17 Ağustos 2011 Çarşamba

İtalo Calvino'ya Sabırsız Bir Mektup

 “Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu”  Hakkında Üzüntülerim

Yirmi yıldır yazmakta olan, fevkalâde sabırsız ve bir o kadar   önyargılı bu okurunuzun âcizane mektubunu sabırla karşılayacağınızı, ümit ediyorum.

Siz ki “İkiye Bölünen Vikont” ve “ Kesişen Yazgılar Şatosu’nu” yazan dehasınız.

Siz ki anlatımında, lâtin coşkusunun, Akdenizli mübalâğasının, ve elbette çocuksuluğunun ışıltısını  taşıyan bir yazarsınız. Bu açıdan… Evet…  Eğri büğrü zeytin dallarının gölgelerinde, zeytinyağının ışıltısında ve geç yaşlarda keşfettiğim şarabın  enva-i  çeşit kekreliklerinde hikâyelerinizden birer hisse bulmamak imkânsız.

Üstadım, efendim,  değerli hocam… Amma velâkin bilirim ki en güzel kitaplarda bile bir çevirmenin entrikasının gölgesi düşer, dimağımızın  yollarına… Belki “ilgili” demek yerine ilintili, “muhtemelen” deyiverip de   zatınızın  diline bizi yaklaştırmak yerine bize dil öğretmek adına “olasılıkla” deyip bütün şiirselliği baltalayan çevirmenimizin gadrine uğradığımızdan….

Özür dileyerek “Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu” adlı kitabınızı yarım bıraktığımı bildiririm.  Öğreticilik iddiasını okurun üstüne yıkıp da bütün metni tatsızlaştıran bir çevirmenden dolayı…  Okuma zevkim kesintiye uğramıştır. Açıkçası tıkandım. Bir çevirmenin çevirisi belki basılabilir  ve düşüp yanılıp kitabı alan okur da bir defalığına ona para kazandırabilir ama… Çevirmen yazarın eserinin “Artık okunmak istenmeyenler” rafına kaldırılmasına rahatlıkla sebep olabilir ki  sizin kitabınızın da başına gelen budur.

Ayrıca gene özür dileyerek, okuru kahramanlaştırmak iddiasının okura ne gibi bir heyecen  verdiğini bir okur olarak ben anlayamadım. Nobran ve odun bir adam olduğumdan zerrece şüphem yoktur amma… Sizin o cevval  hayal gücünüzün bizi kapıp götürdüğü  yerleri  düşündüğümde okuru kendi bayağılığında gırtlağına kadar gömerek neyi hedeflediğinizi anlayabilmiş değilim.

Bu yüzden sırf zat-ı âlinizin üstün yeteneğine binaen başlayıp da bir yerlere varmasını sabırsızlıkla beklediğim kitabınızı, sıradan  bir istasyon tasvirinde ve  fakirinkinden daha ilginç görünmeyen bekleme sahnesinde yarım bırakmış bulunuyorum. Kitabı yarım bırakıyorum ki  siz üstadım, hatıralarımda hep o fırtınalı ve uslanmaz hayal gücüyle kalsın. Şahsen “Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu”olsaydım bu kitabınızı okumazdım, okuyamazdım. Affınıza sığınıyor ve eski kitaplarınızı tekrar tekrar zevkle okuyacağımı bildirerek saygılarımı sunuyorum.
Âciz Okurunuz Afşar ÇELİK

Hiç yorum yok: