Türk milliyetçiliğinde dinciliğin daha
siyasallaşmanın en başında belirleyici bir tercih olarak kendini belli etmesi
çok belirgin bir vakadır.
Dincileşen Türk milliyetçilerinin
en büyük ayıbı, Türk milliyetçiliğinin varlık sebebi olan Türkçülere ettikleri saygısızlık ve vefasızlıktır.
“Civciv yumurtadan çıkmış
kabuğunu beğenmemiş” der ya atalar, o babdan…
Türkiye’de siyasal
milliyetçiliğin var olmasını sağlayan şey Türkçülüktür, Türkçülüğün yılmayan,
bükülmeyen, taviz vermeyen uyarıcılığı, öncülüğüdür.
Arvasi, Serdengeçti gibi bir takımlarının isimleri bile yokken Balkan’larda Türk varlığının ekin gibi biçilmesine şahit
olmuş insanların, ellerindeki tek varlık olan Türklüklerine sarılmalarından ibaret Türkçülerin tutumunu, “dinsiz”, “şaman” gibi küçümsemek hele
de onların tavizsizliğini bir tür ayıp ve taktik bozukluk gibi görmek, kim ne
derse desin haddini bilmezliktir, saygısızlıktır. Bu saygısızlığı edenlerin
özelikle sözde “İslâm ahlak ve faziletiyle kuşandıklarını sanan” insanlar
olmaları acıdır. Bu tavır, Türk düşmanı Arapçı/enternasyonalist bir
düşmanlıktır.
Milliyetçiliğin siyasallaşması,
onun kurucularının tarihe, felsefeye, kültüre gösterdikleri ilginin ortadan
kalkmasına ve işin, sadece siyasal bir retorik savaşı haline getirilmesine,
karikatürleştirilmesine sebep olmuştur.
Bu açıdan siyasal milliyetçilik, ne kadar saf ve iyi niyetlerle başlamış olursa
olsun zamanla Arap taklitçisi bir kitle hareketine dönüştürülmüştür. Bizi
burada üzen bir başka şey, komünizmin gerçek tehdidine karşı kahramanca savaşan
Türk evlâdının mirasının, bir tür yeni Taliban veya El kaide efsanesi haline
getirilmesidir.
Türkçüler Türk varlığının,
Türklük binasının mertekleridir. Binalar
bükülmezliğine, eğilmezliğine güvenilen temellerin ve direklerin üstüne
kurulur, her rüzgâra göre farklı eğilen söğüt dalları üzerine değil!
Türk İslâmcı denen seyreltilmiş Taliban özentileri şunu
bilmelidir ki bu ülkede Türk varsa bunu, hiç kimseyle Türklük hakkında “uzlaşmamış”
olan Bozkurt atalarımıza borçluyuz. Türklük üzerinde tartışılacak, taktik
mantık oyunları oynanacak bir retorik konusu değildir.
Türklük, varlığını, türkülerini, destanlarını,
tarihini, Arap kibrine, Çin kalleşliğine, Rus hoyratlığına, Ermeni ihanetine,
Rum kancıklığına karşı kanıyla savunmuş insanların eseridir. Bu yüzden bu
tarihi mirası tavizsiz savunan bir avuç Türkçü’yü küçük görmek hele de onlara
siyasal taktikler adına akıl vermeye
kalkmak hiç kimsenin haddi değildir!
Kürşat Türk İslâmcılar gibi
Araplaşmış, liderine tasmalanmış bir muhallebi
yürekliler sürüsüne köpeklik etmedi.
Kürşat bu gün sarkık bıyık bırakarak
kendini Türk sanan insanların var olabilmesi için kendileri yok olurken gözünü bile kırpmayan bir Bozkurt sürüsüne
başbuğluk etti! Bu böyle biline!
Tanrı Türk’ü korusun!
2 yorum:
Herkes haddini bilsin.Güzel cevap.
Herkes artık ağzına geldiği gibi Türkçülük hakkında konuşur oldu. Sanırım bunda dinciliğin "zaferinin "etkisi de büyük oldu. Ama o kadar uzun boylu değil!
Yorum Gönder