Sen onayladıysan, tamamdır başkan! |
Cumhurbaşkanı, “ Bize sür’at
lâzım!” diyordu son konuşmasında.
“Başkanlık” sistemi gelirse
işlerin hızlı yürütüleceğini anlayacağız bundan.
Tamam da “hangi başkanlık sitemi?”
diye sormak lâzım o zaman da.
Amerikan tipi başkanlık siteminde
işler o kadar da “sür’atli” falan olmuyor. Başkan, temsilciler meclisi’nin ve senatonun onayı olmaksızın
hiçbir iş yapamıyor.
Rus tipi başkanlık sistemi ise
göstermelik bir demokrasiden ibaret.
Anlaşıldığı kadarıyla Rusya’da” Başkan”
modern bir çardan başka bir şey değil. Gene de seçimle uzaklaştırılabilmesi
mümkün görünüyor.
Peki dinci partimizin aklından
geçen başkanlık sitemi nasıl? Herhalde bu tam da eski başbakanımızın eş başkanı olduğu “demokrasiyi
yayma cemiyetinin” Arap ülkelerini kana
bulayarak yıktıkları “başkanlık “ sitemleri gibi bir şey. Liberalizm sömürücüsü
düzenin öz uzman aydınları yıllarca
Atatürkçülüğü ve milliyetçiliği “BAASçılık” olarak karalarken acaba yaranmaya çalıştıkları dincilerin
aklından buna benzer bir yönetim
biçiminin geçtiğini hiç düşünmüşler miydi?
Başkanlıktan murat yargı ve
yasama denetimi olmaksızın işleyen bir yürütme
diktatörlüğü. Zaten zamanında dememiş miydi: “Kuvvetler ayrılığı
ayağımıza dolanıyor!” diye? Oysa “kuvvetler ayrılığı”, herhangi bir hukuk
devletinin teminatı olan ve baş tacı
edilmesi gereken bir değerdi.
Kendileri için yargı ve yasama denetiminden uzak bir
hükümranlık hayalleri kuranlar, ebediyen başta kalacaklarına öyle inanıyorlar
ki. “Halk” denen kitle nasıl olsa dinle vicdanından , makarna vs iyane ile
midesinden bağımlı hale getirildikten sonra
seçimle iktidardan edilmek mümkün müdür?
Eh hukuksuz uygulamaları “kanuna” uydurmak da
mümkün olacağına göre dinci partimizin
önünde “sür’at yapmak” için hiçbir engel kalmayacaktır.
Sür’at, ancak gerektiğinde
engellenebilirse bir avantajdır. Oysa cumhurbaşkanı sür’ati engelleyen bütün
emniyet donanımlarının kaldırılmasını
arzuluyor. Ülkenin her yeri otoyol olsa belki
arzusu makul görünebilir ama Türkiye dağlık bir ülke. Böyle bir
ülkede derin uçurumlar da var.
Dolayısıyla AKP seçmeni, kullandığı demokrasi arabasını nereye, hangi sür’atle gittiğini denetlemezse hepimiz birden etnik ve şer’i bir cehenneme yuvarlanabiliriz
Aman emniyet!.