21 Mart 2015 Cumartesi

Ulus Hakkında Ulusalcı Cehalet ve Yetersizlik

Ulusalcılık, ulusal kaynakların kolektifleştirilmesi anlamına geliyor.

Ulusalcılık ayrıca tam bağımsızlıkçılık ve emperyalizm karşıtlığı olarak ortaya konuyor.

Buraya kadar sorun yok.

Ulusalcılığın bu üç ayağı da enternasyonalist ve Stalinist sosyalist pratiğin etkisi altında.

Peki bunun anlamı ne?

Bugün vatansever bir söylemle ortaya çıkan ulusalcı solun etnik ırkçı terör karşısında hiç bir çözüm önermiyor.

"Türküyle Kürtüyle..." romantizmi dışında söyleyebildiği hiç bir şey yok.

Çünkü ulusalcıların " ulusu" ile Türk Ulusu birbirine hiç benzemiyor.

Ulusalcıların "ulusu", bir coğrafyada belirli ekonomik faktörlerin kolektif sahibinden başka bir şey değil.

Dolayısıyla adı konulmamış bir yığını, sırf bir şeylerin ortak sahibi olduğu için sevmek hiçbir şeyi çözmüyor.


Ulusalcı solun ulus sorununa Stalinist yaklaşımı Türk uluslaşmasını açıklayamadığı gibi Kürt etnik ırkçılığını da açıklayamıyor.


Dahası bu konuda PKK ile aynı ideolojik temele dayandıkları için onu akılcı ve etik planlarda da eleştirmeleri zorlaşıyor.

Ulusalcılık daha Türk adının gerçekliğini idrak edemeden, milliyetçilikten daha akılcı ve daha kapsayıcı olduğunu iddia ediyor.

Ulusalcılar Türk kimliğinin Kürt kimliğiyle mukayese edilemeyecek kadar büyük ve kapsayıcı olduğunu anlayamadıkları gibi bunu düşünmeyi bile ırkçılık sanıyorlar.

Ulusalcılar ulusun ne olduğunu idrak edemeden, Türklüğün hümanizm için vazgeçilebilecek basit bir etnik /ırksal kimlik olduğunu düşünüyorlar .

Elbette bu satırları fazlasıyla sert ve insafsız bulanlar olacaktır. Onlara Y-CHP'nin kendine çizdiği yolu hatırlatmak isterim.

Nede olsa solun ana akımını CHP temsil ediyor.

Sol maalesef içinde barındırdığı ulusal damara rağmen Türkiye'nin etnik bölünme sürecinde, Türk ulusal egemenliği'nin meşruiyetini savunmaktan aciz.

Çünkü ideolojisi Türk kimliğini tanımasına ve bu kimliğin meşru egemenliğini anlamasına imkân vermiyor.

2 yorum:

Orhun dedi ki...

Sanırım bu denkleme bir de Atatürk faktörünü eklemek lazım. Sizden bir kopya çekeyim: "Soldan Atatürk'ü çıkarsak geriye Türk'e dair bir şey kalmıyor" mealinde yazmıştınız. Acı ama doğru...
Bir de işin hayata yansıyan tarafı; çok arkadaşım modern yaşamın ve fakirleri aç bırakmamanın tek birleşimi olarak solu görüyor ve solcu olarak kendini nitelendiriyor. Sağın dinciliğine tepki de bu nitelemeyi pekiştiriyor. "Türküyle Kürdüyle" romantizminde bile gizliden "halkların kardeşliği" safsatasına dikkat edemiyor. Atatürk'ü "milliyetçi olmak zorunda kalmış, yaşasa sosyalizmi savunacak bir anti-emperyalist lider" olarak hayal ediyor. Türk geçmişini ve kültürünü bir türlü tanımlama içine alamıyor ve bunlara Cumhuriyet tarihi hariç ilgi göstermiyor.
Aslında ulusalcılık kendine milliyetçi diyememenin ve sosyalist geleneği devam ettirerek yeni ve sentez bir 3.yol oluşturmanın adı gibi duruyor.
Elinize sağlık her zamanki gibi...
Saygılar, selamlar..

Afşar Çelik dedi ki...

Enfes bir yorum! Hayranlıkla ve zevkle okudum. Ne gibi bir cevap verebilirim ki?

Mükemmel özet!

Her zaman bekliyorum!