9 Ağustos 2014 Cumartesi

Ortadoğu Neye Benzer?


Başbakan “Ortadoğuyu bataklığa benzetmek ırkçılıktır!” dedi.


Yani Ortadoğu aslında ideal ve  huzurlu bir yer ayrıca burada insanlar ayrımcılık yapmaksızın, huzur içinde  bir “kimliksizlik hümanizmi cennetinde” yaşıyor.

Ortadoğu denen yeri belirleyen iki şey var: Birincisi uluslaşabilmiş toplumlarla uluslaşamamış toplumların kimlik çatışmaları…

Bunun yanında, dinin toplumsal hayat ve devletle ilişkilerinin derecesi.

Bataklık, şüphesiz ekosistem için gerekli bir oluşumdur.

Buna mukabil insan hayatı için uygun bir ortam değildir. Bataklık bina yapımına uygun sağlam bir zemin içermeyen bir yerdir. Ayrıca insan sağlığına zararlı pek çok canlıyı barındırır.

Dolayısıyla bize sağlam bir zemin veremeyen, içine girdiğimizde  bizi ölüme götürecek bir  yerdir.
 
Peki Ortadoğu bu açıdan bir bataklığa  benziyor mu, benzemiyor mu?

Oluşumları ne kadar yapay olsa da bellibir ulusal çoğunluğa göre oluşmuş, “Arap devletlerinin” bu ulusal yapısına karşın başta Kürt etnisitesi olmak üzere uluslaşamamış toplulukların  yapay isyanlarının yarattığı kaos, bölgedeki bütün ülkelerin sağlığını tehdit ediyor.

Dinin ideolojileştirilmesi, ayrı bir etnisite kaynağı olarak görülmesiyle; Müslümanlar bir de dine dayanarak bölünüyor. Dinle devlet ve toplum ilişkileri anormal şekilde iç içe geçiriliyor. Bunun sonunda ulusal devletlerin sağladığı hukuk birliği ve emniyet tekeli ortadan kalkıyor.

Yukarıdaki iki sebepten dolayı Ortadoğu, yaşamak için emniyetsiz, kaypak ve hastalıklı bir coğrafya haline geliyor.

Ortadoğu mevcut iktidar partisinin ideolojimsi bağnazlığı ve onun Arap kökenleri ile  Ortadoğu’da  yerleşik bir bataklık ortamı oluşturuyor. Bunun ayrımcılıkla ya da ırkçılıkla bir ilgisi yok. Bu, düşmanlıkların bilenmesiyle yaratılan toplumsal bölünmelerin güvensizliğinin ve  kirliliğinin yerleşmesi demek, hepsi bu.

 Bir de üstad ne diyor ona bakalım.


Hiç yorum yok: