Sağımda solumda, sosyal medyada
insanlar dini konularda yazıyor, çiziyor, tartışıyor…
Bu durum bir hürriyet algısı var yanılgısına
sebep oluyor…
Örnek verirsek dini konularda eleştiri
getiren birisi söze önce toplumda oluşacak kaygıları gidermek için "sözlerimi
yanlış anlamayın, bende Müslümanım” diye başlıyor… Ya da sözünün bir yerinde benzer bir açıklama yapma ihtiyacı duyuyor...
Hatta bazıları mezhebini bile açıklama mecburiyetinde hissediyor…
Böyle düşünüyorum ama ben dinden
çıkmadım demek isteniyor.
Bu his ya da bu durum aslında
tamamımızın kendini emniyet içinde hissetmediğimiz gerçeğinin bir çeşit
itirafı…
Bu durum internette ateist mücadele
yapanların can güvenliği için kendilerini gizlemek mecburiyetinde hissetmeleri
kadar vahim bir durum…
Aslında birçoğumuzun bir Müslüman
ailenin içinde doğduğumuz için Müslüman olmamıza, sorgulamadan bir doğruluk kabülü ile iman etmemize
rağmen diğerine karşı oluşturduğumuz bu taassup adeta dine olan inancımızın bile yerini alan dokunulmaz bir totem
gibi…
Dinle ilgili alışılmışın dışında bir
şeyi açıklamaya çalışırken en yakın dostlarımızın bizi yanlış anlayıp dışlaması
endişesini içimizde yaşayıp gidiyoruz…
Hatta birisinin iyi biri
olduğunu ifade ederken; “O mu imanlı bir kişidir ya da abdestinde namazındadır”,
kötü birisi olduğuna delil olarak “imansız, dinsiz, Allahsız” gibi “dini”
referans olarak kullanma alışkanlığımızın benzer bir çeşit mahalle baskısı yarattığının
farkında bile değiliz…
Sanki imanımızı kaybetme
endişemiz, başkalarının imanını da kolayca kaybedebileceği gibi paranoyak bir
ruh haline dönüşmüş durumda…
En azından 90 yıldır “laik” bir
toplumda yaşamamıza rağmen bu kavramı yeterince özümseyemediğimiz çok net…
Milliyetçiliğe bakışımızda benzer
bir dini taassubun esiri durumunda… Hristiyan Türklerin imanının kurtarılması
gibi abuk sabuk bir misyonerliğe gönüllü gibiyiz… Bazen Hristiyan Türklerle
ilgili karşılaştığım “Gagavuzlar Hristiyan ama Türklüklerinin şuurunda…” gibi yorumlarda
aslında bu esaretin göstergesi…
Benzer şekilde Ateist olduğunu
söyleyen insanların arasından “Niçin Türk Milliyetçisi çıkmıyor?” sorusuna
cevap aradığımızda, böyle birisinin kendisine bu taassup içinde nasıl yer
bulacağı sorusuna da cevap vermek zorundayız… Aleme nizamı dinle verenlerin, en
büyük kahramanlarının din düşmanlarına ya da kafirlere karşı mücadele edenler
olduğu inanışıyla yetişmiş insanların bu durumu kabullenebileceklerini düşünmek
bile çok ütopik olsa gerek…
Laikliğin özümsenmesi milli
birlik için ne kadar şart ise, bunun olmazsa olmazı da “taassup” toteminin
yıkılması olduğu konusunda uzlaşmamız şart görünüyor…
Yoksa asla özgür birey
olma şansını gerçek anlamda yaşayamayacağız…
Not: Arkadaşlar ben bildiğiniz
benim, dinimde mezhebimde aynı, hem valla hem de billa…
1 yorum:
Çok güzel yazı!
Anlaşılır, özetlenmiş, akıcı! Eline , aklına sağlık abi!
Bir ara deizme de değinirsen sevinirim. Siparişi şimdiden vereyim de... :)
Yorum Gönder