Azerbaycan’da Arap ümmetçiliği ve
yobazlığı ile sosyalist enternasyonalizmi Türkçü milliyetçiliğini boğuyor.
Azerbaycan, çocuklarıyla Rusça
konuşan genç ailelerle doluyor.
Azerbaycan Türk milletleşmesine
yabancılaşıyor. Bu biraz da Türkiye ile koşutmuş gibi geliyor bana. Çünkü
Türkiye Türk milletleşmesinin çağdaşlaşma ve hukuk devleti idealiyle ilgisini
anlayamamış, toplama şehirli, kenar mahalleli yabancılaşmış kitlelerin ellerine
düşmüş vaziyette.
Azerbaycan Elçibey’in Türkçe
konuşan büyük Türk ülkesi olmak yerine
eski Rus sömürgesi rolünü benimsemiş görünüyor.
Dolayısıyla meselâ Atatürk’e
bakışlarında da “ortak ata” kabulünden ziyade “Rum” kökenli, Türkleşmiş bir
yabancı izlenimi kafalarda yavaş yavaş yerleşiyor gibi görünüyor.
Rus egemenliğinin ortadan
kalkmasıyla belki görünüşte bir bağımsız devlet elde edilmiş ama o devletin egemeninin
toplumsal kimliği sanıldığı gibi “Türk” değil.
Günlük konuşma dilinin yarısı
Rusça olan, çocuklarıyla Rusça konuşmayı medeniyet sayan insanlar, SSCB öncesi
feodal, bölünmüş, yerelci, hemşerici,
millet altı mensubiyet şuuruna geri dönmüş görünüyor.
Bu açıdan da bilhassa komünist
partisi devrini yaşamış neslin Türk egemenliğine karşı Kürt ayrılıkçılığında
milliyetçi, Türkçü bir tavır sergileyemediklerini, Türk olmanın önemini
kavrayamadıklarını görüyorum.
Onlar Rus egemenliğinde , Rus
boyunduruğunda bir enternasyonalizmi
hümanizm sanan bir nesil. Dolayısıyla dünyada, ikinci bir dile muhtaç
olmaksızın yaşayabilen, milletleşmiş bir Türk topluluğu fikrini anlayamıyorlar.
Maalesef o kuşak ve onların çocukları, egemenliğin, bağımsızlığın, hukuk
birliği ve kanun önünde eşitlik ideali ile ilgisini anlayamıyor.
Bunun en büyük sebeplerinden biri
kanaatimce şeriatçı propagandanın Fethullah Hoca okulları veya Suudi/Vahabi elleriyle toplumu uyuşturması. Azerbaycan’ın laiklikle ilgisinin
zayıflaması, dinci ihanetin Türkiye’deki
iktidarıyla kendiliğinden meşrulaşıyor.
İkinci olarak büyük ölçüde feodal
beyliklerin köylü sosyolojisine SSCB döneminde bile bağlı kalan bir topluluk
olarak Azerbaycan’ın uluslaşmada Türkiye Türklüğünü ve Atatürk’ü değil de Lenin’i
ve Rusları örnek alması.
Azerbaycan’daki SSCB devri Türkçü
aydınlanmacılık maalesef ilkesiz bir zenginlik tutkusu ve Rus hayranı,
bağımlı bir benlik ile kırılmış durumda.
Azerbaycan da Türkiye gibi karnı doyduktan sonra kimin başa geçtiğini önemsemeyen koca bir
köylü topluluğu olmayı millet olmaya tercih ediyor…
3 yorum:
Azerbaycan içinde üzülelim o halde...
Vallahi ben üzülüyorum...
Çünkü Atatürk'e bizim verdiğimiz anlam ve önemi vermek yerine onu " Bir çeşit Lenin" gibi görmek eğilimindeler... Umarım yanılıyorumdur.
Uzaktan tanıdığımız kardeşlerimizin bizimle aynı düşünce düzleminde olmadığını görmek çok üzücü tabii.
Ama bir de yapılması gereken analiz ve çözülmesi gereken bir sorun var: Öyle anlaşılıyor ki Sovyetleştirme egemenlik altına alınan "halklar"da derin izler ve tahribat bırakmış. Rus olmak ve Rusça konuşmak, Rus değerlerini benimsemek -bizim hayal edemeyeceğimiz ölçüde- gelişmişliğin ve elit olmanın ölçüsü olmuş. Anadili Türkçe olan insanların evinde Rusça konuşmasının başka açıklaması yok.
Bir süredir bir Azerbaycanlı Hocadan Rusça dersi alıyorum. 10 senedir Türkiye'de; Türk vatandaşı ancak Sovyet devrinde yetişmiş. Sovyetlerin Azerbaycan'ı işgal edip öldürdüğü insanları iyi biliyor, burada benimsendiğinin farkında ama Türklük bilinci yerleşmemiş.
İsteseniz de içine dahil olamayacağınız bir millete özenmek nasıl bir şeydir biz Türkiye Türkleri anlayamayız. Bu ancak sömürge olarak yaşamış insanların algısıdır.
Zamanla geçecektir.
Yorum Gönder