7 Temmuz 2010 Çarşamba

Bırakın Artık Şu Sosyalistleri!



Sol, solcu olmayanlar hakkında öyle ölçüsüz yazar, çizer ki bunun tam da bir hakaret tekeli olduğunu düşünmeden edemezsiniz. Karşısındakini “idealist” diye tahkir ederken takındığı mutlakçı tavrı tahlil etmeye bile gerek duymaz ve bu kibirli tavrını da kendine hak görür.

Türkiye’nin içine sokulduğu terör batağında şimdilerde en moda tavır “ulusal-solcu” takılmak
Doksanlardan itibaren kendi tarih felsefeleriyle tarihi yeni baştan yazmaya soyunan solcular bu işte başarılı oldu.


Artık memleketimizi Mao, Stalin, Lenin gibi katillerin “felsefesine” esir etmek için uğraşan her katil ve hırsız, yeni nesillerce birer kahraman kabul ediliyor.


Bütün romantizmleriyle “emekten” bahseden sol kampa emeğin ederinin nasıl hesaplanması gerektiğini sorduğunuzda alacağınız cevabın aynı zamanda özgürlüğün ve daha önemlisi ahlâkın kaybı olacağını görememeniz yüzünden oluyor bu…

Dünya üzerinde kanla ve zorbalıkla kurulmamış tek bir sosyalist devlet olmadığı gerçeğini saklarken de bu yalanın hangi ahlâka dayandığını söylememeleri de…
Çünkü gerçekte insan severlik diye pazarladıkları hırçınlığın, ahlâkın normlarına isyan olduğunu söylemeyeceklerdir size.



Veya durmaksızın örnek verdikleri 2. Dünya Savaşı sosyalistlerinin, “ne pahasına olursa olsun” Stalin gibi bir katilin müdafaasını yaptığını da söylemeyeceklerdir.
Veya Orta Asya’yı, Doğu Avrupa’yı Hindi Çini’yi kana bulayan işgalciliğin de inançlara küfreden, milletleri reddeden, salt materyalist sosyalizmin kendisi olduğunu hatırlatmamak isteyeceklerdir.


Çin’in Kore’yi işgal etmeye kalkması, Vietnam’a saldırması, Tibet’i ve Doğu Türkistan’ı kirletmesi de onların vicdanlarında herhangi bir yankı bulmayacaktır.
Sovyetlerin, Doğu Avrupa ve Orta Asya işgallerinin, ahlâklarının neresinde mevzilendiğini de boşuna sormayın….


Çünkü onlar “amaç güdülü” ahlâklarıyla devrim için kendi ailelerini reddetmekten çekinmemiş, çocukların babalarının aleyhine kullanıldığı insanlık dışı rejimleri bir kere bile eleştirmemişlerdir.
Çünkü onlar kendi ülkelerinde Kızıl Ordu tanklarını görmeyi Mehmetçik’i görmeye tercih etmişlerdir.


Çünkü onlar daha sonra gene kendilerince etnik ırkçı köpeklerin yetiştirildiği terör çiftliklerinde kan içmeyi öğrendiklerinden de bahsetmeyecekledir.
Amaç güdülü ahlâkları yüzünden muhaliflerine iftirayı, hakareti kendilerine hak görmelerinin gerekçesini açıklayamayacaklardır.


Oysa Türkiye’nin etnik ırkçılıkla başının belaya sokulmasının müsebbibi, “Halklara özgürlük!” diye bağırıp da millî egemenliğimizi daha ilk günden reddeden sosyalistlerdir.
Onlar “Türk” demeyi ırkçılık sayar ama “Kürt ve Türk halklarının kardeşliği!” yaveleriyle ülkemize saldıran Bekaa yetiştirmelerinin ırkçılığıyla bu gün kimin beslendiğinin görülmesini istemezler.


Onlar size parti liderlerinin nasıl KGB bordrosundan maaş aldığını da hatırlatmayacaklardır.
Onlar size Sovyet emperyalizminin ülkemizi ele geçirmesi için Doğu Avrupa’daki hempaları gibi nasıl çalıştıklarını da açıklamayacaklardır.


Ama size “iktisat” diye, yarım akıllı bir muhterisin yalan yanlış dört işlem hesaplarını sunacak bunlarla ikna olmazsanız kalaşnikoflarıyla sizi nasıl ikna edeceklerini “Tek yok devrim!” diye haykırarak göstereceklerdir.
Onlar size bilincinizin torna tezgâhlarıyla nasıl şekillendiğini anlatacak, elinizdekileri yağmalayarak sizi nasıl mutlu edeceklerini söyleyeceklerdir.


Onlar sizin inançlarınızın “afyon” olduğunu söyleyecek, sonra da savruk sakallı bir ihtiyarın saçmalıklarına Maocu dipçiklerle iman etmenizi isteyeceklerdir.
Onlar sizin üretmenizi sağlayacak her şeyinizi elinizden alacak ve sonra kafanıza bir namlu dayalıyken insanlık için üretmenizi isteyeceklerdir.
Ve bu adamlar sizin normlarınızı ve değerlerinizi “idealizm” diyerek küçümseyecek ve düşünmenizi imkânsız kılacak bir çift dillilikle gücün mutlak egemenliğini yerleştirmeye çalışacaklardır.


Çünkü onların ahlâkı, bütün kelimelerin anlamlarının diyalektik hokkabazlıkla buharlaştırıldı gibi anlamını kaybetmiştir.
Evet…


Ülkemizi etnik ırkçılıkla bölmeye çalışan bir terör örgütünün de kullanım kılavuzunun savruk sakallı bir ihtiyara ait olması acaba tesadüf müdür?


Sözüm ona kendisine karşı savaşılmış Hitler’in ideolojisi de sosyalizmdi. Onlar size NAZİ kısaltmasının “Nasyonal SOSYALİST Parti’ye” ait olduğunu da söylemeyeceklerdir.


Bana soracak olursanız hak ve hukuk hakkında hiçbir kanaati olmayan, daha doğrusu saf ve şekilsiz bir hırçınlık göstermek dışında anlamlı tek söz de edemeyen, konuşmayı, anlamlandırmayı küçümseyen bu güç müptelası yağmacılarla millî egemenliği tartışmayı bırakın.
Bırakın artık şu sosyalistleri…

Hiç yorum yok: