7 Mart 2015 Cumartesi

Kürt Etnik Yapısı ve Egemenlik İddiası Üzerine

Kürt etnik ırkçılığının en büyük iddiası Kürtlerin vatansız bir ulus olduğudur. Dolayısıyla da Kürt ulusu "işgal edilmiş" topraklarını geri almalıdır.

Kürtçüler, Ortadoğu'da kendilerini ulusal azınlık olarak görüyor.

Gerçek böyle mi?

Kürtlerin nüfus açısından azınlık oldukları doğru ama sorun, onların"ulusal "denebilecek bir azınlık teşkil etmemeleri.

Kürtlerin ve diğer bazı ulus altı toplumsal oluşumların ulusal devletler açısından durumları nedir?

Her şeyden önce Kürtler bir ulus değildir ve uluslaşmaları da mümkün değildir.

Bunun biri kültürel diğeri siyasi olarak iki sebebi var.

Kürtler ulus altı bir topluluk.

Kürt kültürü ki kendisinden bu şekilde bahsedilebilecek bağımsız ve özgün bir kültür yoktur, tarihi, kapsayıcılığı, dönüştürücülüğü olan bir yapı değil.Şu saatten sonra da başka kültürlerle etkileşip özgür bir yapı ortaya çıkarabilecek bir güce erişmesi de mümkün değil.

Siyasi anlamda Kürtlerin tarih boyunca"devlet" denebilecek bir egemenlik aygıtı oluşturamadıkları da ortada.

Kendilerince "devlet" saydıkları bütün derebeylikleri bir şekilde ulusal devletlerin egemenliği altında yaşayıp bu devletlerce kullanılmış bağımlı ve muhtaç yerel birlikler.


Bu iki sebep

 Kürtleri, uluslaşmış toplumlara göre "etnik" bir statüye koyuyor.

Dolayısıyla Kürtlerin siyasi anlamda bağımsızlık iddia ve taleplerinin hiçbir gerçek dayanağı kalmıyor.


Dünyanın her yerinde azınlıklar var. Fakat bunların bir kısmı,bağımsız ulusal devletlerin soydaşlarından oluşan ve hakları bu ulusal devletlerle yapılan anlaşmalara dayanan ulusal bakiyeler.Hatta bazıları, idil-Ural ve Sibirya Türk toplulukları gibi bölgelerinin eski egemenleri.


Oysa Kürtler bu şartları haiz bir nüfus azınlığı değil.


Dolayısıyla Kürtlerin, "gasp edilmiş " bir ülkeleri yok!


Kaldı ki bu ulus altı topluluğa her devletin ve ulusun bakışı farklı.


Araplar ve Farslar onları ikinci sınıf bir azınlık olarak görürken sadece Türkler onları Türk uluslaşmasına dahil etmiş.



Gerçek ne olursa olsun görünen o ki Kürtçüler meşru Türk ulusal egemenliğini inkâr ederek bir ulusal devlet kurabileceklerini sanıyorlar.


Bilmedikleri şey şu: Bugün uluslaşmış Türk toplumunun sağladığı kurumların güvenlik ve hukuk şemsiyesi altında akıl dışı iddialar öne sürebiliyorlar.


Türk uluslaşmasından koptuklarında, bir başlarına kalıp da bağımsız ve özgün kültürlü bir devlette yaşayabileceklerini sanıyorlar.

Kürt etnikçiliği, istediğine kavuşabilmek için şimdiye kadar görmediği ve hayal dahi edemeyeceği bir büyük savaş vermek zorundadır ki dün maceracılığın bedelini Kürt topluluğu asla ödeyemez.

2 yorum:

Orhun dedi ki...

Geçenlerde vatan gazetesinin Diyarbakır'daki bir haberine rastladım. Bir adamın evini pkk'lı diye terörle mücadele basıyor, adam da da kan davalısı geldi sanıp pompalı ile ateş ettikten sonra polis imdatı arıyor. Polis, baskında adamı bacağından yaralıyor, adam yaralayana kızgın ama bir yandan da "hayatımı polis imdata borçluyum" diyor. Film gibi.... Farketmeseler bile güneydoğuda düzen denen ne varsa Türk devletine ait.
Ortadan dalayım şimdi sorularıma Hocam: Egemenlik iddialarının temeli bir ulus, vatan, tarih ve kültür olmadığına göre Kürtlerle ne yapacağız?
Hala onları Türk uluslaşmasının bir parçası yapabilir miyiz? "Demokratik" sistem içerisinde eşit haklara sahip "Türk vatandaşı birey"ler haline getirebilir miyiz? Hak ve sorumluluk sahibi insan olmaya ikna edebilir miyiz?
Yoksa yolumuz bir iç savaşın karanlıklarında kaybolmaya mı gidiyor? Nefret ve pişmanlıkla dolu bir geleceğe mi ilerliyoruz?
Her halükarda, etnik şımarıklığın doruklarında, vermeden almaya alışmış ve güce tapan insan kitlesi ile işimiz zor gibi görünüyor.
Saygılar...

Afşar Çelik dedi ki...

Bu dediklerinin "barışla" yani hukukla sağlanması artık imkânsız.

Yol bizi bir iç çatışmaya götürüyor. Amerikan uluslaşması Anayasadan ziyade iç savaşın eseridir.

Belki de en iyisi de budur. Zira egemenlik iddialarının tek cevabı savaştır.

Savaş kaybedilirse ülke bölünür. Savaş kazanılırsa Türk adının tekliği artık tartışılmaz hukuki müşterek olarak tekrar kabul edilir.

Etnik şımarıklık had safhada... Bazı gerzekler bebek katilinin Kürtlerin haklarının koruyucusu olduğunu düşünüyor. PKKnın meşrulaştığı yerde kimse kimseyle kolay kolay barışamaz.

Çok ama çok üzgünüm...