"Düzenin öz uzman aydınları" terimini o icat etti.
Böylece bilginin, yetkinliğin, uzmanlığın, iktidara nasıl satıldığını öğrendik.
Uzmanlığın saygınlığının nasıl istismar edildiğini otobiyografik bir netlikte gösterdi.
Amerika'da "bilim tanrılarının" elinden alınmış, değerleri inkâr edilemez doktorlarla süsledi kitaplarını.
Amerikan menşeli saygınlığı o kadar büyüktü ki kollektivizmi, otoriterizmi, savunduğunda, kimsenin aklına, itiraz etmek bile gelmedi.
Bilginin saygınlığını, kapitalist seri üretimine ve fikir mülkiyetine borçlu olduğunu ya fark etmiyor ya da görmezden geliyordu.
Gene de kitaplarında çizdiği "vicdanlı Türk" portresi ile sağdan ve soldan pek çok okur kazandı.
Türk adının ahlaksızca reddedildiği bir zamanda onu cesaretle savundu.
PKKlı bir hain olmanın kutsandığı bir zamanda "namuslu bir Kürt" olmanın tarifini yaptı.
"Türk" bir entelektüel olunabileceğini bize gösterdi.
Ancak... Belki Yaşar Kemal'in başına gelen, onun da başına geldi. Övülmek arzusu, ikbal beklentisi, ebeveyn endişesi vs. fikir namusunun taşkın kapaklarından taşıverdi.
Alatlı örneği bize ne anlattı?Alatlı'nın AKP'ye biatı, fikir namusunun, sözün değerinin aslında birer hiç olduğunun ikrarıydı.
Alatlı bize bilenle bilmeyen arasında aslında fark olmadığını, insanlar arasındaki farkın güçten / iktidardan kaynaklandığını gösterdi.
Kendi bilgisinin onda birine sahip olmayan gün sahiplerine bilgisini peşkeş çekti. Bilgisinin masumiyetinin ve namusunun kötü niyetli cahillerin şehvetince kirletilmesine razı oldu.
Ama böylece biat ettiğinde cehalete ve zorbalığa karşı hak vehakikat ile karşı çıkmak imkânımızı yok etti, İnsanlığımıza ve ulusumuza ihanet etti.
İhanetin kökeninde mutlaka belli zaaflar vardır. Gene de ihanet ihanettir.
Aatlı "aydın" veya "entelektüel" sayılmanın sebebi olan "ilkesel ahlakı" hiçe saydı. Böylece kamu vicdanının savunucusu olmak sorumluluğunun aslında anlamsız olduğunu söylemiş oldu.
Bir entelektüelin kişisel ahlaki zaafları olabilir. Nitekim tarih bu tip insanlarla doludur. Ama biz onları zorbalığa, ihanete ve yalana karşı tavizsiz tutumlarıyla anarız.
Ne var ki bazıları entelektüel itibarlarını suiistimal eder ve bunun, düşmanlarca kullanılmasına da izin verir. Nobel tutkusuyla Türk düşmanlığı yapmakta beis görmeyen Yaşar Kemal ve Orhan Pamuk, tipik örneklerdir.
Alev Alatlı da bu kervana katılmıştır. Bu bir ihanet tayfasıdır. Bu tayfa sadece uluslarına ihanet etmez. Bu tayfa asıl hakka ve hakikate ihanet eder.
Dolayısıyla yarattıkları birtakım estetik ürünlerin hiçbir insani değeri ve anlamı kalmaz.
Ağa zorbalığına karşı çıktığı iddia edilen Yaşar Kemal'in, çocuk katili ve tecavüzcüsü/ vatan haini,bölücü , hırsız , yağmacı, etnikçi Kürt ırkçılarının feodal ilkelliğini savunurken nasıl bir alçaklığa çanak tuttuğuna nedense kimse dikkat etmez.
Ya da çağdaş bir ülkede Türkçe yazarak ün kazanmasını sağlayan, bunun bedelini de sayısız evlâdının kanıyla elde etmiş Türk Ulusu'nu Ermeni ve Kürt katili diye itham eden Orhan Pamuk'un soysuzluğu, artık Alatlı'nın biatıyla meşrulaştı.
Bundan sonra Alev Alatlı'nın eserlerinin hiçbir fikri değerinden bahsedemeyiz. Çünkü o da Yaşar Kemal ve Orhan Pamuk gibi egemen batının sözcüsü bir "öz uzman aydın" olmayı seçmiştir.
Böylece zaten eserlerinin fikri sorumluluğundan feragat etmiştir.
Alatlı, güç karşısında insanlığı,ulusu,hakkı ve hakikati savunmaktan vazgeçti. Zorbalığın nasıl kazandığını merak ediyorsanız Alatlı 'nın ulusuna ihanetiyle tarihe tanıklık ediyorsunuz.
2 yorum:
Hocam merhaba
Yorum bırakmaya devam edeyim de sıkayım tüm okurları:)
Yaşar Kemal, Orhan Pamuk ve Alev Alatlı'nın hep beraber değerlendirilmesi ile birçok şey daha rahat anlaşılır hale geliyor. Amacım hedef saptırmak değil ama bu üç yazar da farklı tonlarda olmakla beraberle sol gelenekle içiçe olan kişiler. Bir de işin bu boyutu var.
Ama beni en çok etkileyen iki paragraf oldu: "İhanetin kökeninde mutlaka belli zaaflar vardır. Gene de ihanet ihanettir." Öyledir ama bazı ihanetler öyle ballandırılarak anlatılıyor ki insanın kendi aklına inanası gelmiyor.
Diğer etkileyen cümle de "Zorbalığın nasıl kazandığını merak ediyorsanız Alatlı 'nın ulusuna ihanetiyle tarihe tanıklık ediyorsunuz." Hiç merak etmiyorum diyemem ama hiç görmek istemezdim doğrusu.
Sanki bir asır öncesinde neler olduğu gözlerimin önünden geçiyor. Sayenizde "biz"im sadece bu insanlardan ibaret olmadığımızı da farkediyoruz.
Teşekkürler
Saygılar..
Ortak paydalarının sol olması şaşılacak bir şey değil.
En nihayetinde etnik kompleks veya vatansızlık solun karakteristiğidir.
Estağfurullah... Var olmak için şöhrete muhtaç değiliz. Mücadele etmek için Türk olmamız yeterli. Yorumun güzel. Her zaman bekliyorum.
Yorum Gönder