3 Eylül 2014 Çarşamba

Türkiye Bölünürken Sol Nerede?


İP kanadı, bir “ulusalcılık” direnci gösteriyor, ama genel olarak sol bir türlü “milliyetçi” olamıyor. Çünkü “ulusalcılık” hümanist bir vatanseverlikmiş de “milliyetçilik”,  önüne gelen her it sürüsünün sürü psikolojisiymiş gibi bir hava yaratılıyor.

MHP bu konuda ne yapıyor? Bir şey yapmıyor. İki sebepten: Birincisi MHP bir cahil cühela sürüsü! MHP’nin bu çağda, ideolojinin ne olduğuna dair en ufak bir fikri yok!

İkincisi MHP bir dinci sürüsü! MHP Türklüğü ceset, İslâm’ı ruh zanneden dolayısıyla aslında bedenin anlamsız bir yük olduğunu söylemiş bir Kürt  mollasının aklıyla siyaset çukurunda yuvarlanıp duruyor.

İyi de bunların hiçbiri “millet” veya “ulus” gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Siz hiç adını anmasanız da Türk Ulusu bütün heybeti ve sorumluluklarıyla tarihte ve halde önümüzde dikiliyor.

 Türk adına ve varlığına karşı yürütülen savaşta dinciler, Kürtçüler ve solcular el ele omuz omuza mücadele ediyor. Bazı solcular “Hayır! Biz sizin gibi milliyetçi değiliz ama ulusalcıyız!” dediğini duyar gibi oluyorum. Bunlar eğreti, gelgeç tepkilerdir.

Solun tarihi, Türk olmayı zul kabul eden militanların kanlı eylemleriyle doludur. Solun tarihi, Kürt etnik ırkçılığını Leninci hurafelerle Türk Milleti’ne karşı kışkırtarak Kürt kan dökücülerle işbirliğine giden militanlarla doludur. Solun tarihi Kürt aşiretlerinin oy paketlerine ağzı sulanan sol partilerle kayıtlıdır.

Tam da  ülke bölünmek üzereyken ve sol,  Türk olduğunu kavramaya yeni başlamışken bu uzlaşmazlık ve saldırganlık nedir?” diye de sorulabilir.

Hiç kimse kızmamalıdır. Bugün, dünün eseridir. Türk adına, Türk ülkesine, Türk egemenliğine gayrı meşru bir şeymiş gibi bakarak Kürtçüleri bünyelerinde barındırmış meşru veya gayri meşru her sol örgüt, bugünkü  Kürtçü küstahlığın ve ihanetin birinci dereceden müsebbibidir.

Bunu neden hatırlıyoruz? Bu basit bir kindarlık mı?

CHP iki gün sonra kurultaya gidiyor. Kurultaya giderken görünen o ki Kılıçdaroğlu nam siyasetçi, Apo tasarımlı yapay sol çatı partisi HDP ile ittifaka girecek. Bu açıkça Kürtçü ihanete ve saldırganlığa ortak olmak demek… Keza Beşiktaş Belediye Başkanının Hakkâri’ye gidip de PKKlılarla fotoğraf çektirmesi eli silâhlı Kürt eşkıyasına yaranmak gayretinin bir başka örneği.

Sol şunu görmüyor: Kürtçü hareket basit bir sivil haklar hareketi falan değil!

Kürtçü hareket, Türk ulusal egemenliğine karşı   Marksist bir silâhlı Kürt kalkışması.  Sol, bunu görmeye yanaşmıyor bir türlü. Çünkü “insanlık onurunu ve barışını” sağlayacağını sandığı ideolojisinin Leninist ve sonra Stalinist doktrinlerinin nasıl bir etnik vahşet ve ihanet yarattığını görmek istemiyorlar.

Bu yüzden CHP kurultayı Türkiye’nin bölünme sürecinde bir dönüm noktası. CHP’nin bir Türk partisi mi yoksa adsız sansız, milliyetsiz, vatansız bir sosyal demokrat hümanist parti mi olacağı sadece CHPyi ilgilendirmiyor. Ne yazık ki CHPliler CHPnin kitlesel gücünün, onun Türkiye Cumhuriyeti’nin mukadderatındaki öneminden habersiz görünüyor. CHP kitlesi sığ sağ siyasetçilerin kasaba ufkuna saklanıp parti içi bir egemenlik mücadelesine saplanırsa  ne olacağını maalesef göremiyor. Kendi içlerindeki bir avuç milliyetçi ruhlu insana “İP’ne gidin!” diyebilecek kadar vatansız olan siyaset esnafının, altı okun “Milliyetçilik” ilkesini sahiplenmesi mümkün mü?

CHP gitgide  PKKlaşırken ülkede de ulus kültürü ve bilinci  zayıflıyor. CHP’de Kılıçdaroğlu genel başkanlığı kazanabilir ama bu aynı zamanda CHP’nin  Türkiye’nin bölünmeden önce yaşadığı son demokratik kurultayı olabilir. Kimse kızmasın ama  CHPnin de canı cehenneme! Ben Türkiye’nin vatanı ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne bakıyorum.


 CHP ve onun önünü çektiği kitlesel sol, bugün bölücülüğün, etnik ırkçılığın taşeronluğunu yapıyor, bütün olup biten bu!

"Bölenin de avradını!" diyelim mi Cem Abi?

2 yorum:

ergün tutuş... dedi ki...

Türkiye'de kapitalizme eklemlenmek üzere oluşturulmuş...70 yıldır aynı teranesi çalınan sürdürülen sağ partiler ve onlara payandalık yapan sol görünümlü particikler var...CHP bunların atbaşıdır...müesses muhalefetin başı...Günümüzde chp-mhp-bdp 70 yıl önce değiştirilen rejimin akp ye rejim adına asli destekçileri olarak devam etmektedirler...Aslında tüm parti..pırtı..sendika...stk...dernek ne varsa tamamı ortaklar..medya bu kısır döngüyü açığa vurmadığı için...Türk Milleti bu sarmaldan kurtulma şansına sahip değildir...Medya dönüşmeden hiç bir şey dönüşmeyecektir.....

Afşar Çelik dedi ki...

Hoşgeldiniz.

Bahsettiğiniz tespit özür dileyerek söylemeliyim ki ezber bir tespittir. Daha hala devletin insanların emeklerine doğrudan müdahale edebildiği bir rejime "kapitalizm" diyebilmek mümkün değildir.

Dolayısıyla Türkiye'de partiler kapitalizme falan değil, devlet eliyle yürütülen sosyalist eğilimli bir menfaat rejimine eklemlenmiştir. Yorum bırakan nadir okurlarımdansınız, emeğinize ve aklınıza sağlık, teşekkürler.