19 Kasım 2013 Salı

Yapmak Veya Yapmamak

Bir şeylerin neden  şöyle değil de böyle olduğunu düşünüp duruyoruz.
O an için “olması gerekene”  göre  üzülüyor veya seviniyoruz.

O an için olması gerekenin aslında ne olduğunu da bilmiyoruz ve sanırım aslında bilmemize de imkân yok.
Bunun sebebi büyük ihtimalle şu anda yaptıklarımızın gelecek için ne gibi örgüler yarattığını bilmemek.
Ve genellikle “yanlış yaptığımız” düşünüyoruz.
Hiç iyi ile kötünün arasındaki farkın, “yapmak” ile “yapmamak” arasındaki fark olup olmadığını düşünmüyoruz.

Peki ama “yapmak” ne “yapmamak” ne?

Yapmak bu dünyaya bir eser sunmak. Dünyada var edici bir kalıcı etki bırakmaya çalışmak.

Yapmamak, korkunun etkisiyle yapmaktan vazgeçmek…
Dünyada var  edici bir kalıcı etki bırakmak ne?

Sanırım bu da   okumak, yazmak, çizmek, söylemek ve en önemlisi “düşünmek”.
Zaten insan eylemlerinin kaç türü var ki topu topu?
“ Ya para kazanmak?” diyebilir bazılarımız.

Eğer “yapmak” işinden zevk alarak bunu var oluşumuzun temeli haline getirmezsek; dünyada var edici bir kalıcı etki bırakmak için uğraşmazsak, para kazanmak için yaptıklarımız aslında anlamsız olur.
Şüphesiz herkes sevdiği işi yapamaz.

Ama yapılabilecek şey şu: Hangi işi yapıyor olursak olalım düşünmekten ve içinde bulunduğumuz ortamı  iyileştirmekten, güzelleştirmekten vazgeçmemek. İleri ülkeler kendiliklerinden ilerlemiş ülkeler değillerdir. Onlar işlerini felsefeyle ilişkilendiren insanların üretimlerinin birikmesi ile ileri gitmiş ülkelerdir. Bu yüzden medeniyet ve ilerleme bir arada anılır ve hatta eş anlamlı kullanılırlar.
“Batılılaşmayı” bu şekilde anlamak herhâlde en sağlıklısı olur.


2 yorum:

selcen dedi ki...

Sonuç çok güzel." Ama yapılabilecek şey şu: Hangi işi yapıyor olursak olalım düşünmekten ve içinde bulunduğumuz ortamı iyileştirmekten, güzelleştirmekten vazgeçmemek. İleri ülkeler kendiliklerinden ilerlemiş ülkeler değillerdir. Onlar işlerini felsefeyle ilişkilendiren insanların üretimlerinin birikmesi ile ileri gitmiş ülkelerdir. Bu yüzden medeniyet ve ilerleme bir arada anılır ve hatta eş anlamlı kullanılırlar.
“Batılılaşmayı” bu şekilde anlamak herhâlde en sağlıklısı olur."

Afşar Çelik dedi ki...

Teşekkürler Selcen Hanım. Gecenin bir vakti büyük moral oldu. Eksik olmayın.