6 Ağustos 2011 Cumartesi

Ruhlar Bölgesi


“Paranormal Activity,”  “Blair Cadısı’nın” açtığı yoldan gidip onu kat be kat aşan bir yapımdı, şüphesiz. Ve lâkin  batının “reality show”  tiryakiliğinin bizde bir anlamı, karşılığı yoktu. O yüzden “Canavar” gibi aktüel kamera çekimi filmler saçmalık etiketiyle rafa kaldırıldı.

Şu kadarını söylemeliyim ki kamera seçiminin klasik sinema  yönünden yapılması,  filmin psikolojisine uygun renk filtrasyonuyla birleşince ortaya eli yüzü düzgün ve kesinlikle zıplatıcı bir film çıkmış.

 Kurgusunda  bildiğimiz korku filmlerinin trüklerine  bir İngiliz  gururuyla bağlı kalmasına rağmen… Yani nerede ne olacağın önceden  kesinlikle tahmin etmenize rağmen  sizi bir dakika bile boş bırakmayan bir korkuyla yerinize mıhlıyor, “Ruhlar Bölgesi”.

İşin ilginç yanı şu ki gündüz gözüne saldıran ruhlar ve  anlık fotoğraflar ile sizdeki o gün ışığına güven duygusunu yerle bir ediyor. Işıklar kesinlikle bu açıdan aykırı…

Makyaj  sanırım filmin en önemli korku öğesi. Kızıl yüzlü adam, Darth Moul’un en korkutucu  kuzeni olarak oynuyor.

Mekân seçimi ve yapım tasarımı kesinlikle son derece sade ve bu sadelik, seyirciyi  çaresizliğe sürüklemekte çok başarılı.

Senaryo son derece ekonomik, öykü gelişimi tutarlı ve  son, alışılageldik çarpıcılığa rağmen gayet başarılı.

Müzik  akılda kalıcı bir  tema  içermemesine rağmen  motive edici.

Oyuncularımızın doğallığı tartışılmaz, kesinlikle başarılılar. Oyuncuların bu doğallığı ki bize “ Gerçeklik hissi uyandırmak için aktüel kamera kullanmak kolaycılığından vazgeçmelisin birader!” dedirtiyor.

 Öykü, benzerlerine rağmen  orijinal ve ürkütücü.

“Ruhlar Bölgesi”,   arada bir espresso içmeyi sevenlerin hoşlanacağı tarzda sert ve çarpıcı bir korku filmi. Sanıyorum bir kereden fazla seyretmek akıl sağlığına zarar verebilir. Filmin künyesini de merak edenlere vereyim:












Hiç yorum yok: