İP kanadı, bir “ulusalcılık”
direnci gösteriyor, ama genel olarak sol bir türlü “milliyetçi” olamıyor. Çünkü “ulusalcılık”
hümanist bir vatanseverlikmiş de “milliyetçilik”, önüne gelen her it sürüsünün sürü
psikolojisiymiş gibi bir hava yaratılıyor.
MHP bu konuda ne yapıyor? Bir şey
yapmıyor. İki sebepten: Birincisi MHP bir cahil cühela sürüsü! MHP’nin bu çağda,
ideolojinin ne olduğuna dair en ufak bir fikri yok!
İkincisi MHP bir dinci sürüsü!
MHP Türklüğü ceset, İslâm’ı ruh zanneden dolayısıyla aslında bedenin anlamsız
bir yük olduğunu söylemiş bir Kürt
mollasının aklıyla siyaset çukurunda yuvarlanıp duruyor.
İyi de bunların hiçbiri “millet”
veya “ulus” gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Siz hiç adını anmasanız da Türk
Ulusu bütün heybeti ve sorumluluklarıyla tarihte ve halde önümüzde dikiliyor.
Türk adına ve varlığına karşı yürütülen
savaşta dinciler, Kürtçüler ve solcular el ele omuz omuza mücadele ediyor. Bazı
solcular “Hayır! Biz sizin gibi milliyetçi değiliz ama ulusalcıyız!” dediğini
duyar gibi oluyorum. Bunlar eğreti, gelgeç tepkilerdir.
Solun tarihi, Türk olmayı zul
kabul eden militanların kanlı eylemleriyle doludur. Solun tarihi, Kürt etnik
ırkçılığını Leninci hurafelerle Türk Milleti’ne karşı kışkırtarak Kürt kan
dökücülerle işbirliğine giden militanlarla doludur. Solun tarihi Kürt
aşiretlerinin oy paketlerine ağzı sulanan sol partilerle kayıtlıdır.
“Tam da ülke bölünmek üzereyken ve sol, Türk olduğunu kavramaya yeni başlamışken bu
uzlaşmazlık ve saldırganlık nedir?” diye de sorulabilir.
Hiç kimse kızmamalıdır. Bugün,
dünün eseridir. Türk adına, Türk ülkesine, Türk egemenliğine gayrı meşru bir
şeymiş gibi bakarak Kürtçüleri bünyelerinde barındırmış meşru veya gayri meşru
her sol örgüt, bugünkü Kürtçü
küstahlığın ve ihanetin birinci dereceden müsebbibidir.
Bunu neden hatırlıyoruz? Bu basit
bir kindarlık mı?
CHP iki gün sonra kurultaya
gidiyor. Kurultaya giderken görünen o ki Kılıçdaroğlu nam siyasetçi, Apo
tasarımlı yapay sol çatı partisi HDP ile ittifaka girecek. Bu açıkça Kürtçü ihanete
ve saldırganlığa ortak olmak demek… Keza Beşiktaş Belediye Başkanının
Hakkâri’ye gidip de PKKlılarla fotoğraf çektirmesi eli silâhlı Kürt eşkıyasına
yaranmak gayretinin bir başka örneği.
Sol şunu görmüyor: Kürtçü hareket
basit bir sivil haklar hareketi falan değil!
Kürtçü hareket, Türk ulusal
egemenliğine karşı Marksist bir silâhlı Kürt kalkışması. Sol, bunu görmeye
yanaşmıyor bir türlü. Çünkü “insanlık onurunu ve barışını” sağlayacağını
sandığı ideolojisinin Leninist ve sonra Stalinist doktrinlerinin nasıl bir
etnik vahşet ve ihanet yarattığını görmek istemiyorlar.
Bu yüzden CHP kurultayı
Türkiye’nin bölünme sürecinde bir dönüm noktası. CHP’nin bir Türk partisi mi
yoksa adsız sansız, milliyetsiz, vatansız bir sosyal demokrat hümanist parti mi
olacağı sadece CHPyi ilgilendirmiyor. Ne yazık ki CHPliler CHPnin kitlesel
gücünün, onun Türkiye Cumhuriyeti’nin mukadderatındaki öneminden habersiz
görünüyor. CHP kitlesi sığ sağ siyasetçilerin kasaba ufkuna saklanıp parti içi
bir egemenlik mücadelesine saplanırsa ne
olacağını maalesef göremiyor. Kendi içlerindeki bir avuç milliyetçi ruhlu
insana “İP’ne gidin!” diyebilecek kadar vatansız olan siyaset esnafının, altı
okun “Milliyetçilik” ilkesini sahiplenmesi mümkün mü?
CHP gitgide PKKlaşırken ülkede de ulus kültürü ve
bilinci zayıflıyor. CHP’de Kılıçdaroğlu
genel başkanlığı kazanabilir ama bu aynı zamanda CHP’nin Türkiye’nin bölünmeden önce yaşadığı son
demokratik kurultayı olabilir. Kimse kızmasın ama CHPnin de canı cehenneme! Ben Türkiye’nin
vatanı ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne bakıyorum.
CHP ve onun önünü çektiği kitlesel sol, bugün
bölücülüğün, etnik ırkçılığın taşeronluğunu yapıyor, bütün olup biten bu!
"Bölenin de avradını!" diyelim mi Cem Abi?
"Bölenin de avradını!" diyelim mi Cem Abi?
2 yorum:
Türkiye'de kapitalizme eklemlenmek üzere oluşturulmuş...70 yıldır aynı teranesi çalınan sürdürülen sağ partiler ve onlara payandalık yapan sol görünümlü particikler var...CHP bunların atbaşıdır...müesses muhalefetin başı...Günümüzde chp-mhp-bdp 70 yıl önce değiştirilen rejimin akp ye rejim adına asli destekçileri olarak devam etmektedirler...Aslında tüm parti..pırtı..sendika...stk...dernek ne varsa tamamı ortaklar..medya bu kısır döngüyü açığa vurmadığı için...Türk Milleti bu sarmaldan kurtulma şansına sahip değildir...Medya dönüşmeden hiç bir şey dönüşmeyecektir.....
Hoşgeldiniz.
Bahsettiğiniz tespit özür dileyerek söylemeliyim ki ezber bir tespittir. Daha hala devletin insanların emeklerine doğrudan müdahale edebildiği bir rejime "kapitalizm" diyebilmek mümkün değildir.
Dolayısıyla Türkiye'de partiler kapitalizme falan değil, devlet eliyle yürütülen sosyalist eğilimli bir menfaat rejimine eklemlenmiştir. Yorum bırakan nadir okurlarımdansınız, emeğinize ve aklınıza sağlık, teşekkürler.
Yorum Gönder