14 Temmuz 2011 Perşembe

Transformers III Ayın Karanlık Yüzü:Gerçek Bir Destan



Devam filmlerini sevmekle beraber, daima biraz önyargılı seyrettiğimi belirtmeliyim. “Abi, yapımcı devam filmi ,stedi, senaryoda daha bi’ şey yok… Ne yapacağım?” diye spazm geçiren senaristlerin uydurduğunu düşündüğüm öykülere saplanmaktan korkmuşumdur hep.

Gelgelelim Transformers III Ayın karanlık Yüzü beni utandırdı, hem de çok!

Michael BAY’e, daha Miami Vice günlerinden derin bir saygı beslerdim. Çocuk denecek yaştaydım ve jenerikte adını okuduğumda aklıma kazımıştım. Gel zaman git zaman, “Nerede hareket, orada bereket” tarzı seyirliklerin Amerikan tarzı lokomotifi olduğunu gösterdi. İşte Transformers III, Michael BAY’in yönetmen olarak cidden ustalık  dönemi işlerinden. Blue/Green Box tekniğinin yönetmenlikle ne ilgisi olduğunu düşünenler çıkabilir ancak kazın ayağı öyle değil. Çoğumuz arkasına fon eklenmiş hareketlerin, bir tür eski fotoğrafçılık hilesi olduğunu düşünüyor olabilir, ki doğrudur. Oysa mesele,  zaten bu tür bir hile ile beraber, ışığı, kameraları ve oyuncuların performansını birleştirebilmekte. Hele akıcı bir film yaratmak istiyorsanız,  blue/green box’ın yarattığı geçici körlükle boğuşmanız gerçekten zor. Bütün bunların ötesinde dijital efektlerin kalitesi ve montajıyla uğraşmak ve onları kaliteli bir çizgi romanın kareleri gibi yerleştirebilmek akla zarar bir iş olsa gerek. BAY saygımızı bir kez daha kazanıyor.

Senryodaki durum komedisi öğeleri, Jery LEWİSli Amerikan komedisine bir   saygı duruşu gibi. Olmasa olur muydu, bence çok da güzel olurdu. Çünkü senaryoyu destanlaştıran  şey  zaten içindeki tarihî ve  destansı büyük “ihanet” unsuru. Böyle bir çekirdek, dozu ayarlanmamış bir komedi ile sulandığında çürümeye meyyaldir. Ama BAY ustalığını burada da gösteriyor.

 Kadro tek kelimeyle mükemmel. Devam filmlerinin en büyük ilk zaafları genellikle  filme karakterini kazandıran kadroyu sürdürememektir. Oysa burada kadro, John MALKOVICH  ve Francis Mc DORMAND gibi ki dev isimle ve Patrick DEMPSEY  ile zenginleşmiş. Rosie Huntington- WHITELY adlı yassı yüzlü İran kedisini andırır, Cameron DIAZ taklidi, güzel kızımız, abartılı şirinliği ve  manken performansıyla  filme  yapıştırılmış  hoş bir yama  gibi durmuş; Megan FOX’u kesinlikle tercih ederdim ama ne yapalım…

Filmin tek görsel zaafı bana kalırsa Decepticonların aşırı ayrıntılı ve tek renk biçimleri… Otobotlar için sorun yok, çünkü onlar zaten renkli gövdeleriyle hem sevimli duruyorlar hem de şekilleri daha anlaşılır… Oysa Decepticonlar, sevimsiz ve tek renk gri gövdeleriyle genellikle nerelerinin ne  olduğu anlaşılamadan bilhassa kavga sahnelerinde  birer yedek parça kalabalığı gibi  görünüyorlar.

Işık,  dehşet yaratabilmek  maksadıyla azaltılmamış. Kötüler,  filmin en başından beri açık seçik ortada. Gündüz gözüne savaşta bana kalırsa Transformers serisiyle çok az film yarışabilir ki buradan “Dünya istilası Los Angeles Savaşlı’na” selam ederim.

Müzikler çok iyi. Linkin Park ve Steve Jablonsky, filmin temposuyla uyumlu enfes bir iş çıkarmışlar!

Efektler son  derece doyurucu ve bence film, kesinlikle üç boyutlu seyredilmeyi hak ediyor.

Transformers III Ayın  Karanlık Yüzü, ona klâsik bir özellik kazandıran öyküsüyle ve doyurucu porsiyonuyla serinin destan filmi olmayı hak ediyor.  Transformers III Ayın karanlık Yüzü, çok daha büyük, çok daha çok, çok…

Merak edenler için filmin < künyesini vereyim:

·  Yapım:
·  Tür:
·  Yönetmen:
·  Oyuncular:
·  Senaryo:
·  Yapımcı:
·  Görüntü Yönetmeni:
·  Müzik:
·  Filmin Websitesi:
·  Süre:
2 saat 15 dk








Hiç yorum yok: