15 Eylül 2010 Çarşamba

Sezon Sonu Uzun Arasında Bir Bölünme Senaryosu II


Şimdi gelelim Kürt ırkçılarının istediklerinin gerçekleşmesi durumuna…

Güneydoğu’nun Kuzey Irak yığışmasıyla birleşmesini hayal edenlerin tatlı rüyası, Ortadoğu’nun, musluklarından su ve petrol akan büyük Kürt cenneti olmaktır. Hele Kerkük-Yumurtalık boru hattı boyunca devam eden topraklarının İskenderun’da Akdeniz’e ulaşması hayali uyuşturucu baronu Kürt ağalarının ağzını iyice sulandırmaktadır.


İlk olarak ABD Irak’tan çekilmeye kararlıdır. Bu durumda Arap’ların 2003ten beri kendi ülkelerinde kendilerine hayatı zehreden Kürt ırkçılığından intikam almakta gecikmeyecekleri neredeyse kesindir. Zaten bu durum Kürt ırkçılarını telâşlandırmaktadır. Çünkü Ortadoğu’daki en büyük etnik terör yuvasının Kürt olmayan bir otoritenin eline geçmesi durumunda Kürt ırkçılarının sığınabileceği hiçbir yer kalmamaktadır. Onun için durmadan, bir yılı geçmeyen takvimlerle Türk Milleti, “özerklik ilanı” tehditleriyle korkutulmaya çalışılmaktadır.


Eğer ABD’nin çekilmesinden sonra Kürt yığışmasının varlığı Türkiye’deki hempalarıyla bütünleştirilemezse Ortadoğu’da bundan sonra Kürtlerin bir daha asla teşkilatlanmayacağı kesindir. Böyle bir durumda da Kürt’ler , “kardeş” sayılıp millî bütünlüğe dahil edildikleri tek ülke olan Türkiye’de de ciddi bir toplumsal retle karşılaşacaklardır. O saaten sonra kimin PKKlı kimin “iyi Kürt” olduğunun herhangi bir önemi kalmayacaktır. Şu an dahi “Türk” adını benimsemeyen, ırkı aşmış bir milletleşmeyi benimsemeyen ve kendini ayrı bir millet olarak savunan herkes zımnen etnik Kürt ırkçılığının destekçisi konumundadır. Çünkü kendini milletimizden saymayan, akrabalık, soy sop ilişkilerini büyük ve soyut bir beraberliğe tercih edenler zaten etnik terörün söylediğinden farklı bir şey söylememektedir.
Peki Kürdistan(!) ayrılması gerçekleşirse ne olacaktır?


O zaman memleketin batısında kalan Kürt’lerin sadece taabiyet değil aynı zamanda mensubiyet beyanları kendilerinden istenecektir, bu kaçınılmazdır. Çünkü mensubiyet hissine göre Türk vatanını bölen bir etnik grubun üyelerinin artık etnik mensubiyetleriyle millî yapı içinde yaşamaları mümkün olmayacaktır.



Etnik bölünmeye rağmen siyasal dinci/ümmetçi iktidar partisinin görüşünün Türkiye’nin resmi yapısını kendine göre dönüştürmesi tamamlanır da bu bölünmeden sonra batıda Kürt’ler yaşamaya devam ederse ne olabilir? Bu durumda batı Kürt’leri, toplumsal hayattan kendiliğinden dışlanacaktır. “Ayrımcılığı yasaklamak” gibi tuhaf ütopyalara imza atan ümmetçi partinin bu çabası belki de böyle bir ayrışmayı, ülkenin bölünmesinden sonra da engellemek içindir? Eğer bölünme devam eder de batı Kürt’leri devlet eliyle ve mensubiyetlerini koruyarak Türk bölgesinde tutulmaya devam ederlerse o vakit bırakın “Kürt hamal çalıştırmamayı” Kürt kimlikli kimselerle hiçbir ilişki kurmamak durumu hasıl olabilecektir.

Ama herhangi bir bölünme durumunda daha akla yakın ihtimal, batıdaki Kürtlerin tehcir edilmesidir. “Türk’ten” arındırılmış bir Kürdistan hayal edenlerin, akrabalarının, böyle bir hayali reddedip büyük Türk milletinden olduklarını beyan etmedikçe, artık kendilerini önceden benimseyip ayrımsız sevmiş bir büyük milletin içinde yaşamaya da hakları olamaz. Bunlar devletçe korunsalar dahi zaten toplumsal olarak dışlanacak ve göç etmeye mecbur bırakılacaklardır.


(Devam edecek...)

Hiç yorum yok: