Terahviden sonra konukevinde ramazanın başından beri dini konularda yapılan sohbete bende katıldım.
Diyanet İşleri Başkanlığından bir Başmüfettiş konuşmacı idi.
Bir kez daha sıtkım sıyrıldı...
1940'lı yıllarla ilgili bir kuran kursu baskınıyla başlayıp, dinin niçin devletin hakim ideolojisi olmasını gerektiğini öylesine uzun uzun, dualar, ayetler eşliğinde anlattı.
Hukuk, demokrasi, insan hakları, fikir ve düşünce özgürlüğü, kadın hakları gibi insanlığın ürettiği muazzam kavramların tamamını ret ediyordu.
Varsa yoksa kendi meşrebince, algısınca ya da mezhebince olan İSLAM'ı hakim olduğu bir devletle ancak kurtuluşun mümkün olabileceğini ifade ediyordu...
Hukuk, demokrasi, insan hakları, fikir ve düşünce özgürlüğü, kadın hakları gibi insanlığın ürettiği muazzam kavramların tamamını ret ediyordu.
Varsa yoksa kendi meşrebince, algısınca ya da mezhebince olan İSLAM'ı hakim olduğu bir devletle ancak kurtuluşun mümkün olabileceğini ifade ediyordu...
Bu bakış açısı ile bir milim ilerlemek mümkün değil...
Mısırdan Yavuz'un getirdiği Nakilciler canlı kanlı aramızda dolanıyorlar!!!
Bir diğer husus Diyanet İşleri Başkanlığının ıslahı şart düşüncesi beynime bir kanlı kıymık olup saplandı...
Bir diğer husus Diyanet İşleri Başkanlığının ıslahı şart düşüncesi beynime bir kanlı kıymık olup saplandı...
1 yorum:
Bu bakış açısı ile bir milim ilerlemek mümkün değil...
Mısırdan Yavuz'un getirdiği Nakilciler canlı kanlı aramızda dolanıyorlar!!!
Bir diğer husus Diyanet İşleri Başkanlığının ıslahı şart düşüncesi beynime bir kanlı kıymık olup saplandı...
Yorum Gönder