14 Nisan 2014 Pazartesi

Türkçülük Şeriatçı Milliyetçiliğe Karşı


Türk Ocakları  Genel Kurulunda Zihniyetler Mücadelesi

Evet Mustafa Kafalı  hocamızı destekliyorum. Yazdıklarımın bir takım yarım akıllılar tarafından, ona karşı yorumlanması riskinin de farkındayım.

Çünkü biz artık akla güvenilerek yaşanabilecek bir ülkede yaşamıyoruz.

Biz çoğunlukların gel geç heveslerinin ve içgüdülerinin yönettiği, bir "sürüler egemenliğinde" yaşıyoruz.

Mustafa Kafalı  hocamızı destekliyorum, çünkü onun “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.” diyen kurucu aklın bir mirasçısı olduğunu biliyorum.

Şimdiye kadar ortaya çıkmaması için uğraşılmış  bir anlayış farkının, artık içine hapsedildiği ilkesizlik kozasını yırtarak ortaya çıktığını da Türk Ocakları Genel Kurulu arifesinde görüyorum.

Nedir o anlayış farkı? O fark, Türk İslâm Ülkücülüğü/sentezciliği ile Türk milliyetçiliğinin hayat sebebi ve çekirdeği olan Türkçülük arasındaki fark.

Bu o kadar  büyük bir fark ki “delege sayıları” ile hatır gönülle, “Partiye bir şey olmasın!
” endişesiyle vs saklanamıyor.

Peki ama iki “taraf” arasındaki fark niye bu kadar büyük olmalı?

Şundan dolayı:

Yerleşik siyasal İslamcı tasavvura yakın duran siyasal milliyetçilik ve Türk Ocakları mevcut yönetimi, dinin kollektif bir değer olmasını,  onunaynı zamanda ortak yaşanan, yaşanması gereken bir “doktrin” olduğu şeklinde anlıyor. “Madem aynı dine sahibiz, o dinin her dediğini, herkes aynı şekilde yapmalı!” anlayışı, şu anda Türkiye’de siyasetin, dine bakışını özetliyor. Bu, siyasetin, din denen şeyden anladığı…

“Türk İslâm Ülküsü” denen şey de siyasal mlliyetçiliğin doktrini, yani ülkücü siyasal eylemin,  “emredici ideolojik temeli”.  Bu ne  anlama geliyor? Şu anlama geliyor.

Milliyetçiler milli değerlere sahip çıkmalı. Din milletimizin paylaştığı bir milli değerdir. Öyleyse dine  sahip çıkılmalıdır. Din toplumsal ilişkileri her ayrıntısıyla düzenler. Öyleyse  toplumsal hayatımızın her ayrıntısının  dine göre düzenlenmesine sahip çıkmak dine sahip çıkmaktır. O halde milliyetçiler, toplumsal hayatın dine dayalı olarak düzenlenmesine sahip çıkmalıdır!”

Ümmetçilerin aynı dine mensup insanlara “millet” demesinin yarattığı bulanıklıktan başlayalım. Üstüne bir de  yukarıda açıkladığımız  anlamda “ müşterek değer olarak dine sahip çıkmak”  görevini eklediğimizde; ortaya  “şeriatçılık” çıkıyor.

Bu da eğer bir “ulul emr” olmazsa dine sahip çıkılmayacağı, dinin istendiği gibi yaşanılamayacağı anlamına geliyor. Şeriatçılığın basit ve çarpık mantığının Türk İslâm Ülküsü adıyla milliyetçiliğe girişi de bu şekilde oluyor.

O halde neden Mustafa Kafalı hocamızı destekliyorum?

Şundan dolayı: Hocamız dini son derece iyi bilen bir insan. Bunun yanında, dinin Müslümanların vicdanlarında da gayet güzel yaşanabileceğini, bir devlet zorlaması olmadan da Müslüman kalınabileceğini bilen bir insan. O, akılcılık olmadan dinin de normal şekilde yaşanamayacağını bilen bir insan. Türk Milleti’nin kendince anladığı ve uyguladığı Müslümanlığın, Arap Vahhabi şeriatçı/siyasal İslâm’ından farkını da sürekli ifade eden bir büyüğümüz.

Türk Ocakları’nın mevcut yönetimi ise ucu, mutlaka totaliter bir şeriat devletine varacak olan Türk İslâm sentezinin  savunucusu.  Bundan dolayı mevcut ocak yönetimi, zaten sürekli olarak “Türkiye’de istikrarın, şeriatçı bir partinin hükümetine bağlı olduğunu” söyleyip duruyor.

Bu halin çok ciddi ahlâkî vebali de var ama şimdilik işin akılcı tahlilini yapıp bırakalım.

Mustafa Kafalı ve kırk yiğit Türk çerisi hak ve doğru bildiklerini savunmak için yola çıktı. Onların ahlâkî müşevviği işte bu “Hak ve doğru bildiğini savunmak” sorumluluğu. Onlar ne kadar yığınlaşabildiklerine, sürüleşebildiklerine bakmıyorlar, buna hiç aldırmıyorlar.  Nereden mi biliyorum?






2 yorum:

selcen dedi ki...

Aslında bir bayrak yarışı olması gereken mesele,adeta rekabete dönüşüyorsa,birileri iyice düşünmeli ve nerede yanlış yaptık diye kendilerine sormalıdır.

Afşar Çelik dedi ki...

Bayraklar ayrılmışsa bir kere...

Fitnenin bayrağına karşı Türk Bayrağı'nın kavgası başlar o yerde!

Her zaman beklerim. Saygılar ve teşekkürler.