Türk Ocakları Genel Kurulu
aslında genel seçimlerin bir provası olacak bana göre.
Çünkü bu “kurultay”, tarihte
Çinlileşen, Araplaşan, mankurtlaşan
boyların ihanetlerinin bir benzerinin yaşandığı, yozlaşma ortamında
yapılacak.
Türkiye’de ciddi bir toplumsal
yozlaşmayla karşı karşıyayız. Siyaset cephesindeki gelişmeler bunun sadece sonuçları.
Bu yozlaşma milletin bilincini
oluşturan doğal mirasın reddedilip yerine Arap/Emevi taassubunun din diye konmaya çalışılmasından kaynaklanıyor. Ve ne
yazık ki son yirmi yıldır Türk Ocakları bu yozlaşmanın, entelektüel taşıyıcısı
gibi çalışıyor.
Türk Ocakları yönetimi, Türk
terbiyesinin gereği olan hüsn-ü zan ve affediciliği bu güne kadar alabildiğine
sömürerek ocak ülküsünün tam aksine İslâmcı enternasyonalizmin sözcülüğünü
yaptı. Bu kesin ve tavizsiz olarak anlaşılmalıdır. Hiçbir Türk Ocakları
yöneticisi, artık hüsn-ü zannımızı hak etmiyor.
Bir yandan Türk insanının dinen
ve ırken ayrıştırılması projesi bütün hızıyla sürerken diğer yandan bu projenin
müteahhitlerinin ağzıyla konuşmuş ocak yöneticilerinin, artık vicdanlarımızda mahkûm edilmesi,
yaptıklarının daha fazla hoşgörü şalıyla örtülmemesi insanlığımızın gereği.
Çünkü her sonuç bir sebepten
gelir. Ve insanların eylemlerinde, onların iradesinden bağımsız bir sonuç
yoktur. Son on iki yılda millî
bütünlüğümüzün yaşadığı tehlikeler karşısında ocağın akıl almaz tutumu da
yöneticilerinin bilinçli seçimlerinden kaynaklandı.
Bu kurultay bu açıdan, “İbadeti
açık yaparken günahı gizli işleyebileceğini “sanan, sapkın Vahhabi taassubuna bağlanmış insanlarla Türkler arasında geçecek, bu kesin!
Bu kurultay, din sandıkları
hurafelerle vicdanlarını uyuşturarak ihanete payanda olanların, gerçekten Türk’ü ne hale getirdiklerinin bir göstergesi
olacak. Delegeler “istikrar”, “ hükümetle iyi ilişkiler” veya sadece menfaat
saikleriyle oylarını kullanabilirler. Şurası var ki içlerinde gerçek bir vicdan
kırıntısı taşıyacak olanlar, sahte bir “akılcılık”
ile milletin bekası arasında seçim yapmakta fazla zorlanmayacaklar.
Çünkü orada bir ulu Bozkurt,
Mustafa Kafalı hocamız, eminim hepsinin, dincilikle uyuşturulmuş kalplerini
titretecek ve onlara kim olduklarını bir kere daha hatırlatacak!
Ey Türk! Titre ve kendine dön!
Ne mutlu Türküm diyene!
TANRI TÜRKÜ KORUSUN!
2 yorum:
Bütün şubelerin kalplaeı dincilikle uyuşturulmuş değil.Çok sağlam şubeler çoktur.Onlar Somuncuoğlunu Öksüzü,ercilasunu Halilovayı sürekli konferans için davet etmekteler yıllardır.
Verdikleri oylarla her şey ortaya çıkacak zaten. Ben biraz karamsarım, o kadar. her zaman beklerim. Saygılar.
Yorum Gönder