17 Ağustos 2014 Pazar

Solum Sağımı Bileydi


Mine G. Kırıkkanat’ı, Alev Alatlı’yı, Özdemir İnce’yi okumayı seviyorum. Neden seviyorum? Çünkü hayata benden çok önce ve medeni olarak önde başlamış bu insanların birikimi  beni hayran bırakıyor.

Alatlı biraz ayrı durmakla beraber bu üç seçkin Türk’ün Türk milliyetçiliğinden bahsederkenki tavırları ise tuhafıma gidiyor. Aslında söylediklerinde  haklılık payı yok değil ama…

Şurası kesin: 1969 MHP Kongresiyle beraber Türk milliyetçiliği geri dönülmez biçimde dinci ve yobaz bir mecraya girmiştir.

Sorun, bunun milliyetçiliğin tabiatına şamil olmamasıdır. Bir diğer sorun, Türkçe’ye, Türk milletine, Türk tarihine hayranlıkla bağlı seçkin solcularımızın, milliyetçilikteki bozulmayla milliyetçiliği mahkûm etmekteki ısrarları.

Evet  Türkiye’de milliyetçilik, siyasal  fırsatçılık ve halk dalkavukluğu yüzünden Arap hayranlığına, ümmetçiliğe kaymıştır. Amma  Türk milliyetçiliği ezelden bu halde gelmemiştir, gelişmemiştir.

Bugün Atsız’da bir Hitler gölgesi bulmaya çalışan, yazdıklarından tek satır bile okumadıkları gün gibi aşikâr solcularımızın, Atsız’ın uygar ve akılcı metoduyla,  kahramanlık idealini bilmemeleri normaldir. Veya uluslaşmada hukuk birliğinin önemini vurgulayan Sadri Maksudi’nin, öpüşerek ibne olunacağını sandıkları için kafa tokuşturan dinci  ülkücülerden biri  olmadığını  da bilmek istemezler.

Veya meselâ bir yandan Ermeni yalanlarına karşı cesurca Türk olmakla karşı koyan Mine Hanım’ın,  milliyetçileri Kürt düşmanı ırkçılar sayması beni gülümsetiyor. Çünkü hakikaten yanaklarının temasıyla  tahrik olacağını sanıp da kafa tokuşturan cahil  ülkücülerin, batının “bilimsel ırkçılığından” bihaber olduğunu bilmiyor. Biz Türkler genetiği sadece hayvan melezlemede veya ağaç aşılarken o da el yordamıyla kullanırız. Biz “üstünlüğün” izini fosillerde arayacak kadar ne çalışkanız ne de meraklı.

Bize yapıştırılmaya çalışılan “ırkçılık” görünen o ki bir dönem “millet” kelimesi yerine kullanılan ve kanın romantizmini ifade etmek için kullanılan “ırk” kelimesine duyulmuş sevgiden ibaret.

Sanırım hepimiz Türk olmakla övünüyor ama kimiz Türk’ün kıçını, kimimizde başını tutup sadece kendimizin doğru yeri tuttuğunu düşünüyoruz.



Hiç yorum yok: