Türk Ocakları Genel Kurulu
yaklaşırken yönetime aday olan Mustafa
KAFALI hocamız ve destekçileri, galiba alaya alınır olmuş. Muhtemel ve muhtelif hakaretlerin bir önemi
yok.
Ama mevcut yönetimin, siyasal İslâmcılıktan devraldığı
bir “hikmet-i hükümet” anlayışı var ki
işte o kayda ve tahlile değer bir garabet!
Ocak’ta bir “ağabeylik” kurumu
vardır. Kişiliklerinin, birikimlerinin bizden daha olgun ve büyük olduğunu düşündüğümüz
insanların her hareketinde bir hikmet olduğunu düşünürüz. Onlar bizim henüz geçmediğimiz
yolları geçip ulaşamadığımız hedeflere ulaşmış insanlardır çünkü… Meselâ
Mustafa KAFALI hocamız, bizim ağabey dediğimiz insanların ağabeyi olmuş, büyük
bir ocaklıdır.
Yirmi yıldır ocağa hakim olan genel
zihniyet, ocağı bir tür siyasi merkez gibi düşünmekten ibaret. Bu aslında garipsenecek
bir şey de değil. Yirmi yıldan bu yana
ocak yönetiminde ağabeylik kurumunun
üstüne hoyratça basıp yükselen bir takım insanların ocağı nereye götürdüğünü görüyoruz. Bugün ocakta “ağabey” sayılmak için çok da
birikimli falan olmanız gerekmiyor.
Türk Ocakları herhangi bir dinci
merkez sağ siyasi partisi gibi demeçler veriyor, politika üretiyor, politikada
taraf oluyor, hükümetlerle doğrudan ilişkiler kuruyor vs vs vs…
Meselâ Kürt ayrılıkçılığıyla
ilgili olarak ocağın “rezalet”(skandal) sayılabilecek bir takım açıklamalarının
ve hükümet yanlısı tutumunun altında
yatan sebeplerden biri de sanırım bu “ sıfır maliyetli ağabeylik” kurumu…
Yönetimdeki insanların
liyakatleriyle tek tek uğraşmak, onların, “rakipleri” hakkındaki ilkesiz ve oldukça saygısız tutumlarına rağmen bizim
işimiz değil. Kaldı ki içlerinde muhakkak belli bir liyakate ulaşmış olanları
da vardır.
Amma en nihayetinde, ocağın,
etnik Kürt ırkçılığı ve terörü, şeriatçılık fitnesi ve belası karşısında getirildiği nokta, hiç de iç açıcı değil.
Dolayısıyla kişilerin tek tek iyilikleri, yetkinlikleri ne olursa olsun; artık
ocak yönetimindeki “ağabeylerin”, genel anlamda herhangi bir hikmetinden,
basiretinden veya ferasetinden bahsetmemiz mümkün değil. Bu aynı zamanda,
felsefesiz, kitapsız, ilkesiz bir vatanseverliğin hiç kimsenin işine yaramadığını
ispatlıyor.
Şimdiye kadar herkese, hiç kimsenin sahip olmadığı hakikatlere,
sırlara ve hikmetlere sahip oldukları izlenimini vererek; yaptıklarını haklı
çıkarmaya çalışan "sıfır maliyetli ağabeyler", Türk Ocakları’nın itibarının
korkunç derecede zedelenmesine sebep oldular.
İşte tam da bu sebepten, ocakta
başkanlığı ,ağabeyliğin, yaş geçirmekten ziyade, o yaşların nasıl geçirilmesi
gerektiğini gösteren bir ağabey olarak Mustafa KAFALI hocamızın, devralmaları
gerekiyor.
Ne mutlu Türküm diyene!
TANRI TÜRK’Ü KORUSUN!
2 yorum:
Kişiliği gelişmemiş olanlar kaç yaşında olurlarsa olsunlar,mutlaka kendilerine uygun bir ağabey bulurlar.
Enfes tespit! Ne zamandır yoktunuz?
Her zaman bekleriz.
Saygılar.
Yorum Gönder