9 Ocak 2014 Perşembe

Tespitim Geldi: Türk Dizileri

2012 yılının Ekim ayında bir sempozyum için Sırbistan'a gitmiştim.
Bir akşam üzeri otelin çardağında bir masada oturuyoruz.
Tam karşımda genç bir doktora öğrenci olan Makedonyalı bir hanımefendi, onun yanında Bulgaristan'lı Nobel ödülüne de aday gösterilmiş bir biyolog olan Profesör hanımefendi, onun yanında ise Bulgaristan Bilimler Akademisi'nden bir doçent hanımefendi, sağ yanımda Yunanistan'dan emekli Profesör Helenimo ve eşi, onların da yanında Kosovalı Türkiye'de doktorat olan Kenan adlı bir Arnavut bilim adamı, birde Karadağlı niteliğini hatırlayamadığım bir hanımefendi...
Söz dönüp dönüp Türkiye'ye geliyor.
Çok büyük bir ülke olduğumuzdan, denizimizin ve tabiatımızın güzelliğinden ve en nihayetinde Türk insanının ne kadar harika ve misafirper olduğuna kadar tam bir Türkiye geyiği...
Dillerindeki Türkçe kelimelerin ne kadar çok olduğunu örnekleriyle anlatıyorlar...
Biraz gururlanarak biraz da şaşkınlıkla konuşmaları dinliyorum...
Makedonyalı hanım sözü Türk dizilerine getirdi. Anlatırken gözleri parlıyordu...
Bulgar profesör Reşad Nuri Güntekin'in ne kadar büyük bir yazar olduğundan heyecan içinde söz etti..
Helenimo tipik bir Türk dizi fanatiği...
Kenan her diziden haberdar.
Belki bir saat dizilerden bahsettiler...
Televizyon seyretmeyi bir süredir bırakmış birisi olarak, bilim dünyasından Balkan insanlarının Türk dizilerinde kendilerini bulmalarına şaşırdım...
Bu konuda bir kelime bile edemiyecek kadar cahil oluşum benim bile dikkatimi çekti...
Odama gittiğimde televizyonu açtım..
Sürpriz..
Altyazılı olarak Ezel dizisi ve Ramiz Dayılı bir sahne...
Demem o ki, bu iletişim çağında farkında olmadan etki sahamız gelişiyor...
Balkanlara gidecekseniz, internetten bir iki dizi seyredin de söz söyleyecek bir iki şeyiniz olsun....

1 yorum:

Afşar Çelik dedi ki...

Çok güzel yazı çok güzel tespit!