak kurulacak herhangi bir Avrasya örgütlenmesinde acaba
Ruslar bizi “eşit ortak” olarak mı göreceklerdir? Yoksa tank ve top
üstünlüğüyle içimizde açıkça Rus yanlısı bir hükümet kurulmasını mı
isteyeceklerdir.
Bir kıyaslama yapacak olursak
bugün NATO etkisi, seçimlerle, bilinçlenmeyle dengelenebilecek,
azaltılabilecek, müzakerelere açık ve daha mevzuat egemen bir etki gibi
görünmekte. Oysa inisiyatifin Rusya’dan
başkasına ait olmayacağı herhangi bir yeni Varşova Paktı/Avrasya örgütlenmesinde “Sınırlarının
olmadığını” söyledikleri ülkeleriyle her yeri kendilerine katabileceklerine
inanan Rusları herhangi bir müzakereye, “eşit inisiyatif talebiyle” durdurmak
sanırım mümkün olmayacaktır.
Diğer yandan Ukrayna halkı topyekün
bir savunma harbine geçmişken ülkelerini” savunan” bu insanların NAZİ
olduklarını söylemek kimse kızmasın ama SSCB propagandasının bile en alçakça
hali gibi görünüyor. Burada sorun şu, kendi ülkelerinin meşruiyetine ve kendi
egemenliklerine inanan Ukrayna halkının Rus ayısı karşısında hiçbir değerinin
olmadığını düşünerek hangi ahlakı ve insanlığı savunabiliriz?
Tekrar ediyor ve bitiriyorum:
NATO’nun emireri veya bekçi köpeği değiliz. Biz NATO ülkelerinin canı
istediğinde savaşa sokabileceği bir hazır kıta da değiliz. Eğer dünyada bir
şekilde belli ittifaklara mecbur kalmışsak bile bu ittifaklarda kendi menfaatlerimize açıkça aykırı hiçbir işe kalkışmayacağımızı
ortaya koymalıyız. “ Sana NATO bunu
yaptırmaz!” diyeceklere şunu sormak isterim: “Muhayyel bir Avrasya ittifakında
acaba Rusların bize menfaatlerimiz doğrultusunda bağımsızca davranmak iznini
vereceğini düşünüyor musunuz?”
NATO’nun
bizi zorlayacağını düşünenler zaten Türkiye’nin kendi başına bağımsız
olmadığını ve hiçbir zaman da olamayacağını, Türkiye’nin ancak herhangi bir
ittifakın ikinci sınıf ortaklığıyla birilerinin gölgesinde barışı
koruyabileceğini düşünen sömürge aydınlarıdır.
O halde yapılacak iş NATO içinde
tarafsızlığımı koruyarak bu savaştan uzak durmak, fakat toplum olarak da Rus
işgalini, olası pek çok işgalden biri olabileceğini ve açıkça haksızlığını
akılda tutmaktır.
Not: Buraya Türklerle savaştan dönen bir Rus'un şarkısını aktarayım ki neden tarafsız kalmamız gerektiği daha iyi anlaşılsın