1945 yılındaki tarım reformu kanununa isyan edip "yeter, artık söz milletindir!" diyerek CHP'yi bölen toprak ağaları, önce savaş yıllarında birikmiş karaborsa ve vurgun paralarını sonra Marshall yardımıyla gelen kaynakları karayollarına yatırdılar.
Böylece şehirler ulaşılabilir hale gelmişti..
Tarımda makineleşmenin (40 bin civarında traktör) gelen yardımlarla zirve yapması ile kullanılabilir tarım arazisini hayvancılık için kritik öneme sahip çayır ve mera alanlarını da yok ederek tabii sınırlarına kadar büyüttüler...
Emek yoğun işgücünün işini elinden alan bu durum, köyden kente göçü tetikledi...
Toprak ağaları daha fazla maraba beslemek istemiyorlardı...
Zaten kurulan ikinci el fabrikaların da ucuz işgücüne ihtiyacı vardı...
Milyonlar büyük kentlerin varoşlarında gayri insani şartlarda yığıldılar...
Bu kalabalık vasıfsız güç sonra şehirlerin kendilerine has dokusunu, dışarıdan geleni kendine dönüştüren dokusunu bir daha geri dönemeyecek şekilde kendisine benzetti...
Köylü kalamayan, şehirli de olamayan milyonlar gecekondu köksüzlüğünü zuhr ettirdiler...
Bütün derdi pek tabii olarak ayakta kalmak olan, bu göçmen ruhu, fırsatçı hatta eyyamcı, köşe dönmeci bir zihniyeti doğurdu...
Benim Gecekondu Muhafazakarlığı dediğim canavar işte bu zihniyettir...
Dün kent kültürünü yok etti, bugün vatanı yok ediyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder