Her gün yazan kalem erbabının işi gerçekten zor. Gerçi memlekette mevzuu bulmak zor değil ama gene de zor.
Mesela bazı yazarlarımız için şarap çeşitlerini tanımaları ve bilgilerini güncellemeleri başlı başına bir iş!
Bazılarının bildiklerini unutmamak için her gün aynı şeyi yazmaları… Memlekette komuta kademesinin nerdeyse yarısı içerideyken vesayetten bahsetmek….
Memleketin dörtte biri eli taşlı, Molotoflu bebelerin ve onların kalaşnikoflu ağabeylerinin egemenliğindeyken hâlâ mazlum edebiyatı yapmak…
Memleketin borç yükü artmışken zenginleştiğimizden bahsetmek…
Tabii bunları durmadan tekrarlamak mühim, çünkü bir adama kırk kere demek var, kırk milyona birer kere demek var…
Hal böyle olunca blog yazmak iyice lüks oluyor. Blog yazan adam ne yapar? Ya ciddi ciddi sosyal güvenlik ve vergi mevzuatı yazar… Ya yemek tarifi yapar… Ya film tanıtımı kopyalar, yapıştırır. Ya teknoloji reklâmı yapar…
Ama “Sevgili günlük, ne olacak bu memleketin hali?” tarzı söylenmeler, mırıldanmaları tutup da bir kategoriye sokamazsınız. Çünkü aslı “sanalağ günlüğü” olan şu yeni edebi türün ifade özelliği kalmamıştır.
Desem ki “Padişahım çok yaşa!” Blog bir işe yarar mı?
Neyse fazla mı taktım nedir, ben şu bloga? Her gün yazmak lazım her gün… Neyse bugünde doldurduk sayfayı, “yersen”…
4 yorum:
Yazın Afşar bey, blog iyidir, güzeldir.. İyi yazılan bloglar daha da iyidir!
Bi' de ben yazabilsem şu iyi bloglardan pek iyi olcek ama Yaren Bey...
yanlış anlaşıldım galiba; blogun kötüsü fikir üretmeden kopyala-yapıştırla fikir taşıyandır diye düşünürüm. yani sizin tam zıddınız. bir de nobran demeyin kendinize,o zaman "gercek" nobranların ünvanı kalmıyor!
Değil miyim yahu? Bütün hayallerim tuzla buz oldu ! Mekânı beğendiğinize sevindim, tükân sizin, her zaman beklerim.
Yorum Gönder